Basın toplantısında DEVA Partisi’nin milletvekillerinden Cem Avşar, Ertuğrul Kaya, Evrim Rızvanoğlu, Hasan Karal, Medeni Yılmaz, Mehmet Emin Ekmen, Sadullah Ergin ve Seda Kaya Ösen de yer aldı.

Yargıtay’ın aldığı karara karşı durduklarını ve buna karşı her türlü mücadeleyi parlamento zemininde göstereceklerini ifade eden İdris Şahin şöyle konuştu:

“Hepinizin bildiği üzere bugün Ekonomi Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı Amerika yolunda. Niçin Amerika yolunda? Ülkenin kıt kanaat imkanlarını rasyonel politikaların dışında çarçur eden bu iktidarın içine düşmüş olduğu ekonomik krizi sonlandırabilmek adına dışardan fellik fellik para arayışı içerisindeler. Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı, acaba dün Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin böyle bir karar alacağını düşünüyorlar mıydı? Böyle bir kararın ortaya çıkacağını düşünseler bu kadar uzunca yolda para arayışı içerisine girerler miydi? Üzülerek ifade ediyoruz ki akıldan, bilimden yoksun ekonomi politikalarıyla, ‘ben yaptım oldu’ zihniyetiyle, tek adam rejimiyle ülkeyi getirdikleri hal tam bir uçurumun kenarı.”

Yargının hiçbir dönemde bu kadar siyasallaşmadığını ifade eden Şahin, “Olay sadece Can Atalay dosyasıyla anlatılmaktan çok daha farklı noktalara evrildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin özellikle hem parlamentoya hem de Anayasa Mahkemesi üyelerine yönelik almış olduğu kararı kabul etmemiz mümkün değil. Bu ülkenin demokrasisi aksak da olsa işledi. Zaman zaman, dönem dönem darbelere maruz kaldı, bu darbeler sonucunda hep millet kaybetti. Darbeyi yapanların hiçbir şekilde cezalandırılmadığını, gerçek anlamda hukuk önüne çıkartılmadığını hep gördük ama bugün geldiğimiz nokta itibariyle Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru sonrasında vermiş olduğu kararı Yargıtay ilgili ceza dairesinin yok saymasını kabul etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Şahin, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra uygulanmaması diye bir durumun söz konusu olamayacağını vurulayarak, “Yüksek mahkemeler günlük siyasal dilleri benimseyemezler, birbirlerine ayar veremezler, kararlarıyla birbirlerini tehdit edemezler. Bugün, bağlı oldukları ve üzerine yemin ettikleri Anayasa’yı hem iktidar ortakları hem de devletin kurumları, özellikle yüksek yargı mercilerinden Yargıtay 3. Ceza Dairesi ‘Anayasayı ben uygulamayacağım’ diyor. Oysa Anayasa’nın 153. maddesi son derece açık ve net. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının herkesi bağlayacağını, yasama yürütme yargı organlarının hiçbirinin Anayasa’nın 153. maddesinde ifade edilen kararların Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra uygulanmaması diye bir durum söz konusu olamaz.” dedi.

İdris Şahin’in ardından söz alan Mustafa Yeneroğlu, Yargıtay 3. Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını “Darbe girişimi” olarak niteledi.

Yeneroğlu şu ifadeleri kullandı:

“Hatay Milletvekili Can Atalay davasında yaşanan hukuk skandallarında dün akşam itibariyle yeni bir perde sahneye kondu.  Ancak korkarım ki bu perde, Can Atalay davasının çok ötesinde Türkiye’nin hukuk devleti olma iddiası açısından da son perde olma özelliği gösteriyor olabilir. Can Atalay’ın hangi partinin milletvekili olduğunu, siyasi düşüncelerini, sosyal hayatını her şeyi bir kenara koyun lütfen… Hukuk herkes içindir… Hukuk devleti hepimizin haklarını korumak içindir… Hukukun ona göresi buna göresi olmaz… Bir yerde hukuk ayaklar altına alınıyorsa, mahkemeler işlemiyorsa, bırakın işlemeyi yüksek yargı makamları birbirleri hakkında suç duyurusunda bulunuyorsa… Evet evet suç duyurusunda bulunuyorsa bu millet olarak hepimizi ilgilendirir.”

“Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay kararının hemen uygulanması sağlanmalıdır.” diyen Yeneroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bakın, Anayasa Mahkemesi’ni gayri milli ilan ederek düşmanlaştırmaya çalışan ve Yargıtay’ı Anayasa'yı ihlale sürükleyen bu kötülüğün Türkiye’ye verdiği zararı kimse kapatamaz. Hazine ve Maliye Bakanı sabahtan akşama kadar rasyonel zemine dönme çağrısını yenilesin! Derhal hukuk devletine geri dönülmediği, kuvvetler ayrılığı tesis edilmediği, yargı bağımsız olmadığı sürece Türkiye daha fazla yoksullaşacaktır, milletimiz daha fazla fakirleşecektir. İktidar mensupları artık ortaya bulmaca gibi laflar atmaktan ziyade ahtapot gibi sardığı ve besleyerek kendine benzettiği yargıdan elini çekmelidir. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı yeniden tesis edilmezse iflas edeceğiz, gidişat bunu gösteriyor. Çünkü idama götürülen sadece bireysel haklar ve tümden adalet değil, hukuk devleti yapısının kendisidir. DEVA Partisi olarak buna müsaade etmeyeceğiz!”

Hibya Haber Ajansı