İslam terminolojisinde fakirlik kavramının iki anlamı vardır.
Birincisi üstünlüğü, ikincisi ise utancı, kayıp ve Ziyanı ifade eder.
Fakirlik kavramının birinci anlamı, Hz Muhammed ' in, " Fakirlik benim övüncümdür" ve " Allah ' ım ! ' Beni fakir yaşat, fakir öldür ve fakirlerle ' haşir et! gibi hadisleriyle anlamını kavrar.
Özellikle Türk İrfan geleneğinde, fakirlik terimi yükseliş basamaklarından birini ifade eder.
Yani mal fakirliği, yoksulluğu ifade etmez.
Alçak gönüllüğü ve kibirden uzak yaşamayı ifade eder.
İrfan geleneğinde imkanı olmasına rağmen dünya nimetlerinden el çekerek halkın, en fakiri gibi yaşamak ve bu durum üzerinde sebat etmek fakirlik olarak tanımlanabilir.
Bu durum mülkün asıl sahibinin Allah olarak bilip, Allah ' ın ihtiyaçsız olduğunun gerçeğini kişinin batıni tekâmülünde içselleşirilmesini ifade etmektedir.
Geçmişte olduğu gibi bugünde Bektaşi devrişleri kendilerinden bahsederken " Fakir"  diye tevazuyu dile getirir.
Fakirliğin ikinci anlamı ise geçimini zorlukla temin etmeyi ve ya temin edememeyi ifade eden cins anlamındadır.
Buna yoksulluk da diyebiliriz.
Bu tür fakirlik hem Hz Muhammed ' in hadislerinde hem de Hz Ali 'nin buyruklarında yerilmiştir.
Hz. Muhammed ' in , " Fakirlik her iki dünya da da insanın yüz karasıdır, " Cehennem ehlinin çoğu fakirlerdir, " fakirlik neredeyse küfür olacaktı," 
" Allah'ım! küfürden ve fakirlikten sana sığınırım 
Çünkü ikisi de birdir " gibi hadisleri yoksulluk anlamında ki fakirlik için söylenmiştir.
Fakirliğin insanı küfre/ inkara sürüklediğine dair Hz. Muhammed ' ın doğrulukta nam salmış arkadaşı Ebu Zer Gafari ' de şöyle demiştir:  Fakir  bir kapıdan girince din diğer kapıdan çıkar," demiştir.
Hz Ali de fakirliği yeren bazı sözler buyurmuştur.
Mesela" fakir kendi vatanında da Gurbette ' dır ( ve ya zelildir)," " fakirlik vatanda Gurbettir ", " fakirlik nefsin zelilliğine, aklın şaşkınlığına ve hüzünlerin birikmesine yol açar," " iyi tedbir ile fakirlik olmaz," Borçla iç içe olan fakirlik, en büyük mutsuzluktur" gibi buyrukları son derece dikkat çekicidir.
Ancak Hz Ali ' nın " Borçla iç içe olan fakirlik, kızıl ölümdür" şeklinde ki buyruğu fakirliğin dahşetini anlatması bakımından sarsıcı bir ifadeye sahiptir.
Hz Ali fakirliği ele aldığı daha dikkat çeken ifadeleri vardır.
Hz Ali bunlardan birinde, Eğer fakirlik bir adam olsaydı onu öldürürdüm " demiştir.
Hz.Ali Devlet başkanı olduktan yaklaşık üç yıl sonra, onun yönetimi altında ki ahaliden sadakaya muhtaç tek kişi bile kalmamıştır.
Yine Hz Ömer döneminde yine devlet çok zengin olmuş ve sadakaya muhtaç tek kişi bile kalmamıştır.
Bütün bunları dikkate aldığımızda İslam dini başta olmak üzere Hz Muhammed ve saadet döneminin dört büyük Halifesi de  fakirliğe karşı mücadele edilmesini ve ortadan kaldırılması için mücadele etmişlerdir.
Son yıllarda bazı hocalar fakirliği övüyor peygamber efendimiz aç yaşamış, şöyle yapmış böyle yapmış adeta yoksulluğu ve fakirliği özendiriyor.
Halbuki onların kast ettiği manevi fakirlik, tevazu ve normal halk gibi kibirden ve şatafatan uzak yaşamaktır.
Demokrat parti Başbakan Adnan Menderes, Adalet partisi ve Doğru yol partisi iktidarında Başbakan Süleyman Demirel iktidarında Fakirlik ve yoksulluk ile mücadele etmişlerdir.
1950' de 1. Km asfalt yol yoktu, bir tek baraj vardı. Edirne'den Kars'a kadar ülkeyi maddi ve manevi eserlerle bir kolye gibi süslediler yaptıkları on binlerce fabrikada, açtıkları yüzlerce DSİ, köy hizmetleri, orman bölge müdürlükleri, TMO ofisleri, Zirai donatım kurumları, kağıt fabrikaları, çimento fabrikaları, demirçelik fabrikaları, gübre fabrikaları, şeker fabrikaları, sigara fabrikaları, et ve balık kurumları, seka, Asalsan, Petkim, Tüpraş, GAP projesi, KOP projesi olmak üzere on binlerce işçi buralarda çalıştı emekli oldu bugün yakınları çalışıyor orta direk meydana geldi.
Yokluk ve yoksulluk ülkesi olan ve iğne den ipliğe kadar her şeyi dışarıdan ithal eden bir ülkeyi devasa eserlerle 2002' de her şeyi dışarıya ihraç eden ve Gelişmiş G-20 Ülkeleri içinden 16. Sırada olan bir büyük Türkiye'yi akp ' ye teslim etti.
Akp 22 yılda her şeyi sattı ve Türkiye ' yı 7 basamak geri götürdü ve Türkiye Gelişmiş G-20 Ülkeleri içinden çıktı İran bizim yerimize girdi.
Saman dahil her şey neredeyse ithal ediyor ve millet derin bir yoksulluk ve fakirlik için de mücadele ediyor.
Mustafa Polat Şanlıurfa Demokrat parti il başkanı