Avşar, bundan tam bir yıl önce resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişinin vefat ettiği, 11 ilin doğrudan etkilendiği, 14 milyon insanın zarar gördüğü, 850 bağımsız birimin hasar gördüğü büyük bir depremin yaşadığını ve bu vesileyle vefat eden vatandaşları bir kez daha rahmetle andı ve geride kalan ailelerine baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti.

Avşar, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde genel başkanlarıyla birlikte deprem bölgesinde olduklarını, vatandaşların yüzünde, sözlerinde, bakışlarında hala o ilk 48 saattin çaresizliği, hüznü ve kimsesizliği oluğunu söyledi.

O ilk 48 saatteki yokluk hala oradaydı.” diyen Avşar, halkın sorunlarını şöyle sıraladı:

“Hala enkazlar vardı, asbest tehlikesi kol geziyordu. Hala hayalet şehirler, ıssız sokaklar, güvensiz çadırlar ve konteynerler vardı. Hala zihinlerde soru işaretleri ve belirsizlik hakimdi. Rezerv alan ilan edilen bölgelerdeki halkın aklında çözümsüz bin bir soru vardı. Borcunu ödeyemeyen, yeterince ekonomik destek alamayan dükkanı, işyeri yıkılan ve ne olacağını bilmeyen esnaf vardı, muhatap arıyorlardı. Eğitimi birleştirilmiş konteynerler veya çadırlarda almak zorunda bırakılan çocuklarımız vardı. Hastalarını çevre illere taşıyan insanımız vardı. İsias Otel, Ebrar Sitesi, Rönesans Rezidans davalarından sonuç bekleyen anneler, babalar vardı. Gerekli önlemler alınmadan kurulan çadırlarda yanarak can veren çocuklarımız vardı. Çadır ve konteyner kentlerde tekerlekli sandalyesiyle duşa, tuvalete giremeyen engellilerin çaresizliği vardı. Kalıcı konut için ölene kadar borçlu hale getirilen yoksul vatandaşımız vardı. Özel bakıma ve hijyenik şartlara ihtiyaç duyduğu halde çadır ve konteyner şartlarında kalan yaşlılarımız, hastalarımız vardı. O sırada sorumluluk makamında olanlar, halkı nasıl ‘garip ve mahzun’ bıraktıklarını ve yine bırakabileceklerini pervasızca anlatmakla, tehditle, şantajla meşgullerdi.”

“Bu yüce çatı altında, halkın kürsüsünden sorumluluk makamındakilere aşağıdaki önerilerime kulak vermelerini tavsiye ediyorum.” diyen Avşar önerilerini şöyle sıraladı:

“TOKİ vasıtasıyla yapılan konut dağıtımı adil ve acil ihtiyaç durumları göz önünde bulundurularak önceliklendirilmelidir.Orta hasarlı ev sahiplerinin yaşadığı mağduriyetler giderilmelidir. Dükkanı, işyeri yıkılan esnaf desteklenmeli ve ticari hayata kazandırılmalıdır.Arabası göçük altında kalan vatandaşlarımıza yönelik ek tedbirler alınmalıdır. Barınmadan sonra eğitim önceliklendirilmeli ve sağlıklı eğitim ortamı oluşturulmalıdır. Olası hastalıklara karşı altyapı ve kanalizasyon sistemine gereken özen gösterilmelidir. Rezerv alan ilan edilen bölgelerdeki halk süreç hakkında doğru bilgilendirilmeli ve endişeleri giderilmelidir. Asbest tehlikesine kaşı gerekli önlemler tavizsiz alınmalıdır.Kayıp depremzedeler konusu ciddiyetle ele alınmalı ve gerekli çalışmalar yapılmalıdır.Merkezi hükümet, vatandaşın oy tercihine bakmaksızın, şehirlerin ihtiyaçlarına odaklanmalı ve mağduriyetleri gidermelidir.”

Hibya Haber Ajansı