ABD Hazine Bakanlığı'nın yılbaşı itibarıyla yayımladığı verilere göre, 2 Ocak'ta ABD'nin toplam kamu borcu 34 trilyon dolara ulaştı. Bu seviye, kamu borcunun 33 trilyon dolara ulaşmasından sadece üç buçuk ay sonra kaydedildi ve ABD Kongresi Bütçe Ofisi’nin (CBO) beş yıl sonrası için öngördüğü zaman diliminden erken gerçekleşti. 

İlgili birimlerin hesaplamalarına göre, 34 trilyon dolarlık borç, ABD'nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası'nın (GSYİH) yüzde 120'sini aşıyor. Bu, her ABD vatandaşı başına düşen borcun en az 100 bin dolar olduğu anlamına geliyor.

ABD yönetiminin bu kadar yüksek miktarda borcu nasıl edindiği sorusuna uzmanlar, Çin Medya Grubu’na (CMG) şu şekilde yanıt verdi:

“ABD yönetimi, ticari açığı kapatmak amacıyla uzun süredir kamu borcunu finansman aracı olarak kullanıyor. Düşük borçlanma maliyetlerinden faydalanıldı ve 'ABD borç kartopu' giderek büyütüldü. COVID-19 salgınının ortaya çıkmasından sonra, ABD ekonomisi zorluklarla karşılaştı. Ekonominin toparlanmasını teşvik etmek için, ABD yönetimi, büyük miktarlarda kamu borcu onayladı, bu da borç seviyesinin beklenenden daha hızlı artmasına neden oldu. Enflasyonu kontrol altına almayı hedefleyen FED, faiz oranlarını artırarak ABD yönetiminin borç ödeme maliyetlerini yükseltti. Federal hükümetin artan harcamaları ve azalan vergi gelirleri ile birlikte, borç ölçeği büyümeye devam etti.”

Analistler, mevcut eğilime göre, ABD yönetiminin yılda 2 trilyon dolardan fazla kamu borcu eklemesinin beklendiğini belirtiyor. Kongredeki iki partinin mali konulardaki mücadelesi ve federal hükümetin borçları çözeceğine dair herhangi bir işaret göstermemesi göz önünde bulundurulduğunda, kamu borcu sorununun daha da kötüleşmesi bekleniyor. Bu durum, piyasa çalkantılarına yol açmakla kalmıyor, ayrıca ABD yönetiminin borçlarını geri ödeme kabiliyetine ilişkin şüpheleri de artırıyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ABD'nin kredi notunu mali durumu ve borç yüküyle ilgili endişeler nedeniyle düşürdü.

“ABD borç kartopu” olarak adlandırılan bu durum, kaçınılmaz olarak ülkenin ekonomisini etkileyecek. Peterson Vakfı, büyüyen borcun "ABD ekonomisinin geleceğini tehdit ettiğini" belirtti. Dış borç, ülkenin kamu borcunun büyük bir kısmını oluşturuyor. Kamu borcunun rekor seviyelere ulaşması ve temerrüt riskinin artması, yabancı yatırımcıların ABD ekonomisine olan güvenini etkileyecek. Yatırımcılar, ABD borçlarını azaltır veya satarlarsa, dolar değer kaybı baskısıyla karşılaşacak ve bu durum ABD yönetiminin borç geri ödeme yükünü ve finansman zorluklarını  daha artıracak.

Borç kriziyle mücadele eden ABD'de, Kongre'deki iki parti bütçe konusunda şiddetli bir mücadele içinde. Anlaşma sağlanamazsa, Kongre federal hükümetin bütçe planını onaylamayabilir, bu da federal hükümetin kapanmasına yol açabilir. Bu durum, hükümetin halkın refahıyla ilgili projelere yönelik harcamalarını azaltmasına neden olabilir, böylece en büyük zararı sıradan vatandaşlar görebilir.

Küresel açıdan, ABD dolarının dünyanın önde gelen rezerv ve hesaplama para birimi olması nedeniyle, ABD'nin aşırı borçlanması uluslararası finans piyasalarında dalgalanmalara ve küresel ekonomiye etki edebilir.

Fox News'un 2023 sonunda yaptığı ankete göre, ABD'deki kayıtlı seçmenlerin çoğu ülkenin ekonomisinin kötü durumda olduğunu düşünüyor. ABD ekonomisindeki derin çelişkilerin çözülemediği, borç krizinin tekrarlanmasına neden olduğu görülüyor. Bu durum, topluma gizli tehlikeler ve kargaşa getirmenin yanı sıra, dünyada daha fazla belirsizliğe yol açıyor.

Hibya Haber Ajansı