İSTANBUL (AA) - İstanbul Bilgi Üniversitesi Öncelikli Alanlar Araştırma Projeleri Destek Programı (BİLGİ RDI) tarafından desteklenen ve sürdürülebilir kentler hedefiyle toprak mimarinin yaygınlaştırılmasını amaçlaya BIRE-PAN Araştırma Projesi tamamlandı.

Üniversite'den yapılan açıklamaya göre, proje, sürdürebilir kentler hedefiyle toprak mimarinin kentlerde ve kırsaldaki güncel yapılaşmalarda yaygın bir şekilde kullanılması için farklı disiplinleri bir araya getirdi.

Mimarlık, inşaat mühendisliği ve biyomühendislik alanlarından akademisyenler tarafından yürütülen araştırma projesinde toprak mimarinin güncel mimari üretim ortamına adaptasyonu için stratejiler geliştirildi.

Üç yıl boyunca yürütülen proje kapsamında disiplinlerarası bir çalışma ile çeşitli bitkisel katkılar ve mikroorganizmaların toprak malzemelerle bütünleştiği reçeteler denendi. Ayçiçeği sapı, yer fıstığı kabuğu, mısır yaprağı gibi tarımsal atıklar ve bakteriler kullanılarak biyolojik katkılı toprak karışımları test edildi.

Geliştirilen reçeteyle toprak malzemenin dayanaklığının artırılması amaçlandı. Fibrobeton Yapı Elemanları iş birliğiyle üretilen toprak panel ve bloklar Fibrobeton'un Düzce Fabrikası'nın AR-GE alanında kullanılarak prototip bir mekan oluşturuldu.

- "Sürdürülebilir kentler için toprağı kentlerde yaygınlaştırmak istiyoruz"

Verilen bilgiye göre, BİLGİ Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Fulya Akipek’in yürütücülüğünde gerçekleşen projenin ekibinde BİLGİ Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tuğrul Yazar, BİLGİ İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Muammer Özbek, BİLGİ İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Büşra Aktürk, İstinye Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hatice Gülen, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nden Dr. Birsen Cevher Keskin ve Uzman Nurçin Öztürk ile Kerpiç Akademi’den Prof. Dr. Bilge Işık yer aldı.

Açıklamada, proje ile ilgili İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü'nde düzenlenen tanıtım etkinliğindeki konuşmasına yer verilen Doç. Dr. Fulya Akipek, projenin sonuçlarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Sürdürülebilir kentler için toprağı kentlerde yaygınlaştırmak istiyoruz. Toprak genelde yerelin ve kırsalın yapım tekniği olarak algılanıyor. Biz yerel üretimi endüstriyel standartlara uygun olarak fabrikalarda üretmek istedik. Disiplinlerarası araştırma sürecimizde, toprak mimarinin güncel mimari üretim ortamına adaptasyonu için stratejiler geliştirdik. İnşaat ve biyomühendislik çalışma grubumuz mevcut yapısal toprak reçetelerin tarım atığı, bakteriler gibi biyolojik katkılarla geliştirilmesi için gerekli malzeme araştırmalarını ve testleri yürüttü. Mimari tasarım ve üretim çalışma grubumuz ise Fibrobeton'un desteğiyle bu malzemeden oluşturulacak yapı elemanlarının fabrikasyonuna dayalı bir tasarım-üretim sistemi kurguladı."

- "Projemizde ulaştığımız sonuçlar ve potansiyel yaygın etki bakımından iyi bir uygulama örneği ortaya koymuş olduk"

BİLGİ Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tuğrul Yazar, "Projenin tasarım ekibi olarak çeşitli geometrik araştırmalar yaptık, geometri ve formu en etkin şekilde kullanmak istedik. Özel örgü sistemi ile boşluklu duvar yapısı üzerine araştırmalar yaptık. İki yıl boyunca 40 deneme yaptık ve bunun sonucunda 6 farklı birim tasarladık. Fabrikada üretilen bu tasarımlar, ülkemizdeki yapı stokunun büyük bir çoğunluğunu oluşturan kentlerde kullanılan çerçeve sistemlerine, çelik, beton veya ahşap içerisine girmeyi hedefleyen bir mimari öneri oldu." ifadelerini kullandı.

BİLGİ İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Büşra Aktürk ise, "Yapı malzemesi dendiği zaman ilk aklımıza gelen betondur. Aslında toprak yüzyıllardır kullanılan bir şey. İlk yapılar genelde eldeki doğal malzeme ile yapılan şeylerdi. Bu proje ile farklı tecrübeler edindik. Doğal bir çözüm olarak zaten açığa çıkan atık malzemeleri toprağa enjekte ederek iyileştirmeyi hedefledik. Yeni bir teknoloji olan bakterilerle dayanım sağlayabileceğimizi düşündük." değerlendirmesinde bulundu.

İstinye Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hatice Gülen de gelişen ve farklılaşan ihtiyaçlar için doğayla dost teknolojiler geliştirilebilen oranda bu yeniliklerin sürdürülebilir olduğuna işaret ederek, şunları aktardı:

"Bu yaklaşımın esasını ise doğayı iyi gözlemlemek ve anlamak oluşturuyor. Bu sayede doğada var olan zenginliği teknolojiyle harmanlayarak çevresel riskleri en aza indiren uygulamalar ortaya konulabiliyor. Biz de disiplinlerarası yaklaşımla geliştirdiğimiz projemizde ulaştığımız sonuçlar ve potansiyel yaygın etki bakımından iyi bir uygulama örneği ortaya koymuş olduk. Projemiz aynı zamanda ülkesel kalkınma planı ve Ufuk Avrupa-Horizon Europe programlarının 2030 ve 2050 yılı vizyonunda yer alan iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması, atıkların ekonomiye kazandırılması ve çevreyle dost teknolojilerin geliştirilmesine yönelik proje hedefleriyle de örtüşmektedir."

Düzenlenen tanıtım etkinliğinin ardından Fibrebeton Düzce Fabrikası'na BIRE-PAN Prototip Mekanı'na teknik gezi gerçekleştirildi.