Bakan Kacır ve Alper Gezeravcı'nın konuşması şu şekilde:

"Bakan Kacır: "Gururla taşıdığınız için size bir kere daha milletimiz adına teşekkür ediyorum."

Alper Gezeravcı, “Çok teşekkür ederim Sayın Bakanım sizin de ifade ettiğiniz gibi ISS’de tam 25 yıldır insanlı uzay görevleri devam ediyor. Ama ilk defa bu kadar bu kadar fazla sayıda ülkeden ve milletten oluşmuş bir astronot grubu aynı anda istasyonda bulunuyor. Görev komutanımız daha önce NASA bünyesinde görev yapmış ve 5 kez uzaya çıkmış çok tecrübeli bir astronot. Bunun yanında İtalya ve İsveç’ten arkadaşlarımla birlikte biz toplam 4 kişilik bir ekibiz. Deney çalışmalarımızı ayrı ayrı yürütmekle birlikte birbirimizle sürekli iletişim halindeyiz ve koordinasyon içinde hareket ediyoruz. Deneylerimizi kullandığımız bir çok altyapı var bunları paylaşımlı olarak kullanarak deneylerimizi ve araştırmalarımızı gerçekleştiriyoruz ayrıca birbirimizi destekliyoruz.

Özellikle dünyaya göndermek üzere bazı video ve fotoğraf çekimlerinde birlikte çalışıyoruz. Karşılıklı yardımlaşıyoruz. Bunun haricinde ortak faaliyetlerimizden kaynaklanan farklı bir plan olmadığı takdirde yemeklerde bir araya geliyoruz.

Ekip olarak uluslararası uzay istasyonuna ulaştığımızda bizi burada görev yapan ABD, Rusya Danimarka, Japonya’dan astronot arkadaşlarımız karşıladı kapıda. İstasyonda Rusya’ya ait görevli üç tane kozmonot arkadaşımız ile birlikte toplamda 11 kişiyiz. Bizim buraya gelişimizle birlikte tam 7 farklı ülke 9 farklı milliyet şu anda uluslararası uzay istasyonunda temsil ediliyor. Bu da ISS tarihindeki en kalabalık uluslararası topluluk oluyor.”

Bakan Kacır: “Orada 14 gün kalacaksınız ve göreve dair sorumluluklarınızın ne kadar yoğun olduğunu biliyorum. Elbette oradaki koşullar yeryüzünden çok farklı. Bu misyona çok uzun zaman boyunca çok kapsamlı eğitimlerle hazırlandınız. İnanıyorum ki hem yaşam boyu yüksek disiplinle sürdürdüğünüz pilotluk deneyimi hem de bu görev öncesi aldığınız eğitim çalışmalarınızı başarıyla icra etmenizi kolaylaştırıyordur.”

Alper Gezeravcı: “Buraya gelmeden önce aldığımız eğitimler sayesinde burada bizi bekleyen yaşam şekline alışmamda ve günlük aktivitelerimi gerçekleştirebilmemde bana kolaylık sağladı. Elbette yerçekimsiz ortamı birebir deneyimlemek ve vücudunuzun bu ortama uyum sağlarken bir yandan da bu ortamda göreviniz gereğince çalışmalar yürütmek ancak yaşayarak anlaşılabilecek bir tecrübe. İstasyon dünyanın 400 kilometre üzerindeki yörüngesinde saatte yaklaşık 28 bin kilometre hızla tur atmaya devam ediyor. Bu da 24 saatlik bir periyotta her 90 dakikada bir dünyanın etrafında bir tur atarak günde 16 kez gün doğumu ve gün batımı yaşama evresiyle oluyor. Dolayısıyla gün doğumu ve batımına endeksli bir yaşam döngüsünü burada sürdürmemiz mümkün değil biz de suni bir şekilde ışıklandırma düzeneği ile günlük faaliyetlerimizi ve uyku düzenimizi dünyadakine benzer şekilde 24 saatlik gün tanımına uygun olarak ayarlamaya çalışıyoruz.

Uzay istasyonunda yapay olarak ayarlanan ışık düzeni bu planlı döngüye uygun olarak karanlık ve aydınlık olacak şekilde gün boyu değişiyor. Her sabah günlük faaliyetlerimin başlangıcından yaklaşık 2 saat önce uyanıyorum kahvaltımı yapıp günlük planlama toplantısı başlamadan o gün içerisinde yapacağım bütün faaliyetlere ilişkin brifing içeriklerini ve günlük görev dosyalarını inceleyerek toplantıya hazırlık yapıyorum. Günlük işlerime görev kontrol merkezi ve planlama toplantısı yaparak başlıyorum. Bu toplantıda faaliyetlerimizin istasyondaki diğer faaliyetlerle koordine olabilmesi için tüm günü gözden geçiriyoruz. Toplantının hemen ardından direkt olarak her birisi farklı uzunluk ve içerikle planlı görevlerimizin icrasına başlıyoruz. Günde 12 ile 15 farklı görev gerçekleştiriyoruz.

Bu görevlerin içerisinde ülkemizden buraya getirdiğimiz bilimsel görevler başta olmak üzere dünya üzerinde belirlediğimiz gözlem noktalarının takibi ve istasyon içerisinde bana tanımlanmış sorumlulukların yerine getirilmesi gibi birçok görev var. Ayrıca sağlık testlerimizin gerçekleştirilmesi numunelerin alınması gibi aşırı dikkat ve enerji isteyen yorucu görevler de var bunları yapmaktan da son derece keyif alıyorum. Zamanı çok iyi kullanıp planlı tüm faaliyetleri aylardır hazırlandığımız şekilde eksiksiz tamamlamayı hedefliyorum. Bu nedenle de günün sonundaki dinlenmeye kadar bu faaliyetler benim için aralıksız devam ediyor.

Buradaki uyku düzenim dünyadakine göre biraz daha karmaşık. İçinde uyuduğum yatağım diyebileceğim uyku tulumu yer çekimsiz ortamda beni taşımaktan ziyade beni sabit tutacak bir cebe karşılık geliyor. Gün sonunda uyumak için kendime ait uyku tulumu ISSin modülünde iç duvarlara sabitliyorum yoksa uykumda istasyonun içinde havada süzülerek istasyonun farklı bir noktasında uyanabilirim. Şu ana kadar bu konuda herhangi bir problem yaşamadım.”

Bakan Kacır: “Milletimizin uzun yıllar hayalini kurduğu bu misyonu inşallah büyük bir başarı ile icra edeceksiniz. Malumunuz uzay bilimi aslında tarihte dünyaya öncülük ettiğimiz alanlardan birisi. Fergani, Ali Kuşçu gibi astronomide çağlara yön veren bir medeniyetin varisleriyiz. Bugün de milli teknoloji hamlesi ile bilimde teknolojide yeniden büyük bir yükselişe geçiyoruz. Yerçekimsiz ortamda bilim insanlarımızın hazırladığı önemli deneyleri gerçekleştiriyorsunuz ve bu bilimsel çalışmalar Türkiye olarak bu alanda varlığımızı güçlendirecek. Bu deneylerin geldiği aşamayı da bize biraz anlatabilir misiniz?”

Gezeravcı: “Uzay istasyonuna bağlanır bağlanmaz öncelikle biyolojik ve biyoteknolojik deneylerimizin düzeneklerini hazırladık. İlk görevimiz buydu. Bitki ve yosun örneklerimizle başladık. Hali hazırda devam eden bu deneylerden kısaca bahsetmek isterim.

İlk araştırmamız mikro yerçekimi ortamının bitkilerin büyüme biçim ve genetiklerini nasıl etkilediğine yoğunlaşıyor. Ayrıca genlerinde değişiklik yapılmış bitkilerin uzay ortamına adaptasyon yeteneklerimi inceliyoruz. Bu araştırmadan elde edilmiş sonuçlar ekstrem ortamlarda adapte olabilen daha dayanıklı bitkiler elde etmek için kullanılabilir.

Diğer deneyimizde ise doğal yaşam destek sistemlerinde yosunların kullanımını araştırıyoruz. Deneyimizde yosunların solunabilecek hava üretme amacıyla kullanılabilirliğini inceliyoruz. Burada elde edeceğimiz veriler gelecekte uzayda kullanılabilecek doğal çevresel kontrol sistemleri için yapılacak çalışmalara yön verecek.”

Hibya Haber Ajansı