MARDİN (AA) - HALİL İBRAHİM SİNCAR - Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde iki alt soya ayrılan ağaç kurbağasını araştıran akademisyenler, yeni bir alt türün olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Gül ve araştırma görevlisi Cantekin Dursun, ağaç kurbağalarının yaşam döngüsünü anlamak ve koruma stratejilerini geliştirmek amacıyla kapsamlı bir araştırma başlattı.

Araştırma ekibi, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ağaç kurbağası popülasyonunu inceleyerek yeni bir alt türün keşfi için saha çalışmaları yürütüyor.

Şimdiye kadar 10 ili gezerek morfolojik çalışma yürüten ve geldikleri Mardin'de çalışmalarına devam eden akademisyenler, yıl sonuna kadar yaklaşık 30 ilde saha çalışmalarını tamamlamayı hedefliyor.

- Ağaç kurbağası 3 bölgede yoğun görülüyor

Prof. Dr. Serkan Gül, AA muhabirine, 3 bölgede yaptıkları araştırmada, özellikle Amanos dağlarının her iki tarafında türün iki alt soya ayrıldığını tespit ettiklerini, bunun üzerine hipotez kurarak çalışmaları genişlettiklerini söyledi.

Hazırladıkları proje kapsamında Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünden yasal izin alarak onların koordinatörlüğünde çalışmaya başladıklarını vurgulayan Gül, "Çalışmalar kapsamında türümüzün Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bölgelerinde dağılışını morfolojik olarak inceliyoruz. Bunlardan çıkan alt soyları morfolojik olarak değerlendirerek gelecekte yeni bir alt tür olabileceği ihtimali üzerine duruyoruz." dedi.

Gül, bu çalışmanın ülkenin biyoçeşitliliği açısından önem taşıdığını aktararak, çalışma sonucunda böyle bir veri elde etmeleri durumunda ülkenin biyoçeşitliliğine katkı sunmayı arzu ettiklerini dile getirdi.

- "Yeni bir adlandırma yapabilme ihtimalimiz var"

Türün dağılış sahası olan Mersin, Adana, Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Iğdır, Van ve Mardin gibi yaklaşık 30 ilde çalışmaları yürüttüklerine işaret eden Gül, şöyle konuştu:

"Çalışmalarımız genellikle gece oluyor. Çünkü türümüz gece aktif hareketli, gündüzleri kendi yaşam alanında saklanıyor. Şu ana kadar 10 ile gittik. Süreç devam ediyor. Diğer bölgelere de giderek araştırmalarımızı yaparak projemizin arazi saha çalışması etabını tamamlamayı diliyoruz. Tamamladıktan sonra ikinci dönemde ele ettiğimiz bulguları, verileri işleyerek istediğimiz sonuçları almanın peşindeyiz. Şu ana kadar mevcut illerden örnekler alıyoruz, morfolojik ölçümlerimizi yapıyoruz, fotoğraflarını çekiyoruz.

Projemiz 2 yıllık. İlk yılımızda arazi çalışmalarımızı tamamlayıp ikinci yılımızda elde ettiğimiz veriler üzerinde çeşitli analizler yaparak umarım istediğimiz sonucu elde ederiz. Umarım yeni bir alt tür kavramını bu türle tanımlayıp hem üniversitemize hem ülkemize bir katkı sağlamış oluruz. Eğer umduğumuz gibi sonuçlar elde edersek ki öyle umuyoruz, yeni bir adlandırma yapabilme ihtimalimiz var."

Türün neslinin tehlike altında olmadığını, bu nedenle popülasyonlarına zarar vermeyecek şekilde doku örneklemesi yaptıklarını ifade eden Gül, "Gelecekte bu örneklerden moleküler çalışmalar yürüteceğimiz için doku örneklemesi almak durumundayız. O yüzden belli başlı popülasyonlardan doku örnekleri alıyoruz. Ama bu kesinlikle hayvanların popülasyonuna zarar verecek bir etkiye sahip değil. Çevreye zarar vermeyecek şekilde bilimsel çalışmalarımızı yürütüyoruz." diye konuştu.