Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"İstiklal şairimizin merhum Mehmet Akif’in mebusluğunu yaptığı Burdur’da bulunmanın bahtiyarlığı içindeyim. Rabbim o büyük şairden razı olsun. Mekanını cennet eylesin diyorum.

Yörük hocalarının ismini verdiği Burdur’a biz de kalbimizi verdik. Biraz önce Isparta'daydık Maşallah orada da çok büyük bir sevgi seliyle karşılandık. Şimdi de siz Burdurlu kardeşlerimizle Hasret gideriyoruz. 

Milli irade sahip çıktığınız için sizlere hassaten teşekkür ediyorum. Şimdi önümüzde yeni bir sınav daha var 31 Mart'ta inşallah yerel yöneticilerimizi belirleyeceğiz. 31 Mart seçimlerine 10 gün kaldı Bundan 10 gün sonra sandık bir kez daha önümüze gelecek.

Bu sefer yerelde kimler ve hangi zihniyet tarafından idare edileceğinizi tercihini yapacaksınız. İnanıyorum ki 31 Mart'ta Burdur gerçek belediyecilikten eser ve hizmet siyasetinden yana tavır alacak.

Şimdi buradan soruyorum hazır mıyız? Burdur 31 Mart'ta Türkiye Yüz Yılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız?

31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar ana kademe, kadın kolları ile birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakının renkleri ile boyamaya var mıyız?

Eyvallah gençler maşallahınız var fakat 10 gün çok çalışacaksınız. Türkiye’nin son dönemlerdeki en önemli seçimlerinden olan 14-28 Mayıs seçimlerinde Burdur bizi yalnız bırakmadı. Milli İradeye sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum.

Başı rahmet ortası mağfiret sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bu mübarek ayın manevi havasını doya doya teneffüs ediyoruz. Hamdolsun ailelerimizle sevdiklerimizle çoluk çocuğumuzla birlikte Ramazan-ı Şerif'i huzurla idrak ediyoruz.
 
Bundan dolayı rabbimize ne kadar hamd etsek azdır. Gönül coğrafyamıza baktığımızda yüreklerimiz dağlanıyor. Gazeteden Suriye'ye Yemen'den Afganistan'a kadar kardeşlerimiz bu Ramazan'ı kan içinde ateş içinde maalesef acı içinde geçiriyor.

Türkiye hamdolsun istikrar adası olarak yükselmektedir. Esnafımız her sabah dükkanını gönül zuhuruyla açıyor, çiftçimiz tarlasını rahatça sürüyor, sanayicimiz, tüccarımız iş dünyamız, turizmcimiz geleceğine umutla bakıyor. Fabrikalarımızda üretim, okullarımızda eğitim hiçbir aksaklık olmadan devam ediyor.

Sınırlarımızın hemen ötesindeki kaygıların hiçbirini bizler yaşamıyoruz. Bunların ne kadar büyük bir nimet olduğunu etrafımıza baktığımızda çok daha iyi anlıyoruz. Tabii ki bunları söylerken ülkemizde her şey süt Liman demiyoruz.

Dünyanın her Ülkesi gibi bizim de sıkıntılarımız var. Zorluklarımız var çözmek için uğraştığımız problemlerimiz var. Bölgemizde yaşanan çatışmalardan istesek de istemesek de bizler de etkileniyoruz. Avrupa ve Amerika dahil pek çok yerde son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon oranları herkes gibi bizi de zorluyor.

Tüm bunlara ilave olarak biz 6 Şubat depremlerinin yol açtığı güçlüklerle de mücadele ediyoruz. Daha bir sene önce yaşanan ve 53.000'den fazla insanımızın vefat ettiği depremlerin yaralarını sarmaya çalışıyoruz.

Ekonomik maliyeti 104 milyar dolar olan depremin ülkemiz ekonomisinde oluşturduğu baskı hala devam ediyor. Her hesabımızı buna göre yapıyoruz. Bu yılın bütçesinde deprem çalışmaları için 1 trilyon liranın üzerinde kaynak tahsis ediyoruz.

Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız. Amacımız, kalıcı refah artışını sağlamak. Bunun için enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmemiz gerekiyor. Daha önce bunu nasıl yaptıysak, yine başaracağız.

Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini, Nisan ayının ilk haftasında hesaplara yatırıyoruz. Devletimizin imkanları büyüdükçe, geliri arttıkça, omuzlarındaki yük biraz daha azaldıkça ortaya çıkan kaynağı herkese adil şekilde dağıtacağız.

Depremin vurduğu illerimizi tekrar inşa etmemiz şart. Bizim de devlet olarak önceliğimiz deprem bölgesidir. Deprem bize de vatandaşlarımızı konteynırdan kurtarıp evlerine yerleştirmektir.

Devletimizin imkanları büyüdükçe, geliri arttıkça, omuzlarındaki yük biraz daha azaldıkça ortaya çıkan kaynağı herkese adil şekilde dağıtacağız.

Hiç kimse böyle bir skandalı üç maymunu oynayarak geçiştiremez. Çantalar dolusu bu paraların kimden alındığı, nereye harcandığı, belgeleriyle, kayıtlarıyla, şeffaf bir şekilde açıklanmak zorundadır.

Özgür Efendi bıraksın darbe şakşakçılığını da çıksın önce içlerine kurt düşürdüğü CHP'li vatandaşlarımıza karşı görevini yerine getirsin. Ben ne demiştim Bay Bay Kemal demiştim. Dediğim çıktı mı? Bakın sevgili kardeşlerim hiç kimse böyle bir skandalı 3 maymunu oynayarak geçiştiremez.

Hiç kimse sağa sola saldırarak hakaret ederek, bu yetmeyince de milleti kendi suçuna ortak ederek bu rezaletten kendini kurtaramaz. Mevcut CHP yönetiminden ülkemize ve milletimize fayda gelmeyeceğini hep beraber görüyoruz.

Bunun için biz sadece işimize bakıyoruz işimize odaklanıyoruz. Hizmet ve eser siyasetimizi devam ettirmenin yollarını arıyoruz. Bu anlayışla son 21 yılda Burdur'a 60 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık.

Eğitimde 1362 adet yeni derslik inşa ettik, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi şehrimize kazandırdık. Gençlik ve sporda 9.172 kişi kapasiteli Yüksek Öğrenim yurt binaları açtık. 31 Spor Tesisi yaptık.

Burdurlu ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza Şehit yakınlarımıza yaşlılarımıza engellilerimize bir buçuk milyar liralık kaynak aktardık. Burdurlu kardeşlerimin muhalefetin laf olsun torba dolsun kabilinden sözlerine itibar etmeyeceğine inanıyorum. Burdur bunları aldanmasın. Burdur bunların boş vaatlerine kalmasın.

Ben de sizlerle gurur duyuyorum bunların derdinin ne emeklilerimiz ne emekçilerimiz ne de çiftçilerimiz olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. İnşallah 31 Mart'tan sonra bunlara yerel yönetimlerle işbirliği içinde çok daha fazlasını ekleyeceğiz."

Hibya Haber Ajansı