Çin, 23 Ocak’ta Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) İnsan hakları Konseyi'nde gerçekleştirilen Evresel Periyodik İnceleme’ye katılarak kendi insan hakları geliştirme yolunu ve başarılarını tanıttı. 120'den fazla ülke olumlu değerlendirmelerde bulundu. Sözde “Xinjiang meselesi” ile insan haklarını siyasallaştırmaya çalışan Batılı ülkelerin komplosu bir kez daha başarısızlığa uğradı.

23 Ocak’ta yayımlanan "Çin'in Terörle Mücadele Mevzuatı ve Uygulaması" adlı beyaz kitap da Çin'in terörle mücadele uygulamalarını ve başarılarını ayrıntılı olarak ortaya koyuyor. Bu aynı zamanda dış dünyanın Xinjiang'da yaşanan değişiklikleri anlaması için bir cevap sağlıyor.

Uzmanlar, beyaz kitabın içeriğine bakıldığında yasalara göre terörle mücadelenin her zaman tutarlı olduğunu söyledi. Bu mücadele, yalnızca insanların hayatları ve mülklerini tehlikeye atan terörle mücadeleyi en üst düzeye çıkarmakla kalmayıp, aynı zamanda halkın yaşam hakkını, kalkınma hakkını ve diğer insan haklarını temelden garanti eder. Anketler, Çin halkının güvenlik duygusunun 2012 yılındaki yüzde 87,55'ten 2021'de yüzde 98,62'ye yükseldiğini gösteriyor.

Terörizm insanlığın ortak düşmanıdır ve Çin de terör mağduru bir ülkedir. Çin'in terörle mücadelesinin ana savaş alanı olan Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi örnek alındığında, 1990 yılından 2016 yılının sonuna kadar, bölgede meydana gelen binlerce terör saldırısı çok sayıda masumun ölümüne neden oldu.

Korku, kayıplar, refah ve kalkınmanın tıkanması… Bütün bunlar, insanların yalnızca yasalara göre terörizmle mücadelenin insan haklarını kökten koruyabileceğini net bir şekilde anlamalarını sağlamıştır. Söz konusu beyaz kitapta, Çin terörizmin ne olduğunu açıkça ortaya koydu. Bu, yasalara göre terörle mücadelenin açık ve şeffaf bir şekilde uygulanmasını ve terörle mücadele önlemlerinin doğru ve etkili olmasını güvence altına almıştır. Aynı zamanda Çin’de günden güne tamamlanan terörle mücadele mevzuatı, bir yandan terörle mücadeleye yetki verirken, diğer yandan açık belirlemeler yaparak terörle mücadelede yetkilerin kullanımını standartlaştırmıştır.

Gerçekler, Çin'in terörle mücadelesinde gösterilen hukukun üstünlüğü ruhunun, uluslararası terörle mücadele ilke ve kavramlarıyla tutarlı olduğunu kanıtlıyor. Bu sadece terör faaliyetlerini etkili bir şekilde önleyip cezalandırmakla kalmayıp, aynı zamanda insan haklarına etkin bir şekilde saygı gösterir ve garanti eder. Bazı Batılı ülkeler terörle mücadele konularında ”çifte standart“ uygulayarak, sözde “hukukun üstünlüğü” ve “insan hakları" bahanesiyle Çin'in iç işlerine müdahale etmeye çalışıyor. Bu yalnız uluslararası terörle mücadele iş birliğini engellemekle kalmayıp, aynı zamanda küresel insan haklarına da zarar veriyor.

Geçtiğimiz yıl, sosyal medyada çok fazla takipçisi olan birçok yabancı Xinjiang’ı ziyaret etti. Çölde develere binmek, arazi araçlarına binmek, akşam pazarında Xinjiang halkıyla beraber şarkı söylemek ve dans etmek ve Xinjiang'da yaşayan etnik gruplara ait maddi olmayan kültürel mirasları deneyimlemek... Xinjiang bölgesinin istikrarı ve refahı onlara derin bir etki bıraktı. “Xinjiang'da Çin'in açıklığını ve hoşgörüsünü hissettim." Romanyalı uzman Paula böyle dedi. Terörle mücadele güvenlik ve istikrarı teşvik eder, güvenlik ve istikrar kalkınma temettüleri getirir ve kalkınma temettüleri güvenlik ve istikrarı daha da pekiştirir. Xinjiang'da yaşanan değişimin özeti budur.

Halen dünya huzurlu bir yer değil, uluslararası terörle mücadele hala büyük bir sorun. Bu bağlamda Çin, yasalara göre terörle mücadele etmekle bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı korumanın yanı sıra, küresel insan hakları yönetimine önemli katkılarda bulundu.

BM İnsan hakları Konseyi'nin insan hakları konulu inceleme toplantısında Çin, insanların refahını iyileştirmeyi, insan haklarında yasal teminatı güçlendirmeyi, uluslararası insan hakları iş birliğini teşvik etmeyi ve BM İnsan Hakları Konseyi'nin çalışmalarını desteklemeyi amaçlayan 30 yeni önlem alacağını duyurdu.

Hibya Haber Ajansı