İletişim Başkanı Altun'un konuşmasından satır başları şöyle:

"Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında bir yandan siyasi ve stratejik iş birlikleri geliştirilirken diğer yandan müşterek konularımıza karşı birlikte mücadele etme imkanına kavuşmuş durumdayız. Bu mücadeleler kapsamında çok çeşitli alanlarda faaliyetler yürüterek ortak mekanizmalar geliştiriyor ve iyi günde de kötü günde de birbirimize olan desteğimizi mütemadiyen sürdürüyoruz.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türk dünyası ile olan ilişkilere hususi bir önem atfetmektedir. Türk toplulukları ve Türk Devletleri ile olan ilişkilerimizin geliştirilmesi ve aramızdaki iş birliklerinin güçlendirmesine yönelik faaliyetler bizim en önemli önceliklerimizden bir tanesidir. Sayın cumhurbaşkanımızın çizdiği hedef doğrultusunda Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü Ve Maarif Vakfı gibi kurumlarla ekonomik siyasi kültürel iş birliklerimiz güçlenmeye devam ediyor. Bunun yanı sıra cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığımız anadolu ajansımız trt basın ilan kurumu ve radyo televizyon üst kurulu gibi kurum ve kuruluşlarımız marifetiyle iletişim ve medya alanındaki iş birliklerimizi de derinleştirmenin gayreti içerisindeyiz.

Bölgesel ve küresel dayanışmanın büyük önem kazandığı bir zaman diliminin içerisindeyiz. Bu kapsamda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde ortak dil ve tarihin yanı sırada ortak bir gelecek paydasında buluşmanın ne denli önemli olduğunu açık bir şekilde idrak ediyoruz. Biz bu çatıyı ortak medya ve ortak iletişim sütunları ile güçlendirme çabası içerisindeyiz.

İletişim alanında yapacağımız ortak çalışmaların devletlerimiz arasındaki çok boyutlu ve güçlü ilişkileri destekleyeceğine ve derinleştireceğine inanıyoruz. Dijital çağ olarak adlandırdığımız yeni medya düzeninde teşkilatın en çok önem verdiği hususlardan birisi de şüphesiz ki medya iletişim ve enformasyon alanıdır. Teşkilat üyelerimiz bir araya gelerek bu alandaki iş birliğini güçlendirmek işin düzenli konferans ve toplantılar gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda ortak çalışma imkanlarının geliştirilmesini güçlü bir şekilde desteklemektedir. Bizler de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Türk Devletleri Teşkilatına büyük bir önem veriyoruz ve teşkilatın çalışmalarına destek olup iş birliğini en üst düzeyde tutmaya çaba sarf ediyoruz.

Gerek 2021 yılında gerekse Mayıs 2022’de İstanbul’da ev sahipliği yaptığımız Türk Devletleri Teşkilatı Medya Formumuz da bu forumun sürekli hale getirilmesine karar verdik. Ayrıca bu forumun gelenekselleşerek medya ve iletişim alanındaki iş birliklerimizi geliştirecek güçlü bir zemin olacağını vurguladık. Bu çerçevede Türk Haber Ajanları birliğinin kuruluşu noktasında karar aldık ve ilk toplantının da yine İstanbul’da gerçekleşmesi yönünde uzlaşıya vardık. Bugün burada temsil edilen kardeş ülkelerin haber ajansları ile gerçekleştirdiğimiz bu zirve inşallah yakın gelecekte bu alanda neler yapılabileceğini işaret eden bir dönüm noktası olacak.

Maruz kaldığımız en büyük mesele kuşkusuz en büyük mesele en büyük sorun kimi zaman kolaylıkla çözüm getirilebilecek sorunları içinden çıkılamaz bir durum haline kabil olan dezenformasyon meselesidir. Kaynakları ve neticeleri itibari ile küresel bir sorun olan dezenformasyon yerel ölçekte kalan çözüm önerileriyle üstesinden gelinmesi mümkün olmayan zor bir meseledir artık. Bu anlamda bizlerin Türk Devletleri Teşkilatı olarak bu sorunla iş birliği içerisinde hareket etmesi ve bilhassa birlik ve beraberliğimizi hedef alan bu tür girişimlerle mücadele etmesi bir mecburiyettir.

Başta yakın coğrafyamız olmak üzere istikrarın adaletin ve barışın tesis edilmesi konusunda dış politikadan iletişim ve medyaya kadar bir ahenk içinde bir çabaya işaret etmektedir. Biz bu çabayla hakikat mücadelesinin bayraktarlığını üstlenme noktasında ciddi bir gayret ortaya koyuyoruz. Bunun en yakın ve en somut örneği İsrail’in Gazze’ye yönelik insan haklarını hiç sayan savaş suçu mahiyetindeki saldırıları esnasında sergilediğimiz tutumda net bir şekilde görülebilir. Türkiye olarak gerek diplomatik girişimler gerek insani yardım gayretleri gerekse iletişim alanında ortaya koyduğumuz performansla bu alanda elimizden gelen çabayı ortaya koyduk koymaya da devam ediyoruz. Bilhassa batılı medya organlarının İsrail ordusundan adeta talimat alarak yaptıkları taraflı yayınlara karşı Türkiye iletişim ve medya alanında görev yapan bütün kurumlarımızla birlikte hakikatten ve adaletten yana bir tutumun önceliğini sergiledik. İsrail’in saldırıları nedeniyle öldürülen gazetecilerin sayısı bugün üzülerek belirtiyorum ki 46’ya ulaşmış durumdadır. İsrail düzenlediği saldırılarla gazetecilere gerçeği ortaya çıkartmak ve ifade etmek şöyle dursun yaşama hakkı dahi tanımamaktadır. Buradan derin bir üzüntü ile ifade etmek isterim ki önceki gece ne yazık ki AA’nın Gazze’deki kameramanı bu saldırıların birisinde 4 evladını yitirmiştir. Ben buradan saldırılar sonucunda yitirdiği masum ve günahsız çocuklarına Allahtan rahmet diliyorum.

Hiç yılmadan barıştan adaletten ve hakikatten yana durmayı ve zulme adaletsizliğe ve insan hakları ihlallerine karşı mücadele etmeyi sürdüreceğiz."

Hibya Haber Ajansı