Türkiye'nin çok kritik bir dönemden geçtiğini belirten Karamollaoğlu, "Bölgemiz ise ne yazık ki bir ateş çemberi içinde! Ekonomik ve sosyal olarak durumumuz maalesef hiç iç açıcı değil. Bugüne kadar uygulanan yanlış politikalarla gidilebilecek bir yol artık kalmamıştır. Adaletten eğitime, ekonomiden dış politikaya varıncaya dek tüm sahalarda bir zihniyet değişimi ihtiyacın ötesinde artık şarttır. Öte yandan Katil İsrail, göz göre göre soykırıma devam ediyor. Uluslararası kuruluşlar, İslam ülkeleri ve ne yazık ki Türkiye’miz de bu süreçte topyekun sınıfta kalmıştır!" şeklinde konuştu.

Karamollaoğlu, 31 Mart seçimlerinin tarihi bir seçim olduğunu ifade ederek "Çünkü bu seçimde sadece belediye başkanı seçmeyeceğiz. Vereceğimiz her bir oyla, sadece yerel yönetimlerin değil Türkiye’nin yolunu, istikametini değiştireceğiz. Gazze’deki zulmü durduracak bir Türkiye mi, yoksa Gazze’de çocuklar, kadınlar katledilirken, İsrail’e her gün 8 gemi gönderen Türkiye mi; işte buna karar vereceğiz! Özetle bu seçimi sadece bir yerel seçim olarak görmek mümkün değildir. Bu seçimde ortaya koyacağımız tercihler sadece şehirlerimizin değil ülkemizin de geleceğini belirleyecektir." ifadelerini kullandı.

Saadet Partimizin belediye başkanlarının, “en kolay ulaşılabilir” başkanlar olacağını dile getiren Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"3 bin nüfuslu bir belde, 10 bin nüfuslu bir ilçe veya 10 milyonluk bir büyükşehir; hiç fark etmez! Bizim belediye başkanlarımıza, tüm vatandaşlarımız rahatlıkla ulaşabilecektir. Kimin ne derdi varsa, belediye başkanını doğrudan ilgilendirsin veya ilgilendirmesin; gelecek derdini anlatacak, bizim başkanımız da ya kendisi çözecek ya da çözümü için ilgilisi kim ise; kendi işi gibi bizzat takip edecek. Tabiri caizse bizim belediye başkanlarımız, “dert babası” olacak. Vatandaşın en ufak derdiyle dertlenecek. Milli Görüş belediyeciliğinin mesai saati, hafta sonu veya tatili olmaz! Beşikten mezara kadar, vatandaşımızın tüm iş ve talepleri bizi ilgilendirir. Bizim belediyecilik anlayışımızda bu böyledir. 7’den 77’ye, “kimsesizlerin kimsesi” bizim belediye başkanlarımız olacaktır."

"İmar planlarında en küçük istismara dahi asla müsaade etmeyeceğiz." ifadesini kullanan Karamollaoğlu, "Bir yerde rant oluşuyorsa; o ranttan “yandaşlar” değil, sadece ama sadece, orada yaşayan, evi barkı olan insanımız istifade edecektir. İmar planını doğru, düzgün ve dürüst yapabilmek, her babayiğidin harcı değildir. Bunu ancak bizim kadrolarımız başarabilir. Bir avuç müteahhidi zengin etmek için; bir kalemde koskoca bir mahalleyi boşaltıp, insanımızı yerinden yurdundan edip, ardından gökdelenleri dikerek şehirlerimize ihanet edenlerle en temel farkımız işte budur! Bizim anlayışımızda öncelik insandır. Onların öncelik sıralamasında ise rant, listenin hep en başında yer alıyor. Biz, işte bu zihniyeti değiştirmek için geliyoruz." diye konuştu.

Karamollaoğlu, Saadet Partisi olarak; planlı, öngörülebilir, şeffaf ve etkin belediyecilik için geldiklerinin altını çizerek "Teknolojiyle bütünleşmiş inovatif bir belediyeciliği hayata geçireceğiz. Şehirlerimizi yap-boz anlayışından kurtararak, alt-yapı meselesini kökten çözeceğiz. Rantsal değil hak temelli bir kentsel dönüşümü hayata geçireceğiz. Afetlere karşı dirençli kentler inşa edeceğiz. İmar rantını ortadan kaldıracak, şehrin çıkarlarını esas alacağız. Sosyal eşitsizlikleri ortadan kaldıracak ve herkes için adil, kapsayıcı ve onurlu bir yaşamı  esas alacağız. Yerelden kalkınmayı sağlamak için yerelin tüm imkanlarını seferber edeceğiz. Allah’ın emaneti tabiatın kıymetini bilecek, her canlının hakkını koruyacağız. Kültürel ve manevi mirasımızı koruyacak, emaneti geleceğe taşıyacağız. Kültür-sanat destekleriyle kültürel hayatı zenginleştireceğiz. Herkes için erişilebilir ve kapsayıcı spor ve rekreasyon imkanları oluşturarak, şehirlerimizin yaşam kalitesini yükselteceğiz." dedi.

Hibya Haber Ajansı