Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"İçinde bulunduğumuz bu bereketli günlerin milletimizle birlikte tüm insanlık için barışa, huzura, refaha vesile olmasını temenni ediyorum.

Vatanımız uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

Dün İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde bir yangın faciası yaşadık. Maalesef bu faciada rızkının peşinde koşan 29 işçi kardeşimiz hayatını kaybetti 2 kişi de yaralandı. Yangında vefat eden insanlarımıza Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum.

Facia ile ilgili gerekli idari ve adli tahkikat hemen başlatılmış bu kapsamda 9 kişi gözaltına alınmıştır. Belediye dahil böyle büyük bir acının yaşanmasında kimin sorumluluğu ihmali kusuru varsa hepsinin üzerine kararlılıkla gidilecektir.

Son 1 yıldaki üçüncü seçimizi 31 Mart Pazar günü hamt olsun başarıyla tamamladık. Birkaç münferit hadise dışında demokrasimize gölge düşürecek hiçbir üzücü olay vuku bulmadı. Bazı illerimizde bölücü terör örgütü sempatizanlarının provokasyonlarını da siz emniyet mensuplarımızın gayretleri ile boşa çıkarttık.

Millet olarak Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya gösterme bir kez daha gösterme fırsatı bulduk. Buradan sizlerin şahsında seçimlerin suhuletle gerçekleştirilmesi için fedakarca çalışan tüm güvenlik güçlerimizi canı gönülden tebrik ediyorum. Emekleriniz gayretleriniz ve sabrınız için ülkem ve milletim adına her birinize teşekkür ediyorum.

Sonuçlar umdukları gibi çıkmayınca sandığın itibarına zarar veren iddialarda bulunanların bir daha bu tür basit ve kolaycı yollara tevessül etmeyeceklerine inanıyorum. Bunu da ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına değerli bir kazanım olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum.

Türkiye hangi kökene meşrebe partiye mensup olursa olsun 85 milyonun tamamının ortak yuvasıdır ortak vatanıdır. Çok partili demokrasimiz ise uğruna gerçekten ağır bedeller ödeyerek yaklaşık 75 yılda canımızla terimizle inşa ettiğimiz muazzam bir binadır. Bu ortak değerlerimize ne kadar samimiyetle sahip çıkar güçlendirirsek istikbalimiz için o derece iyi olacaktır.

Türkiye’nin ve demokrasimizin bugün ulaştığı yüksek seviyelerde sizin harcınızın, emeğinizin, mücadelenizin çok büyük katkıları var. Bunun için de her birinize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Siyaset üstü görmemiz gereken bir diğer konu da terör belasıdır. PKK’sından FETÖ’süne DEAŞ’ından DHKP-C’sine hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleri milletimizin düşmanıdır. Hükümet ve devlet olarak teröre karşı çok etkin ve başarılı bir mücadele yürüttük yürütüyoruz. Terörü kaynağında yok etme stratejimizin meyvelerini sınırlarımız içinde ve hudutlarımız dışında topluyoruz. Kesintisiz süren operasyonlarımız sayesinde bölücü terör örgütünü bitme noktasına getirdik.

Suriye ve Irak'taki harekatlarımızda DEAŞ, PKK, YPG terör örgütlerini sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Attığımız bu olumlu adımları inşallah azimle sürdüreceğiz.

Son seçimlerle birlikte bu kararlılığımız daha da perçinlenmiştir. Geçmişte olduğu gibi Türkiye’nin siyasetini ekonomisini diplomasisini terör örgütleri vasıtasıyla dizayn etmeye çalışanlar inşallah emellerine ulaşamayacaklardır. Can çekişen terör örgütlerini yeniden palazlandırma niyetlerini görüyoruz. Bunları çok yakından takip ediyoruz.

Özellikle dün akşamdan itibaren bazı illerimizde sokaklarımızı karıştırma milletimizin malına mülküne saldırma hadiseleri yaşandı. Birileri yine sokaklarımızı terörize etmeye kalkıştı. Emniyet güçlerimizi bu provokatörlere müdahalelerde bulunarak olayların büyümesini engellemişlerdir.

Her kim şiddeti kaosu eşkıyalığı vandallığı bir hak arama yöntemi olarak görürse dün olduğu gibi yine karşısında devletimizin çelikten yumruğunu bulacaktır. Dünyanın hiçbir medeni devleti böyle bir şeye göz yummaz. Türkiye Cumhuriyeti de bir çadır devleti değildir olmayacaktır. Burada şu hakikatin çok iyi bilinmesini isterim. Milletin iradesini ve takdirine hiçbir şekilde hürmetsizlik etmeyiz ama kandildeki terör baronlarının da farklı maskeler altında baskıyla vatandaşlarımıza tekrar musallat olmalarına şehirlerimizin huzuruna ve barışına kastetmelerine milletin imkanlarını dağdaki teröristlere peşkeş çekmelerine kesinlikle izin vermeyiz.

Bu tarz teşebbüsler karşısında hukuk devleti neyse demokrasimiz neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Tüm siyasi aktörlerden de hukukun üstünlüğüne saygı göstermelerini bekliyoruz. Terörle mücadeleyi demokratikleşmeden demokratikleşmeyi de ekonomiden bağımsız görmüyoruz. Tüm bu alanlardaki başarıların diğerini geliştirdiğine inanıyoruz.

Son 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de hak ve özgürlükler alanlarında da reformlarımızı idame ettireceğiz. Ekonomide yol haritamız olan Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planımızı uygulamakta kararlıyız. Büyümeyi taviz vermeden istihdamı ve ihracatımızı artırıyor cari açığımızı iyileştiriyor yatırım ve üretim ile bünyemizi güçlendiriyoruz.

Yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşüşe geçtiğine inşallah hep birlikte şahit olacağız. Nitekim bugün TÜİK tarafından açıklanan veriler aylık enflasyonun mart ayında gerilediğini gösteriyor. Enflasyonun düşmesi yapılan ücret artışlarının erimesini önleyerek kalıcı refah artışını sağlayacaktır. Bunun olumlu yansımalarını toplumun her kesimi ile birlikte emniyet birimlerimizde görev yapan siz kardeşlerimizde bizzat hissedeceksiniz.

Dağdaki eşkıyaya nasıl müsaade etmiyorsak kendini devletten hukuktan üstün gören şehir eşkıyalarına da nefes aldırmayacağız. Vatandaşlarımız önümüzdeki dönemde suçla ve suçluyla mücadeleden terörle mücadeleye düzensiz göç sorunundan asayiş meselesine kadar emniyet hizmetlerinin tamamında daha etkin bir devlet görecektir. Bugüne kadar nasıl dayanışma içerisinde yürüdüysek bundan sonra da birlikte yol yürümeye devam edeceğiz."

Hibya Haber Ajansı