Yakın zamanda açıklanan PISA 2022 sonuçlarının kurcalandıkça çıkan sonuçlarını değerlendiren Esen, "PISA 2022’ye Türkiye’den katılan 15 yaşındaki öğrencilere, en temel ihtiyaç beslenme ve öğün durumları soruluyor, bakın ne diyorlar; 100 öğrenciden yaklaşık 11 çocuk haftada 1 gün, 5 çocuk 2-3 gün, 2 çocuk 4-5 gün ve 2 çocuk da neredeyse her gün paraları olmadığı için yemek yiyemediğini belirtiyor. Yine Türkiye’de 5 yaş altı 100 çocuktan yaklaşık 2 çocuk, yani 1 milyona yakın çocuk, akut yani sürekli yetersiz beslenmeye maruz kalıyor. Yaklaşık 3 milyon çocuk ise kronik yani çoğunlukla yetersiz beslenmeye maruz kalıyor.” diye konuştu.

Yaz saati uygulamasıyla, çocuklara uykularını da engellediklerini belirten Esen, “Her sorun, zincirin halkaları gibi birbirine bağlanıyor. Bir çocuğun yemekle birlikte en büyük bir diğer ihtiyacı uykudur. Çocuklarımızın bir kısmı açlıkla imtihan olurken 7 senedir inatla vazgeçemedikleri yaz saati uygulamasıyla, çocuklara uykularını da haram ettiler. Enerji verimliliği konusunda ne yazık ki ve aşikar olarak bizden çok daha ileride olan Avrupa ülkeleri yaz saati- kış saati uygulamalarına devam ediyor. Daha önce Berkeley üniversitesinin Avustralya’daki 3 aylık yaz saati-kış saati uygulama denemesindeki araştırması başta olmak üzere ilgili araştırmalar gösteriyor ki yaz saati uygulamasının kışın sürmesi elektrik tasarrufu sağlamıyor hatta daha fazla elektrik kullanılmasına neden oluyor. Saray’ın ampulleri kapansa 10 milyarlık tasarrufu kısa zamanda toparlayacağınızdan Geçen haftaki bütçe görüşmelerinde konuşan Enerji Bakanı Sayın Bayraktar, 2015 yılında İstanbul Üniversitesi’nden 11 kişilik bir akademisyen heyetinin bu konuda çalışma yaptığını, 11 kişi içinde psikolojik danışmanların da olduğunu belirtti, ancak bilimin deneyler ve gözlemler yoluyla ilerlediğini kendisinin de çok iyi bildiğini düşünerek her gün, her sabah çocukların ve ailelerin bu durumdan ne kadar muzdarip olduğunu takip etmelerini istiyoruz." şeklinde konuştu.

Çocukların eğitimi hakkında endişelerini dile getiren Esen, “Ete, süte, meyveye değil bir öğün karbonhidrata bile ulaşması mesele olan çocuklarımız hızla örgün eğitimin dışına çıkıyor. Uyuşturucu batağına bulaşıyor. Rakamlar açık: 100 çocuktan 9’u örgün eğitimi terk ediyor. 5-17 yaş arasında 1 milyon 201 çocuğun okula kaydı yok. Ama 5-17 yaş arası 720 bin çocuk çalışıyor.  2024 için ortaya konan bütçenin ne MEB için ne de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı için yeterli olmadığı, rakamların hızla düştüğü ortada. Milli Eğitim için en yüksek bütçeden söz ediliyor, ama bütçe önceki yıla göre düşmüş. Kadınların güçlendirilmesi ve çocukların korunması için ayrılan Aile Bakanlığı bütçesi ise zaten ortalama altı kaldı. Çocuklarımız için endişeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Hibya Haber Ajansı