Bir şehir içinde yaşayanlarla birlikte yönetilmelidir. Yaşadığımız şehre sahip çıkma bilinci içerisinde olan herkesin bunu idrak ederek kendi şehrine sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Mersin’e sahip çıkma zamanı gelmiş geçiyor bile.
Vurdumduymaz ve giderek kötüleşen yerel yönetimler istemez hiç kimse tabii. Keşke halkımız tam anlamıyla bu şehri daha da geriye götüren yerel yönetimleri tam olarak çözebilse. Belki o zaman AK BELEDİYECİLİĞİN farkını bulabiliriz. Betonlaşan bir şehrin çocuklarının yegâne oyun oynayabildikleri bir okul bahçesi bile yok denecek kadar az. Aklın yolu bir. Yerel hizmetler bilimsel değil, işlevsel değil, ekonomik değil, estetik değil, kalıcı değil, millet de bunu biliyor ve istemiyor. İnanın arkadaşlar inanın; Mersin talihsiz bir şehir. Ve bu talihsizliğin nedenini halkımız anlamaya başladı bile.
Mersin her zaman söylüyorum; talihsiz bir şehir. Nereye gitsem kiminle konuşsam konu Mersin’e geldiğinde yine bu talihsiz tabloyu konuşmak zorunda kalıyoruz. Tanık olduğum dost sohbetlerinde Mersin işsizliğin dolayısıyla yoksulluğun kenti haline gelmiş, onu görüyorum. Belki günümüzde nereye giderseniz gidin benzer sorunlarla karşılaşırsınız. Bu, adeta küresel ekonominin tüm dünyaya serpiştirdiği bereketsizlik tohumlarının yeşermesinin sonucudur. Fakat bu böyle devam etmemeli. Ve Mersin acilen AK BELEDİYECİLİKLE TANIŞMALI.
Durumun vahametini artıran en önemli unsur ise Mersin’de yaşayanlarda çok yaygın olarak görülen umutsuzluk duygusudur. Mersin yıllarca kendisini temsil yerel yönetimlerden kaynaklanan ve talihsiz şehir nitelendirmesinden umutsuzluk şehri noktasına gelmiştir. Bireylerin gelecekleriyle ilgili beklentilerinin azaldığı ya da bittiği noktada yani umutsuzlukta nasıl davranabilecekleriyle ilgili sanırım herkesin bir fikri vardır. Bu bağlamda son yılların Mersin analizlerine baktığımızda bu karamsar tablonun nedenlerini görebileceğiz. Bir şehir önce kendi içinde yaşayanları mutlu etmelidir. Ve bir şehri mutlu etmenin yolu o şehri kendinden daha çok sevmekten geçer. Dünyada yapılmış her şey, sevgi sayesinde yapılmıştır. Değişmek ve değiştirmek istiyorsanız okuyun ve elinize kaleminizi alıp yazmaya başlayın.
Mustafa Mızrak / Gazeteci / Yazar