Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi’nin 8. Toplantısı vesilesiyle bugün bir araya geldik. Dar kapsamlı görüşmelerimiz oldu Sayın Reisi ile. Daha sonra heyetler arası toplantımızı yaptık ve aziz kardeşim Sayın Reisi ile bu toplantıya iştirak etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sözlerimizin hemen başında Kirman’daki terör saldırılarında hayatını kaybeden İranlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Türkiye ve Türk milleti olarak, İran halkının acısını yürekten paylaşıyoruz. Bu eylemler sadece İran halkını değil, doğrudan bölgemizin huzurunu, barışını ve istikrarını hedef almaktadır. Kandan ve gözyaşından beslenen kaos tüccarları emellerine inşallah ulaşamayacaktır.

Türkiye-İran arasında ekonomik ve ticari iş birliğini daha da güçlendireceğine inandığım bu forumun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugün burada düzenlediğimiz faaliyetin Türkiye ve İran için hayırlı olmasını, ekonomik ve ticari ilişkilerimizde yeni projeleri, iş birliklerini ve yatırımları teşvik etmesini ümit ediyorum.

Türkiye ve İran yaklaşık 170 milyonu aşan toplam nüfusa muazzam kaynaklara ve insan gücüne sahip iki komşu ve kardeş ülkedir. Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış ülkelerimiz arasında köklü, çok boyutlu ilişkiler mevcuttur. İran, ülkemizin Asya’ya açılan kapılarından biriyken Türkiye de İran’ın Avrupa’ya açılan kapısıdır. Ülkelerimiz arasındaki iktisadi ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için ciddi bir potansiyelin olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar bu potansiyelden çeşitli sebeplerle yeterince istifade edemedik ama ticaret ve yatırımlar başta olmak üzere ilişkilerimizi halklarımızın refahını artıracak şekilde ileriye taşıma irademizi koruduk.

Sayın Reisi ile gerçekleştirdiğimiz ikili ve heyetler arası görüşmelerde iş birliğini geliştirme irademizi yeniden teyit ettik. Farklı alanlarda imzaladığımız anlaşmalar ki bugün 10 anlaşma imzaladık. İlişkilerimizin hukuki zeminini bu anlaşmalar tahkim etmiştir.

Bölgemizde güvenlik, istikrar ve refahın hakim kılınmasında bölgesel sahiplenme ve iş birliğinin önemi vazgeçilmezdir. Dolayısıyla iki büyük bölgesel güç olan Türkiye ve İran, refah, kalkınma ve istikrar için aralarındaki iktisadi iş birliğini mutlaka ilerletmelidir.

Bu anlayışla geçmişte İran ile ortaya koyduğumuz 30 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşma kararlılığımızı devam ettiriyoruz. 2012 yılında yaklaşık 22 milyar dolara ulaşan ikili ticaretimiz, son yıllarda gerilemelere sahne olmaktadır. Bunun temel nedeni, İran’a uygulanan yaptırımlar ve salgın olmuştur. Salgın geride bırakılmış olmakla birlikte yaptırımların ticareti engelleyici etkileri halen sürüyor. Esasen Türkiye olarak buradaki ilkeli tutumumuzu koruyoruz. Tek taraflı yaptırımları tasvip etmediğimizi, bu tür baskı araçlarına başvurulmasının amaca hizmet etmediğini her zaman dile getirdik.

Yaptırımlar nedeniyle komşumuz İran ile ekonomik ve ticari ilişkilerimizi sonlandırmadık. Bundan sonra da sonlandırmayacağız. Mevcut durumda yaptırımlar, İran ile iş ilişkilerimizde özellikle bankacılık sisteminden kaynaklanan sorunlara yol açıyor. Bu ve benzeri sorunların, kısa zamanda çözüme kavuşturulmasını ümit ediyoruz.

İkili ticaretimizi geliştirme konusunda en temel ihtiyaçlardan birisi, tercihli ticaret anlaşmasının kapsam dışı bırakılan 67 ürünümüz dahil tam olarak uygulanması ve bilahare içeriğinin daha da genişletilmesidir. Karma Ekonomik Komisyon’un müteakip toplantısının ekonomi, ticaret ve yatırım alanındaki tüm konuların kapsamlı olarak ele alınması açısından faydalı olacağını düşünüyorum.

İki komşu ülke olarak İran ile ticaretimizin gelişmesi için sınır bölgelerindeki faaliyetlere ve buralardaki altyapılara özel önem atfediyoruz. Gürbulak-Bazargan Sınır Kapısı’nda 2021 yılında başladığımız modernizasyon çalışmaları tamamlanınca Esendere ve Dilucu Gümrük Kapıları rahatlayacak ve Gürbulak yüksek kapasiteyle hizmet verecektir.  

İran ile yeni sınır kapıları açılması konu da gündemimizdedir. Sınır illerimizin ekonomik kalkınmasını artırmaya matuf sınır ticaret merkezleri tesis edilmesi çalışmaları da devam ediyor. Türk müteahhitlik sektörünün başarıları tüm dünya tarafından bilinmektedir.

Firmalarımızdan bazılarının karşılaştığı sorunların çözümü konusunda somut adımlar atılmasını bekliyoruz. Bunun Türkiye’den İran’a daha fazla yatırım gitmesinin önünü açacağına inanıyorum. Biz de firmalarımızı kazan-kazan anlayışı çerçevesinde İran’da daha fazla yatırım yapmaya teşvik edeceğiz. İkili ticaretimizin gelişmesi bakımından taşımacıları mağdur eden akaryakıt fiyat farklarını karşılıklı olarak kaldırma önerimizi burada tekrarlamak istiyorum.

Türk hava taşımacılığı firmaların İran’daki frekans kısıtlamalarının kaldırılması veya daha üst sınır belirlenmesi taleplerinin karşılanması da ticari temasların artmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde Tahran-Van yolcu tren seferlerinin yeniden başlatılmasında fayda görüyoruz.

Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi noktasında atacağınız her adımın samimiyetle arkasında olacağımızın bilinmesini isterim. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanı kardeşim Reisi’nin Türk firmalarına ve yatırımcılara verdiği desteği artırarak sürdüreceğinden şüphe duymuyorum. Hedeflerimize elbirliği içinde ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.

İsrail’in masum Filistinli kardeşlerimize yönelik saldırıları ve bunun sonucunda çoğu çocuk ve kadın 26 bin insan şehit edildi. 65 bin kardeşimiz yaralandı. Gazze halkı, insanlık tarihine utançla geçecek bir vahşetin kurbanı oldu. On yıllardır dünyaya insan hakları ve demokrasi dersi verenlerin gerçek yüzlerini bu süreçte hep birlikte gördük.

Türkiye olarak ilk günden itibaren bu meselede onurlu, kararlı ve vicdanlı bir duruş sergiledik. Diplomasiden insani yardımlara kadar her alanda tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya çalıştık.”

Hibya Haber Ajansı