Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Küresel sınamalarla mücadelemizde en önemli gücümüz, Türk dünyasının birlik, beraberlik ve dayanışmasıdır. Bu hakikati son dönemde karşılaştığımız pek çok hadisede gördük, görüyoruz. Can Azerbaycan Vatan Muharebesi’nin ardından Karabağ’da 30 yıldır süregelen işgale tamamen son verdi. Bu tarihi başarıdan büyük bir gurur ve sevinç duyuyoruz. Böylece bölgemizde kalıcı barışa bir adım daha yaklaşmış olduk.

Açılan fırsat penceresinin değerlendirilmesi en büyük arzumuzdur. Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi mühimdir. Azerbaycan’ın Batı bölgeleriyle Nahçıvan’ı birbirine bağlayacak ulaştırma hattının hayata geçirilmesi de büyük önem taşıyor. Hattın açılması, tüm bölge ülkelerinin refahına ciddi katkı sağlayacağı gibi Türkiye’yi de ata yurdumuz olan Orta Asya’ya bağlayacaktır. Bu sürecin başarıyla tamamlanması için Türk dünyası olarak Azerbaycan’a olan desteğimizi sürdürmeliyiz.

Kültürümüz ve medeniyetimiz, bizlere adaleti gözetmeyi, mazlumun elinden tutmayı, haksızlıklar karşısında susmamayı tavsiye eder. Filistin’de tüm dünyanın gözleri önünde benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor. Hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, mülteci kampları bombalanıyor, masum çocuklar acımasızca katlediliyor.

7 Ekim’den beri şahit olduklarımızı mazur gösterecek, bu vahşeti anlatacak hiçbir kavram yoktur. Açık ve net söylemek gerekirse, Gazze’de tam 28 gündür insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu kriz, ilk patlak verdiği andan itibaren Türkiye olarak ilkeli ve insani bir duruş benimsedik. Sivillere karşı eylemleri tasvip etmediğimizi her fırsatta söyledik, söylüyoruz. Önceliğimiz insani ateşkesin süratle tesis edilmesidir. Müslüm, Hristiyan veya Yahudi fark etmeksizin herkesin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalar üzerinde de çalışıyoruz.

 Uluslararası Barış Konferansı için zemin oluşturma çabalarımız sürüyor. Şimdiye kadar 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini bölgeye sevk ettik.

Türk dünyası olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz önce ateşkese sonrasında da kalıcı barışa giden yolu kolaylaştıracaktır. Türk Devletleri Teşkilatı olarak sergileyeceğimiz duruş da diğer kuruluşlara örnek teşkil edecektir.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın enerji, gıda, ulaştırma gibi alanlardaki yansımaları tüm dünyayı olumsuz etkiliyor. Türkiye olarak adil barışın tesisi yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Afganistan’da sürdürülebilir barışın ve istikrarın tesisi, Orta Asya’nın ötesinde tüm kıtada kalıcı güvenlik ve refaha hizmet edecektir. Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri olarak Afganistan’daki mevcut yönetime eşgüdüm içinde vereceğimiz mesajlar bu bakımdan önemlidir.  

Türkiye, teşkilatımızın bugüne kadar elde ettiği başarıların devamı için gayretlerine devam ediyor. Nahçıvan anlaşmasında değişiklik yapılmasına ilişkin protokol Meclisimiz tarafından Türk Devletleri İşbirliği Günü olan 3 Ekim tarihinde kabul edildi. 1 Kasım itibarıyla protokolün iç onay sürecini tamamladık. Tüm üye ülkelerin protokolün bir an evvel hayata geçirilmesi için gerekli adımları atmaya davet ediyorum.

Mega enerji ve ulaşım altyapısı projeleri, Türk devletleri arasında her zaman temel ve önemli bir işbirliği alanı oldu. Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı ve Trans Anadolu boru hattı bunun somut örnekleridir. Hazar doğalgazının Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşınması hem Türk devletlerinin refahına hem de Avrupa’nın enerji güvenliğine katkı yapacaktır.

Tüm bu alanların yanında ortak dil, kültür ve tarihe dayalı beşeri ilişkilerimizi geliştirmek amacıyla yükseköğretim alanında işbirliğimizi kuvvetlendirmeye yönelik çabalarımız da sürüyor. Özellikle birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi için dil birliğinin önemi aşikardır. Bunun ilk adımı alfabe birliğinin sağlanmasıdır. Bu konuda başkanların desteği çok çok önemlidir. Yükseköğretim kurulumuzun sekretaryamıza ilettiği önerilerin siz kıymetli kardeşlerim tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum.”

Hibya Haber Ajansı