DİYARBAKIR (AA) - Dicle Üniversitesince (DÜ) uzman bir ekiple 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde 600'ü aşkın yapı üzerinde yapılan teknik incelemenin sonuçları açıklandı.

"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen depremlerin ardından DÜ'nün de katılımıyla TÜBİTAK ve uluslararası kuruluşlarca desteklenen, 50'den fazla akademisyen, mühendis ve öğrencinin dahil olduğu bir ekiple depremin şiddetinin en çok hissedildiği illerde bir ayı aşan süreçte 600'ü aşkın yapı üzerinde teknik inceleme yapıldı.

İncelemelerde yapılarda gözlenen teknik uygunsuzluklarla beraber hasar nedenleri de ele alınarak yapılan tespitlere ilişkin bir rapor hazırlandı.

DÜ 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakoç, 6 Şubat'taki depremlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa diledi.

"Bu depremler bize doğal afetler, muhtemel sorunlarla ilgili çözüm üretmemiz noktasında hatırlatma yaptı." diyen Karakoç, bu süreçte üniversite olarak sahada aktif görev aldıklarını belirtti.

Daha sonra DÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Siraç Özerdem, DÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fuat Toprak da yürütülen teknik çalışmalar ve hazırlanan rapora ilişkin bilgi verdi.

Ardından DÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu rapordaki görüş ve önerilerle ilgili sunum yaptı.

- "Hasarın en büyük nedeni yetersiz perde duvar ve eksik detaylandırma"

Raporda betonarme yapıların göçme ve hasar nedenlerine ilişkin şunlar kaydedildi:

"Zemin katların ticari olmasından kaynaklı düşey taşıyıcı ve bölme duvar miktarlarının az olduğu ya da düşey taşıyıcılara müdahale edildiği düşünülmekle birlikte kötü malzeme kullanılmış, donatı detayları iyi teşkil edilmemiş ve düşey taşıyıcı miktarlarının az olduğu düşünülmektedir. Hasarın en büyük nedeni yetersiz perde duvar ve eksik detaylandırma. Ayrıca binaların sağlam olmayan zeminlere yapılması diğer bir önemli husus.
Tarihi yapılarda gözlenen hasarın en büyük sebeplerinden birisi diyafram davranışı sağlayan yeterli rijitlikte (bir cismin uygulanan kuvvete tepki olarak deformasyona karşı koyma direnci) döşeme sistemlerinin olmaması. Yığma duvar hasarlarının en büyük sebeplerinden birisi de çift cidarlı duvarın kalınlığı yönünde bütünlüğünü sağlayacak, geçmeler içeren örgülerin genel olarak kullanılmamış olması. Yığma duvar harçlarının düşük dayanımlı oldukları ya da dayanımı hemen hemen hiç olmayan kil harcı kullanıldığı görülmüştür. Bunun da yığma duvarların ağır hasar almasına sebep olduğu birçok yapıda gözlenmiştir."

- "Çamurlu ve zayıf bağlayıcı harç yerine daha güçlü bağlayıcılar tercih edilmelidir"

Betonarme ve yığma yapıların inşasına yönelik önerilerin de sunulduğu raporda, deprem yönetmeliğinin öngördüğü sınırların minimum değerler olduğu ve son depremlerle yapıları ülkede sık gerçekleşen depremlere karşı biraz daha yüksek performansa göre tasarlamak gerektiği kanaatinin oluştuğu belirtildi.

Raporda, depremde ağır hasara neden olan ve sıklıkla yapılan hataların olası depremlerde tekrar etmemesi için doğru ve yanlış uygulamaları izah eden ve herkesin doğru bir şekilde anlaması için görüntü ve çizimleri içeren bir kılavuz oluşturulması önerilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Yığma yapılarda kullanılan çamurlu ve zayıf bağlayıcı harç yerine daha güçlü bağlayıcılar tercih edilmelidir. Taş örgüsündeki düşey harçlar arasında daha fazla mesafe olacak şekilde duvar örülmelidir. Yapının, deprem etkisindeki esnek hareketlerini kısıtlayacak ve yapının rijitliğini artıracak yüksek rijitliğe sahip döşeme sistemleri tercih edilmelidir."

- "Yapılarımızda depreme karşı dirençte önemli eksiklikler var"

Prof. Dr. Bedirhanoğlu, rapora ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışma kapsamında ilk etapta tamamen göçen binaları incelediklerini, bunlarla ilgili çekimler yaptıklarını söyledi.

Sonra Amerika ve başka ülkelerden de katılımla binalarda incelemeler yaptıklarını, 2 haftalık süreçte fotoğraflar çektiklerini, ölçümler aldıklarını, hesaplamalar yaptıklarını dile getiren Bedirhanoğlu, şöyle konuştu:

"İkinci bölümde TÜBİTAK'a sunduğumuz projeyle OXFORD Üniversitesinden bir ekip geldi, onlarla çalıştık. Tarihi yığma yapılar üzerinde çalıştık. Raporda en önemli 3 maddeden birisi, bizim binalarımızın depremlerde hala yıkılması. Bu çok önemli bir şey. Diğer bir konu da depremden uzak bölgelerde de yıkımlar görüyoruz, bu da ayrı bir nokta. Bu da gösteriyor ki; yapılarımızda depreme karşı dirençte önemli eksiklikler var. Düşey taşıyıcı miktarlarımız az, kolonlarımız yeterince büyük değil, perdelerimiz ya yok ya da çok az. Detaylandırma hataları ve malzeme kalitesindeki düşüklük de eklenince bina ya toptan göçüyor ya da çok fazla hasar görüyor."

Toplantıya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden temsilciler, mimarlar, mühendisler ve öğretim üyeleri katıldı.