Gazetecilik ciddi bir iştir ve ciddiyetini hakikate olan bağlılığından, onu nasıl taşıdığımızdan alır.

 

Gazetecilik ciddi bir iştir ve ciddiyetini hakikate olan bağlılığından, onu nasıl taşıdığımızdan alır.

 

 

Gazeteciliğin, hayat, insan ve gerçek ile olan bağını, hakikate olan bağlılığından, onu nasıl taşıdığından alır.

 

Gazeteci kurduğu sözün ağırlığını taşıyacak şekilde bir duruş sergilemeli,Gazeteci kuruş için duruşunu bozmamalı.Gazeteci kuruş ile olan bağından ziyade duruş ile bağını pekiştirmeli.Gazetecinin duruş ile olan bağı bozulduğunda, kantarın ayarı da bozulur.

 

Bu nedenle, gazeteciye yapılan eleştiri bir temele oturuyorsa anlamlıdır, değilse bir ego tatmininden ve kişisel kaprisinden öteye gitmez.

 

Öncelikle bu tespiti yaptıktan sonra, deyim yerindeyse defalarca bu medya sektöründe daha önce de   olduğu gibi bugün de bizi boğmaya çalışanlar bizi itibarsızlaştırmaya çalışanlar, bize yapılan tehditler hiç eksik olmadı ve bir kez bile duruşumuzdan ödün vermedik ve geri adım atmadık doğru bildiğimiz yoldan.

 

Şiddetin ve itibarsızlaştırmanın her dönem muhatabı olmak ve bunu gögüslemek hiç de kolay olmasa gerek. Bununla nasıl baş ettiğimizi hep merak edenlere bugün bize   Büyükşehir Belediyesi Basın Daire Başkanlığı tarafından dijital medyaya (internet medyasına)  EL Ruha Otelde düzenlenen basın toplantısını örnek vererek başlamak istiyorum.

 

 

Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Daire Başkanı Mahmut Uçmak'ın dün sırtını sıvazlayan ve yan yana olanlar,bizi itibarsızlaştırmak isteyenlere prim vererek yaşadığımız ortamın neyi barındırdığını da daha net görürsünüz.

 

İçinde bulunduğumuz dost ahbap ilişkileri ile trendi günden güne yükselen ve hergün binlerce kişi tarafından takip edilen internet medyasını geleneksel medya ile çakıştırarak tarafını belli eden daire başkanı bizi hedefe koyma ve itibarsızlaştırma hamlelerinin birlikte yürütüldüğü gerçeği aşikar. Kuracağımız cümlelerin, hangi algıya sürükleneceğini doğru okuyamazsak, onun parçası olmamız ise kaçınılmaz.

 

İnternet medyasına (dijital medyaya) yapılanlara dijital medya sahipleri kimse ses etmese de biz kendimize yapılan bu haksızlık karşısında salonu terk ederek duruşumuzu sergiledik ve bunu yapmaya mecbur hissettik kendimizi.

 

Aksi haksızlık olur.

 

Aksi aldatmaca olur.

 

Aksi sadece sevmediğin, sadece ters düştüğün, sadece herkesin bildiği isimleri eleştirmek, senden olanı koruyup kollamak olur. Bir kez daha anlıyoruz ki o “Duruşumuz”,ile yaşıyoruz.Kuruşu geçicidir.'Aslolan kuruş değil duruştur'

 

O kadar kızgın, öfkeli ve hayal kırıklığı yaşıyor ki,Başkasına yakıştıramamak mevzusu üzerinde durmayı doğru bulmuyorum. Bir başkasına yakıştıramadığımız şeylerin, kendi hayatımızda da olmaması gerekir. Maalesef hayat o kadar steril değil. Bunu en iyi bilecek olanlarlardan biri de en çok gazetecilik mesleğinde eşitlikten hak hukuktan bahseden basın daire başkanının bulunduğu, aklı başında her insanın bileceği bir şeydir.

 

Peki ama bu ayrımcılığı neden yaptınız? Eğer birilerinin egosunu tatmin etmek için yapıyor, çıkar elde ediyor veya güç ilişkileri içinde nemalanacağı bir zemin yaratıyor diyorsanız bilelim. Yok öyle değilse, “Ayrımcılık” yapmayı neden tercih ediyoruz? bu yaptığınız nedir gerçekten bilelim Sayın Daire Başkanı Mahmut Bey?

BİZ urfadabugun.com olarak bundan sonra kendi yayın politikamızı gözden geçireceğiz