Mezarın batı cephesinde, dikkat çekici şekilde kapak taşı yuvası yer alıyor. Bu yuvadan girilen mezara ulaşım, dikdörtgen formlu bir açıklık üzerinden sağlanıyor.

İç mekânda, doğu-batı yönlü duvarlara yerleştirilmiş birer adet arcosoliumlu kline (ölü yatakları) dikkat çekiyor. Bu klineler, döneminin sanatsal anlayışını yansıtan şamdan biçimli kabartma motiflerle bezenmiş durumda. Klinelerin çevresinde ise anakayaya oyularak oluşturulmuş dikdörtgen formlu sütunlar yer almakta ve bu sütunlar üzerinde oval kemerler yükselmekte.

Mezarın ikinci bölümüne geçiş, güney yönünden açılan sütunlu kare formlu bir geçitle sağlanıyor. Bu bölümde de benzer şekilde üç adet arcosoliumlu kline yer alıyor. Klinelerin her iki yanında da yine kabartma formlu, şamdan motifleri dikkat çekiyor.

Özellikle mezar odasının birinci bölümünde, doğu cephedeki kline duvarında ve giriş açıklığının her iki tarafında yer alan haç motifleri, yapının muhtemelen Erken Hristiyanlık Dönemi’ne ait olduğunu düşündürüyor.

Bu mimari detaylar, dönemin hem inanç sistemine hem de taş işçiliğindeki ustalığa dair önemli ipuçları veriyor. Bölgedeki benzer yapılarla karşılaştırıldığında, bu mezarın ritüel ve sembolik anlam açısından oldukça zengin olduğu söylenebilir.

HABER: İBRAHİM UYGUR