Tarihi meclis binası karşısında konuşan Zorlu, Genel Başkan Meral Akşener’in deprem bölgesine yönelik ziyaretinin ablasının vefatı nedeniyle iptal olduğunu söyledi.

Resmi verilere göre 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Zorlu, “Fakat depremden sonra, 300 bin GSM abonesinin cep telefonlarının, 183 bin kredi kartının da, hiç kullanılmadığı görülmüştür. Yaklaşık 700 bin konutun kullanılamaz hale geldiğini hesaba kattığımızda, açıklanan kayıp sayısının gerçekliği şüpheye açıktır.” dedi.

Hatay’da özel sektördeki çalışan sayısının yüzde 35 azaldığına, şehirde yer alan üretici işletmelerin yüzde 58’inde ağır ve orta hasar meydana geldiğine dikkat çeken Zorlu, “Hatay’dan 700 bin ve 11 ilimizden ayrılmak zorunda kalan yaklaşık 3 milyon vatandaşımızın şehirlerine geri dönüşleri için hızlı ve sistemli bir çalışma yürütülmemekte. Halihazırda kaçak göçmen ve sığınmacı tehdidiyle demografik yapısı bozulan şehirlerimiz Türksüzleştirilmektedir.” şeklinde konuştu.

Zorlu, depremden sonraki ilk 72 saatte hükümetin hiçbir kurumu ve kurtarma organizasyonunu devreye sokamadığını savundu.

Bölgede tarım ve sanayinin, sosyal hayatın tekrar canlanması için gerekli altyapı ve üst yapı çalışmalarının yetersiz olduğuna işaret eden Zorlu, “Hasar gören borular onarılmadığından içme suyu ve kanalizasyon şebekeleri tam olarak çalışmamaktadır. Elektriğin düzenli verilemediği mahalleler mevcuttur. İnternet altyapısının da yetersiz olması yaşamı her alanda olumsuz etkilemektedir.” ifadesini kullandı.

“Kalıcı konutlar ihtiyaçları karşılamıyor”

Kalıcı konut inşaatlarının ihtiyacı karşılamaya elverişli olmadığını ve hala konteynırlara erişemeyen vatandaşların bulunduğunu belirten Zorlu, “Depremin üzerinden geçen bir yıla rağmen, yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı on binlerce bina, rezerv alan rezaleti, hiç başlamayan yerinde dönüşüm çalışmaları, konteynerda ikinci kışlarını geçiren vatandaşlarımız ve sürekli yer değiştiren geçici çarşı esnafının sıkıntıları… Bunlar artık had safhaya ulaşmıştır.” diye konuştu.

“12 Aralık 2023 tarihinde yasalaşan rezerv alanlar ile ilgili düzenleme büyük ölçüde keyfi uygulamalara dönüşmüştür.” diyen Zorlu, “Rezerv alan ve uygun olmayan alan olarak belirledikleri sağlam binalardaki vatandaşlarımızın konutlarını terk etmek zorunda bırakılmasıyla yeni bir mağduriyet meydana gelmeye başladı.” ifadesini kullandı.

Zorlu, vatandaşların bir toplanma alanı ve bir afet planlaması olmadığını yaşayarak öğrendiğini ekledi.

Deprem bölgesindeki kayıp çocuklar

Genel Başkan Akşener’in deprem sonrası gündeme getirdiği kayıp çocuk meselesi konusuna da çözüm bulunamadığını dile getiren Zorlu, “Kurtarılan küçük çocukların akıbetleri ile ilgili deprem bölgesinde yaptığımız çağrıya rağmen, depremin 15. gününden itibaren kayıp haberlerini almaya başladık. İhbarları yetkililere ilettik ve uyarılarda bulunduk. Depremden 1 yıl sonra ailesini kaybeden ya da felaket esnasında ailesine ulaştırılamayan çocuklarımızla ilgili olarak basına yansıyan haberler millet vicdanında yara, devlet için bir itibar meselesidir. Sorun askıdadır, derhal kamuoyu aydınlatılmalıdır.” dedi. 

Hibya Haber Ajansı