İSTANBUL (AA) - Medical Point Gaziantep Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi’nden Prof. Dr. Hikmet İyem, varislerin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini, tedavi edilmeyen varislerin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.

Medical Point Gaziantep Hastanesi açıklamasına göre, varisler, uzun süre ayakta kalan kişilerde meydana gelen ağrı, ağırlık hissi bilhassa bileklerde şişmeye neden oluyor. Bu durum sadece bacaklara ağrı ve rahatsızlık vermekle kalmayıp, görünüm açısından da rahatsız edici hale gelebiliyor. Varisler, kadınlarda erkeklere göre 4 kat fazla görülüyor. Ailede varis hikayesinin olması da varis oluşum riskini artırıyor.

Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmesine yer verilen Medical Point Gaziantep Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi’nden Prof. Dr. Hikmet İyem, "Varis bacak toplardamarlarının hastalığı olarak bilinmektedir. Bacak toplardamarlarında genişleme ve bu genişleme sonucunda ciltten kabarık bazen kıvrım kıvrım yeşil ya da siyah bir görüntü oluşması halidir. Varis hem kadınlarda hem de erkeklerde görülmektedir. Ancak gebelik ve hormonların etkisiyle kadınlarda biraz daha sık görülmektedir." ifadelerini kullandı.

Varisin, bacak toplardamarlarındaki geçirilmiş bir hastalığa ya da doğuştan var olan bir bozukluğa bağlı olarak gelişen bir durum olduğunu belirten İyem, şunları kaydetti:

"Normal sağlıklı insanlarda ayakta durduğunda kan aşağıdan yukarıya doğru kalbe gelir. Temizlenir tekrar vücuda dağılır. Yer çekimine bağlı olarak kanın aşağıya doğru gitmesini engelleyen toplardamarlarda kapak vardır. İşte bu kapakların herhangi bir nedene bağlı olarak bozulması sonucunda kanın ters yönde yani yukarıdan aşağıya doğru gitmeye başladığı zaman bacak toplardamarlarında genişlemeler meydana gelir. Bu genişlemeler sonucunda önce örümcek ağına benzer bir görüntü meydana gelir sonraki zamanlarda ise ciltten kabarık genellikle yeşil ya da siyah varis pakeleri oluşur. Tabii sadece geçirilmiş bu damar hastalıkları ya da doğuştan var olan bozukları bağlı olarak varis gelişmez. Varis aynı zamanda bir meslek hastalığıdır. Uzun süreli ayakta kalarak yapılan mesleklerde varis daha sık karşımıza çıkmaktır. Örneğin, uzun süre ayakta kalan ve ameliyat yapan doktorlarda, bay-bayan kuaförlerinde çalışanlarda, tezgahtarlarda, diş hekimlerinde ya da özellikle restoranda çalışan garsonlarda çok sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda doğum sayısı arttıkça varis oluşma riski artmaktadır. Kısaca varis bir meslek hastalığı olarak tanımlanabilmektedir."

Genel olarak varislerin üçe ayrıldığını bildiren Prof. Dr. İyem, "Telenjektazik varisler (örümcek ağına benzer görüntü), varisin başlangıç aşamasındaki bu tipi. Bu durumda varis saç kılı gibi ince örümcek ağına benzemektedir. İkinci olarak retiküler varislerdir. Ciltte kalem ucu büyüklüğünde kabarık olmayan genelde yeşil varislerdir. Son olarak da varis pakeleri ise diğer ifade ile retiküler varislerdir. Bu tip varisler tedavi edilmezse ilerleyerek biraz daha ileri aşama dediğimiz varis pakeleri oluşmaya başlar. Bazen bu varis pakeleri ciltten kabarık nohut büyüklüğünde hatta fındık büyüklüğüne ulaşabilir. Bazı hastalarda oldukça yaygın hale gelir ki bacak karnabahar görüntüsüne benzer. Yer yer siyah yer yer yeşilimtırak görünür. Bu çok ilerlemiş varis hastalarında oldukça kötü sonuçlar karşımıza çıkabilir. Varis olan kişilerde, bacaklarda dolgunluk hissi, gece krampları, kaşıntı, ciltte kalınlaşma ve renk değişikliği ve tedavi edilmeyen hastalarda bacaklarda yara açılması olabilir." açıklamasına bulundu.

Varis tedavileri hakkında bilgi veren İyem, tedavide konusunda, medikal tedavi (uygun hastalarda ilaç tedavisi), varis çorabı (kişi uygun basınçlı varis çorapları), skleroterapi (köpük tedavisi), radyofrekans tedavisi, laser tedavisi, zamk gibi yapıştırıcı ürün kullanımı ve son olarak da cerrahi müdahaleye başvurulduğunu dile getirdi.

Prof. Dr. Hikmet İyem, varislerin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini, tedavi edilmeyen varislerin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini belirterek, şunları aktardı:

"Öncellikle kozmetik açıdan değerlendirildiğinde bacaklarda kötü bir görüntüyle karşılaşılmaktadır. Ancak özellikle evre üçe gelmiş pakeler oluşmuş fındık büyüklüğüne gelmiş varisler alınmaz ise bunların içinde kan birikir ve bu kan birikime bağlı olarak pıhtı oluşur ve bu pıhtılar akciğere kadar gelip akciğerde pulmoner emboli dediğimiz ölüme sebebiyet veren bir hastalığa sebep olabilir. Ayrıca bacakta dolaşım bozukluğu sonucunda ciltte koyulaşma, ciltte sertleşme ve bacakta ciddi şişlik meydana gelir. Sonuç olarak ciltteki bozukluk ve cildin aşırı derecede sulanması venöz ülser dediğimiz çok ciddi bacak yaralarına neden olur. Bu nedenle, tedavinin geciktirildiği veya yaptırılmadığı varislerde, akciğere pıhtı atması veya bacaklarda yara oluşması meydana gelmektedir. Bunun önlenmesi için de varisler birinci ve ikinci aşamadayken tedavi edilmelidir.

Varislerde skleroterapi yani köpük tedavisi son derece basit bir yöntemdir. Bu tedavide hastanın hastaneye yatırılmasını gerektiren bir durum yoktur. Bu yöntemde tedavi süresi 10-15 dakikadır. Hasta aynı gün eve gidip günlük işlerini yapabilmektedir. Radyo frekans lazer tedavisi ya da zamk gibi yapıştırıcı yöntemler uygulanan sabah gelip hastaneye yatış yapan hastalar akşam rahatlıkla evlerine gidip ertesi gün günlük işlerine devam edebilmektedir. Varislerden korunmanın ya da mevcut varislerin ilerlemesini engellemek için basınçlı varis çorapları giymek, uzun süre ayakta kalmamak, yürüyüş yapmak, yüzme gibi sporlar yapmak, aşırı sıcaklardan kaçınmak gerekir. Ayrıca dar pantolonların ve dar külotların topuklu ayakkabıların kullanılması da varis oluşmasında az da olsa maalesef kötü bir etkisi vardır."