İSTANBUL (AA) - Türkiye'ye 6 yıl önce hat sanatında uzmanlaşmak için gelen Faslı hattat Bedir Essaihi, yabancı düşmanlığının son dönemde sosyal medyada "köpürtüldüğünü" ancak toplumsal karşılığının olmadığını ifade etti.

AA'nın, Türkiye'de yaşayan yabancı sanatçıları ele aldığı 3 haberden oluşan ve eylülde tamamlanması planlanan haber dosyasının ikinci bölümünde, Faslı Hattat Bedir Essaihi sanatı ve Türkiye izlenimlerini anlattı.

Essaihi, babasının da hattat olduğunu, bu sanatın ilk örneklerini aile ortamında gördüğünü belirterek, "Biz sanatçı bir aileyiz. Babam ve iki amcam da hat sanatçısı. Bu nedenle hatta küçüklüğümden beri aşinayım. 2002'de babamın bir arkadaşını Kur'an-ı Kerim'i yazarken gördüğümde hat sanatına hayran oldum ve benim de bunu yapmam gerektiğini düşündüm." dedi.

Çocukluğunda hattı hobi olarak gördüğünü, bu sanatla daha sonra profesyonel olarak ilgilenmeye başladığını dile getiren Essaihi, hat sanatında uzmanlaşmak için Fas'taki İkinci Hasan Camisi'ne bağlı Geleneksel Sanatlar Akademisinde eğitim aldığını aktardı.

Essaihi, hattın farklı ülkelerdeki yazım tarzlarını öğrenmek için 2018'de Türkiye'ye geldiğini anlatarak, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünde yüksek lisans eğitimine devam ettiğini kaydetti.

Mağribi stili hat yazımında ustalaştığını ifade eden Essaihi, "Hafız olduğum için hattın ve bu stilin benim ruhuma daha yatkın olduğunu hissettim. Bu stil, Avrupalıların Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlayabilmesi ve yazabilmesi için ortaya çıktı. Bu tarz, diğer hat yazımlarından daha yuvarlak ve ince olduğu için Kur'an-ı Kerim daha rahat yazılabiliyor." diye konuştu.

Essaihi, Türkiye'deki birçok tarihi yapıda hat sanatından örnekler gördüğünde şaşırdığından bahsederek, "Saraylarda, camilerde, eski yapılarda bu kadar güzel hatları görmek beni çok etkiledi. Burada büyük hattatlar var ve ben de elimden geldiğince onlardan istifade etmeye çalışıyorum." ifadesini kullandı.

- "Türkiye'de ayrımcılık yaşamadım"

Türkiye'deki ilk hat eğitimini Nevşehir'deki özel bir kursta aldığını ve bu süreçte yurtta kaldığını belirten Essaihi, beraber ders aldığı öğrencilerden ve şehir halkından hiçbir ırkçı söz duymadığını söyledi.

Essaihi, hat kursunda birçok milletten arkadaş edindiğine ve hiç yabancılık hissetmediğine dikkati çekerek, "Türklerle eğitim aldım ve onlarla çok iyi anlaştım. Türkiye'de ayrımcılık yaşamadım. Bu ülkeyi geldiğim ilk günden beri seviyorum." dedi.

Türkiye'de aktif bir sosyal hayatı olduğunu ve hiç ırkçı saldırıya uğramadığını vurgulayan Essaihi, "Son zamanlarda özellikle sosyal medyada artan ırkçı söylemlerden endişe duyuyorum ancak bunun toplumda karşılığının olmadığını düşünüyorum." diye konuştu.

Essaihi, Türkiye'de yüzyıllardır farklı millet ve kültürlerin iç içe yaşadığını anımsatarak, şöyle devam etti:

"Osmanlı Devleti, yüzlerce yıl geniş bir coğrafyada hüküm sürdü. Bu topraklarda onlarca kültür iç içe yaşadı ve ayrılık yoktu. Osmanlı'da farklı milletler ve dini gruplar barış içinde bir aradaydı. Demek istediğim Türkiye, son zamanlarda ortaya çıkan yabancı düşmanı söylemden daha büyük ve halk bunun üstesinden gelecek."

Sanatı sayesinde Türkiye'de yaşayan farklı kesimlerden birçok insanla temas ettiğine değinen Essaihi sözlerini şöyle tamamladı:

"Sanatımı kullanarak, çeşitli etnik gruplarla işbirliği yaparak insanları kaynaştırmaya çalışıyorum. Farklı milletten insanlara ortak projeler yaptırıyorum ve onlara diğer kültürleri tanımaları gerektiğini, bilgi alışverişi yapmalarını tavsiye ediyorum. Benim ve hattatların yazmayı çok sevdiği bir ayet var, Hucurat Suresi'nde geçiyor. Ayette Allah, insanları birbirleriyle tanışması için kavimlere ayırdığını söylüyor. Bizlerin de bu ayete göre davranmamız gerekiyor."