Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde yaşanan toprak kaymasına değinen Zorlu, yaşananları ‘kimsenin sorumluluk almadığı ve yanlışı üstlenmediği; konuşanların cezalandırıldığı ve yine vicdanlarımızın yaralandığı bir felaket’ olarak değerlendirdi.

Veriler, resmi rakamlar, belgeler, izinler, teknik ve bilimsel raporlarla; ihmalin ortaya çıktığına işaret eden Zorlu, “Yani yalanın, talanın ve rantın fotoğrafından bahsediyoruz. Kamu sağlığı, sırf sermayenin daha fazla para ve kâr arayışına katkı sağlamak için kurban edilmiştir. Toprağa, suya ve havaya karışan siyanür; bölge halkının sağlığını tehlikeye düşürmektedir. 9 canımız hala göçük altındadır.” şeklinde konuştu.

Emeklilerin ve öğretmenlerin yaşadığı sorunlara değinen Zorlu, “Açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bırakılan milyonlarca emekli bir yanda, yıllarca öğrenim görüp mesleği için hak kazandığı halde açıkta bırakılan yüzbinlerce öğretmen diğer yanda. Bir siyasi iktidar düşün ki; emeklisinin feryadına kulak tıkıyor, eğitim ordusunu ise gözden çıkarıyor.” dedi.

Öğretmenler için atama, emeklilere ise zam yapılması yönünde çağrıda bulunan Zorlu, “Gelinen bu koşullarda en düşük emekli maaşı asgari ücretten az olamaz ve verilen onca sözden, beylik laftan sonra öğretmene 100 binden aşağı bir kadro atamasını da kabul etmiyoruz.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ordu’daki konuşması sırasında “Bizim olmadığımız bir büyükşehir belediyesi, kusura bakmayın açık konuşuyorum, doğalgazı nasıl getirecek? Biz varsak doğalgaz var, biz yoksak doğalgaz yok” dediğini aktaran Zorlu, “Muhalefette olmayı bir kenara bırakın, nereden bakarsanız bakın kabul edilemeyecek bir açıklama bu.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre herhangi bir hizmet gelmez.” şeklindeki açıklamasını da hatırlatan Zorlu, “Bu tehdit siyasetine hep beraber karşı çıkmamız lazım. Böyle demokrasi olmaz. İllerin AK Partili olan ve olmayan belediyeler şeklinde ayrılamayacağını kaç kere hatırlatmamız gerekiyor. Aslında vatandaşın iktidara oy verenler ve vermeyenler şeklinde ayrılamayacağını da 31 Mart’ta siyasi iktidara anlatmamız gerekiyor. Bizim için 81 ilin, 922 ilçenin her biri Türkiye’dir. Ülkedeki 85 milyon kişinin her biri Türkiye’dir. Eğer Türkiye’yi temsil ediyorsanız, bunu böyle bilmek ve buna göre davranmak, gücümüzü aldığınız milli iradeye borcumuzdur.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin genç nüfusu azalan ve dış göçün hızla arttığı bir ülke haline getirildiğini kaydeden Zorlu, “Dış göç diye sayılarla ifade edilen nüfus kaybının da büyük çoğunluğunun iyi yetişmiş insan kaynağımız olduğunu hatırlatmaya gerek yok. Ya kalanlar ne durumda? Allah’a emanet yaşıyorlar. Çünkü biliyorlar ki, bir depremde bina altında kalabilirler. Maden işçisiyseler yine her an toprak altında kalabilirler. Bunları da geçtim, ülkedeki adalet yoksunluğundan güç alan bir psikopat sokakta ya da trafikte ansızın canlarını alabilir. Sözün özü; ne yazık ki ülkemizi mutluluk vaat edemeyen bir yer kıldılar” değerlendirmesini yaptı.

CHP’deki Lütfü Savaş krizi ve yapay zeka tartışmaları hakkında Zorlu, “Başka bir partinin Hatay’da göstereceği adayla ilgili çok fazla ilgilendiğimizi söyleyemem ama bizim bir adayımız var. Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız, Nusret Cömert. İnanın yarış daha da rekabetli bir iklimde geçecek. Bu yarışı İYİ Parti’nin göğüsleyeceğini ifade etmek isterim. İkinci husus ise, yapay zeka konusu. Bunu ben de takip ettim. Böyle teknolojilerin siyasete uyarlanması faydalı bir şey ama keşke bu anlayışı, 14 Mayıs’tan önce İYİ Parti bu kaygılarını ortaya koyduğunda, Sayın Meral Akşener; o masada bu iddiasını, bu teklifini getirdiğinde de yapmış olsalardı bugün belki çok farklı bir Türkiye’ye uyanmış olacaktık.” dedi.

Hibya Haber Ajansı