Özel'in konuşmasınndan satır başları şöyle:

"Dünya ekonomik krizine anında ve doğru tepkiler vererek genç cumhuriyetin erken dönem kazanımlarını korumayı başarıyordu. Hepimizin hala övünerek söylediği 10’uncu yıl marşındaki demir ağlarla örülen memleket okuma yazma ve eğitim seferberliği ile her yaştan yaratılan genç nüfus, kurulmuş yüzlerce kamu iktisadi teşekkülü, üretime dayalı bir ekonomi ile ülkemizi hızla kalkındırdı. Türkiye ekonomisi 15 yılda tam yüzde 196 büyüdü. Türkiye ekonomisi büyürken ve başarıya ulaşırken cumhuriyetimizin kurucu kadrolarının feraseti ve öngörüsü ile ülkemiz İkinci Dünya Savaşının dışında kalmayı bir büyük yıkımdan belki toprak kayıplarından ama bir kenarda oluşan milli bakiyenin de ortadan kalkmasından bu toprakları ve genç Cumhuriyeti koruyordu. İkinci Dünya Savaşı oldu ve savaşın taraflarından askeri olarak kazananlar oldu ama ekonomik yıkım büyüktü. Bu ekonomik yıkım sırasında birileri hızla kalkınmaya yaraları sarmaya sanayileşmeye bilime ve akılcı kalkınma programlarına sarılırken maalesef artık o dönemden itibaren Türkiye devrimcilik ilkesinin ruhuyla büyük bir seferberlikle hem iktisadi hem insani hem siyasi hem sosyal alandaki cumhuriyet halk partisinin yaptığı devrimlerden ve yaptığı bütçelerden mahrum kalacaktı. Cumhuriyetin ilk yüzyılının ilk çeyreğindeki bu büyük atılımdan sonra CHP uzun süre tek bütçe yapamayacak tek başına bütçe yapmak milli ekonomi yaratmak bu değerleri savunmak bu anlayışla yol yürüme imkanından mahrum kalacaktı.

Adalet ve Kalkınma Partisi cumhuriyetin ilk yüzyılının son 25 yılında beredeyse son çeyreğinde bütün bütçeleri yaptı. AK Parti bu bütçeleri yaparken özellikle şu hedefi ortaya koyuyordu. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın en güçlü 10 ekonomisi içerisine sokacağız. Bugün üzülerek görüyorum ki bu bütçe cumhuriyetin ilk çeyreğini kalkındıran zenginleştiren milli ekonomiyi güçlendiren bütçeleri örnek almak yerine son 20 yıldaki yoksullaştıran işsizleştiren emeği ucuz iş gücü haline getiren gelir adaletsizliğini büyüten enflasyonla mücadele yeterliliği göstermeyen bütçelerin tekrarı. Elbette burada kürsüye 14 gün boyunca çıkacak ve bütçeyi destekleyecek çok değerli hatipler olacak. O hatiplerin önemli argümanların bir tanesi de AK Parti iktidarında 21 senede 540 milyar dolar kamu yatırımı yapılması olacak. Matematiksel büyüklüğe baktığımızda çağrıştırdığı ile gerçekten övünülecek bir durum ve bekliyorsunuz ki Türkiye coğrafyasında 7 bölgeye dağılmış on binlerce fabrikaların atölyelerin istihdam ve katma değer yaratan çağı yakalan yatırımlarının olduğu ulaşım altyapısının çözüldüğü hiçbir vatandaşın açlık sınırı altında olmadığı üniversitelerin bilim ve teknoloji ürettiği depreme sele her türlü afete dirençli kentler haline geldiği bir ülke beklenir.

Dünyanın 20 yıl gerisinden teknoloji hamleleri yapmakla övünmek yerine kendi ihtiyacımız olan yüksek katma değerli inovasyona dayalı yüksek teknolojili örneğin yerli ve milli çipimizi ihraç edebildiğimiz bir sürece katkı sağlasaydı keşke bu ortaya konulan kamu yatırımları. Ama bunların hiçbirisinin ortada olmadığını bu bütçenin de böyle bir vizyon taşımadığını hep birlikte görüyoruz.

2023 yılı için AK Partinin ortaya koyduğu kişi başına gayrisafi milli hasıla 25 bin dolarken bu 2022’de 10 bin 616 dolar olarak gerçekleşti ve hedefin yarısında bile değil. Yine geldiklerinde Türkiye’nin 74’üncü sırada olan milli gelirini ilk 50 içerisine taşımayı vaat ederlerken bugün 78’inci sıraya gerilediğimizi yani üçlü koalisyon hükümetini burada acımasızla eleştirdikleri üçlü koalisyon kişi başına milli gelirde ülkeyi 74’te bırakmışken bu ekonomiyi harika yöneten arkadaşlar 78’inci sıraya geriletmiş olarak bugün karşımızda bütçe sunumu yaptılar. 

2023 yılındaki ihracat hedefi 500 milyar dolardı bu kürsüden okundu ama şu anda bunun yarısına ulaşılabilmiş değil. Yine 2023 yılı ekonomik toplam büyüklüğü 2 trilyon dolar olarak ifade edilmişti bugün bu rakamın yarısı noktasındayız. 10 yıl önce konulan 2023 hedefleri bugün 2053’e hatta belki 2071 yılına referans gösterilecek kadar kendinden de ümidi kesmiş bir iktidarla karşı karşıyayız.

Bir pandemi yaşadık bütün dünya bu pandemi ile büyük bir sağlık tehdidi ile yüzleşti. Hükümet buna karşı biyo-teknolojiye medikal teknolojiye yatırımlar yapması gerekirdi yapmadı. Rusya-Ukrayna savaşı büyük bir enerji krizi ile gıda krizi ile karşı karşıya bıraktı. Enerji ve gıdaya yönelik stratejik yatırımların yapılması beklenirdi bu yatırımlar yapılmadı. On binlerce yurttaşımızın hayatını kaybettiği bir depremle yıkıldık hep beraber. Arama kurtarmada kurtarılanı yaşatmada yaşatılanı barındırmada barındırılanı eski hayatına döndürmede ikinci bir felaketi yaşadık hep beraber. Bundan ders almak hızlı kararlı bilimsel doğru adımlar atmak gerekirdi. Seçime endeksli bir hız vardı. Seçim kazanma kararlılığı ile bolca vaat vardı ama bugün Cumhurbaşkanı Yardımcısının verdiği rakamda Osmaniye valisinin ilan ettiği rakam da Hatay raporunun ortaya koyduğu rakam da depremden etkilenen 10 ilde 6 Şubat tarihi ile her 10 kişiden 9’unun barınma sorunu ile karşı karşıya olacağı. Ama bir yıl içerisinde evlerine ulaşmak isteyenlerden 10 kişiden 9’una devlet sözünü yerde bırakarak hepimizi mahcup ettiklerinin de altını çizmek isterim.

Cumhuriyet Halk Partisi plan bütçe komisyonunda bu bütçeye ret oyu vermiştir. Genel kurul aşamasında da adaleti olmayan bu bütçenin karşısında duracak ve tarafını açıkça belli edecektir. Biz beyaz gri mavi yakalı tüm emekçilerden emeği ister plazada, ister tersanede, ister madeninde sömürülsün tüm çalışanlardan tüm yoksullardan tüm dezavantajlı gruplardan 7 bin 500 TL’nin reva görüldüğü emeklilerden esnaftan çiftçiden ve işçiden tarafız."

Hibya Haber Ajansı