Hz Ali efendimiz, " Evet,Devletin dini vardır ve Adalettir" diye buyuruyor.

Peygamber efendimiz Hz Muhammed (asm) ve Sahabeleri Mekke müşriklerinin zulmünden çok bulandıklarında Sahabelerine " Habeşistan ' da âdil hiristiyan bir kıral vardır onun yanına gidiniz orada güvende olursunuz " dedi ve Sahabelerini gizlice Habeşistan ' a gönderdi.

Demek ki idare noktasında bakıldığında idarecinin birinci vasfı adalettir, din ikinci planda gelir.

Amma hem âdil hemde dindar olması elbette daha iyidir, daha güzeldir.

Adalet Allah'ın âdil ismimin bu kainattaki tecellisidir.

Adalet medeni olmanın ilk şartıdır, âdil olmayan insan medeni insanda sayılmaz.

Adalet kavramı için de bütün diğer olgunluklar ve erdemler barınır, adaletin olmadığı yerde ise güzellik olmaz, huzurda olmaz, ibadette olmaz, medeniyette olmaz.

Adalet bir çadırı ayakta tutan orta direk gibidir, o direk olmazsa çadır yıkıldığı gibi devlet sisteminde de adalet yoksa o devlet üzün süre ayakta kalamaz, yıkılmaya mahkumdur.

Onun için Hz. Ömer " Adalet mülkün temelidir" demiş.

Adalette esas olan, haklının hakkının tam verilmesi, hakkın küçüğü büyüğüne bakılmaması, küçük hak büyük hak için feda edilmemesidir.

Haklı kuvvetli olmalı, kuvvetli olan haklı olmamalı. 

Adalet terazi gibidir, terazi denge de ise bu terazi ile dindarı da tartar, dinsizi de .

Bazı insanlar, kişi dindarsa adaletli olur şeklinde düşünürler.

Bu her zaman doğru değildir, hükmetmekte büyük bir zevk vardır.

Dindar bile olsa, insanın eline kuvvet geçince adaleti her zaman uygulamiyor, onun için kuvvetler ayrılığı çok önemlidir.

Dört büyük Halife hem devlet adamı, hemde müçtehit idiler, yani siyasi olan devlet başkanlığının yanında Kur ' ân ve hadisleri yorumlayıp hükümler çıkarabiliyorlar dı.

Devlet ve siyaset üzerine dair bir çok eser kaleme alan ve el- Akamu ' s Sultâniyye adlı meşhur eserinde Mâverdi ' ye göre " Toplumsal yapı açısından en temel ilke kamu düzeni, devlet idaresi açısından da yönetim de adalettir.

Sosyal sorunları ve sıkıntıları baskıyla önlemeye kalkışmak aldatıcı bir çözüm formülüdür" diyor ve devam ediyor " kendi halkına zulmeden devlet onun güvenini, dolayısıyla kendi meşrutiyet zeminini kaybedeceğinden yıkıcı bir güç haline gelir.

Bunun içindir ki " Mülk ( devlet) küfürle ayakta durur ama zulümle durmaz" Allah kâfir bile olsa adaletli bir devlet düzenini ayakta tutar.

" Dünya düzeni adalet ve küfür üzerine devam eder, fakat zulüm ve İslam üzerine devam etmez" denilir.

Yüce Allah Kur ' an da " Ey müminler! kendinizin, ana, babanızın ve ya akrabalarınızın aleyhine de olsa, tüm gücünüz ve Samimiyetinizle adalet ve hakkaniyeten yana olun; Allah için doğru şahitlik yapın.

Şahitlik konusunda insanların zengin ve fakir olmasını dikkate alarak adalet ve hakkaniyeten sapmayın" ( Nisâ 4/135) 

"Devletin dini adalettir" ilkesinin bir an önce Devleti yönetenlerin katında hayata geçirilmesine yönelik ümit ve beklentilerimizi yeşertecek icraatlar bekliyoruz.

Toplum çok bunaldı.

Mustafa Polat Şanlıurfa Demokrat parti il başkanı