Doktor, akıl hastasının iyileştiğine karar verip akıl hastasını taburcu etmiş. Buna çok sevinen hasta gelip doktoruna şöyle demiş;
-"Doktor Bey, size hediye ayakkabı yapacağım ama sorayım dedim, topuğu önde mi olsun arkada mı?
Bazen sorunun yönünü değiştirir ve öfkemizi başka şeylere yöneltir, bazen inkâr yöntemine başvurarak sorunun ağır baskısından kurtulmaya çalışırız. Bazen karşı tepki geliştirerek, sorunun tam tersi bir durumun söz konusu olduğunu göstermeye çalışırız. Bazen de zorlanılan bir durumu akla uygun hale getirmeye çalışırız. Aslında savunma mekanizmalarımız bir sorunu çözen değil, o soruna rağmen şimdilik ayakta kalmamızı sağlayan bir yöntemdir.
Böyle durumlarda sorun yerli yerince durur, ancak o sorunu o anlar için hissetmeyiz.
Bu da savunma mekanizmalarının bizi ayakta tuttuğunu ama adım atmamızı ve ilerlememizi sağlayamadığını göstermektedir. Bireylerin işlevsellik ve çözüm kapasitesini yok eden bastırmanın aksine, yüceltme mekanizması kullanıldıkça kişi daha verimli ve başarılı hale gelir. Bu nedenle psikanalistler yüceltmeyi gerçek anlamda başarılı tek savunma mekanizması olarak kabul ederler.
Güçlü bir benlik olmadan sağlam bir kişiliğe sahip olmamız da mümkün değildir.
Bastırdığımız duygularımız ve gerçeklerimiz bedenimizden dışarıya fizyolojik veya psikolojik bir rahatsızlık olarak fışkıracaktır.
Sorunları bastırmayıp onların üzerine gitmek ve çözmek en doğru yöntemdir. Hatta sorunu çözen yöntemler kullanmak her zaman gerçek başarıyı getirecektir.
Kısacası yüceltme mekanizması yani başka alanda başarılı olma güdülenmesi üretken ve verimli bir yöntemdir. Çünkü bu yöntem alt-benliğin saldırganlığını zararsız bir şekilde dışa vurmasına izin verir. Böylece benlik bu dürtüleri geride tutmaya çalışarak enerjisini boş yere harcamamış olur. Örneğin çok sert ve agresif bir oyun stili olan futbolcu sevilir ve alkışlanır. Bu da kişiyi rahatlatır, ona enerji verir ve başarılı olmasını sağlar. İşte yüceltme böyle bir şeydir.
Dünyada yapılmış her şey, sevgi sayesinde yapılmıştır. Değişmek ve değiştirmek istiyorsanız okuyun ve elinize kaleminizi alıp yazmaya başlayın.
Mustafa Mızrak / Gazeteci Yazar