Bizler gazeteci olarak sadece yasa çıktığında değil, yasanın uygulamasında da vicdanı esas alırız. Şanlıurfa'daki cezaevlerinde son günlerde yaptığımız araştırmalar sonucunda öğrendiğimiz bazı bilgiler ise oldukça dikkat çekici. Edindiğimiz bilgilere göre, Şanlıurfa’da henüz herhangi bir mahkumun bu infaz yasası kapsamında tahliye edilmediği bilgisine ulaştık. Bu durum hem cezaevlerinde kalan mahkumları hem de ailelerini derinden etkiliyor.
Üstelik bu kişiler yalnızca cezasını çeken sıradan mahkumlar değil. Bazıları hasta, yaşlı, yatalak, engelli ve hatta görme engelli mahkumlar. Kimisinin kolu kırık, kimisi yıllardır yatağa mahkûm. Bu insanlar için cezaevinde kalmak sadece bir mahkûmiyet değil, aynı zamanda ciddi bir sağlık ve yaşam hakkı sorunu haline geliyor.
Mahkum yakınları son günlerde gazetemizi sıkça aramaya başladı. Dertleri büyük. “Bizimkiler neden tahliye edilmiyor?”, “Hani yasa herkesi kapsıyordu?”, “İstanbul’dakiler çıktı da Urfa’dakiler neden içeride kaldı?” diye soruyorlar.
İddialar öyle basit değil. Bazı mahkum yakınları, hasta tutukluların başka illere sevk edilerek Şanlıurfa’dan uzaklaştırıldığını söylüyor. Özellikle İstanbul gibi büyük merkezlere sevk edilen bu mahkumların, hem ailelerinden uzak kaldığını hem de tahliye süreçlerinin aksadığını dile getiriyorlar.
Burada kamuoyunun sorması gereken net bir soru var: İnfaz yasası gerçekten eşit şekilde mi uygulanıyor? Türkiye genelinde binlerce kişi salıverilirken, engelli ve hasta mahkumların halen içeride olması adalet duygusunu zedeliyor. Hele ki bu insanların artık cezaevinde kalması, ceza değil bir işkenceye dönüşmüşse, bunu görmezden gelmek mümkün değil.
Adalet Bakanlığı’nın bu konuda bir açıklama yapması elzemdir. Cezaevlerinde eşitlik, adaletin en temel göstergesidir. Bugün İstanbul’da uygulanan bir tahliye, Urfa’da neden uygulanmaz? Yasa, herkes için aynıysa uygulama da aynı olmalıdır. Hasta mahkumlar, toplum için bir tehdit değilse ve cezasını zaten fazlasıyla çekmişse, onları içeride tutmak ne vicdanla ne hukukla açıklanabilir.
Bayramlar af ve merhamet zamanıdır. Eğer gerçekten bir af yasası çıktıysa, bu af sadece başkentlere, büyükşehirlere değil, Şanlıurfa’ya da ulaşmalıdır. Çünkü adalet, sadece yasalarda değil, uygulamada hayat bulur.