Aralarında Türkiye-Çin Barışçı Birleşmeyi Teşvik Derneği, Türkiye Tüm Çinli Göçmenler Federasyonu, Türkiye-Çin Yeni Gençlik Derneği ve Türkiye Çinli Öğrenciler Derneği'nin de bulunduğu Türkiye’de faaliyet gösteren ondan fazla Çinli göçmen ve akademik sivil toplum kuruluşu, Taiwan bölgesinde 13 Ocak’ta düzenlenen seçimler hakkında ortak bir bildiri yayınladı.

Bildiride, Taiwan'daki seçim sonuçlarının, Demokratik İlerleme Partisi’nin (DPP) adada yaşayan çoğu halkın arzusunu temsil edemediği belirtildi.

Taiwan’ın Çin’in Taiwan Adası olduğu, Taiwan Adası’ndaki durum nasıl değişirse değişsin, dünyada tek bir Çin’in olduğu ve Taiwan’ın Çin’in bir parçası olduğu gerçeğin değişmeyeceği vurgulanan bildiride, ancak Taiwan boğazının iki yakasındaki yurttaşların tarihin doğru tarafında durarak ”Taiwan’ın bağımsızlığını" amaçlayanların ayrılıkçı faaliyetlere ve dış güçlerin müdahalesine kararlılıkla karşı çıkmaları durumunda, anavatan ile yeniden birleşme davasının kesinlikle tamamlanabileceği ve ulusal canlanmanın bir an önce gerçekleştirileceği açıklandı.

Bildiri, dünya genelinde tüm Çinlilerin ortak arzusunu yansıtıyor: Taiwan, Çin'in ayrılmaz bir parçasıdır ve anavatanın barışçıl birleşmesi, dünyadaki bütün Çinlilerin ortak arzusudur.

Yurtdışındaki Çinlilerin Taiwan yerel seçimlerine şiddetli tepkisi, bir bağımsızlık heveslisi olan Lai Qingde'nin “iktidara gelmesi” ile yakından ilgilidir.

Her şeyden önce, tüm dünyadaki Çinliler Taiwan'ın geleceği konusunda daha da endişeli. DPP iktidarda kalmaya devam ediyor ve çıkmaz bir sokak olan bağımsızlık yoluna saparak adadaki “Çin etkisini azaltma” projelerini uyguluyor. DPP, ders kitaplarında değişiklik yaparak Taiwan’daki genç nesillerin Çin ulusuyla olan kimlik ve aidiyet duygusunu belirsizleştirmek istiyor. DPP'nin “tarihi günahları” olarak kaydedilecek bu gibi girişimler, dünya genelinde tüm Çinlilerin tepkisine yol açıyor.

Diğer yandan Taiwan'daki seçimler, Taiwan'ın siyasi sisteminin eksikliklerini ve Batı demokrasisinin ikiyüzlülüğünü bir kez daha ortaya çıkardı. Lai Qingde, oyların yalnızca yüzde 40'ıyla önümüzdeki dört yıl boyunca Taiwan'ı idare etme hakkını kazandı ve siyasi sermaye elde etmeye devam etmek için koşullar yarattı; ancak toplam nüfusun yüzde 60’ını oluşturan diğer Taiwanlıların siyasi talepleri göz ardı ediliyor.

Yine de giderek daha fazla ülkenin Taiwan konusunda tek Çin ilkesini desteklemesi, ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü korumada Çin'i sıkı bir şekilde desteklemesi, her türlü “Taiwan’ın bağımsızlığına” karşı çıkması ve Çin'in birleşmesi davasını desteklemesi memnuniyet vericidir.

DPP yalnızlaşıyor

Pasifik ada ülkesi Nauru, 15 Ocak’ta tek Çin ilkesini tanıdığını, Taiwan ile sözde “diplomatik ilişkileri”ni kestiğini ve Çin Halk Cumhuriyeti’yle diplomatik ilişkilerini sürdürmeye istekli olduğunu açıkladı. Böylece Taiwan makamlarının sözde diplomatik ilişki kurduğu ülke sayısı sadece 12’de kaldı.

DPP’nin 2016'da iktidara gelmesinden bu yana Panama, Dominika, Burkina Faso, El Salvador, Solomon Adaları, Kiribati, Nikaragua, Honduras ve diğer ülkeler Taiwan makamlarıyla “diplomatik ilişkilerini kestiklerini” açıkladılar.

Dünyada sadece bir Çin var ve Taiwan, Çin topraklarının ayrılamaz bir parçasıdır. Bu tarihsel ve hukuki bir gerçektir ve aynı zamanda uluslararası toplumun genel fikir birliğidir.

Nauru’nun genel eğilime uyarak doğru seçimi yapması, Tek Çin ilkesine bağlı kalmanın uluslararası toplumun genel eğilimi olduğunu bir kez daha kanıtladı. Çin ile dostane ve iş birliğine dayalı ilişkilerin geliştirilmesi, daha fazla ülke için kesinlikle tarihi bir seçim haline gelecektir.

Hibya Haber Ajansı