Çin ve Almanya, Ukrayna krizi ve Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgili fikir birliği sağladı

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, bugün düzenlenen basın toplantısında, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile Almanya Başbakanı Olaf Scholz arasında gerçekleşen görüşme hakkında bilgi verdi.

Lin Jian, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in bugün başkent Beijing’de Almanya Başbakanı Olaf Scholz’u kabul ettiğini, iki liderin her iki tarafı ilgilendiren uluslararası ve bölgesel konularda fikir alışverişinde bulunduğunu, Ukrayna krizi ve Filistin ile İsrail arasındaki çatışmalar konularında fikir birliği sağladığını kaydetti.

Sözcü Lin, Ukrayna kriziyle ilgili olarak Çin ve Almanya’nın egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunması konularında BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine bağlı olduğunun altını çizdi.

Lin, Çin ve Almanya’nın Ukrayna’da barışa kavuşulması için siyasi çözüm arayışındaki tüm çabaları desteklediğini, tarafların İsviçre’de bir üst düzey toplantının ve gelecekte başka uluslararası barış konferanslarının düzenlenmesi için temaslarda bulunacağını kaydetti.

Çinli sözcü, Çin ve Almanya’nın nükleer silahların kullanımına veya kullanım tehdidinde bulunulmasının yanı sıra, nükleer santral gibi barışçıl nükleer tesislere yönelik saldırılara karşı çıkılması çağrısında bulunduğunu ifade etti.

Sözcü, iki ülkenin uluslararası tahıl güvenliğinin korunması için tahıl üretimi ve ihracatına yönelik engellerin kaldırılması, uluslararası insancıl hukuka uyularak sivillerin korunması, savaş esirlerinin karşılıklı olarak serbest bırakılması ve savaş esirlerinin temel haklarına saygı gösterilmesi çağrısı yaptığını da aktardı.

Lin Jian, Filistin ile İsrail arasındaki çatışmalar konusunda da Çin ve Almanya’nın BM’nin insani yardımların ulaştırılması hususundaki koordinasyonu üstlenmesini desteklediğini belirtti.

Lin, iki ülkenin insani yardımların Gazze’ye engelsiz ve sürdürülebilir bir şekilde ulaştırılmasının sağlanması, BM Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararının ve iki devletli çözüm planının yerine getirilmesi ve Kızıldeniz’deki ticari seferlerin güvenliğinin uluslararası hukuk doğrultusunda korunması çağrısında bulunduğunu kaydetti.