İSTANBUL (AA) - Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Emir Ruşen, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50'sinin uykusuzlukla karşı karşıya kalabildiğini, klinik vakalara göre her 10 kişiden 1'inin kronik uykusuzluktan şikayet ettiğini bildirdi.

Altınbaş Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, insan vücudundaki sirkadiyen ritim adı verilen düzenleyici sistem, dahili saat gibi gün boyu uyanık, geceleriyse uykulu hissedilmesini sağlıyor.

Her gün aynı saatlerde uyumak ve uyanmanın önemine işaret eden uzmanlar, insan ömrünün en az üçte birini uykunun oluşturduğunu, yetişkinler için her gece 7 ila 9 saat uyumanın şart olduğunu vurguluyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Emir Ruşen, çok sayıda insanın günlerce ya da haftalarca devam eden akut uykusuzlukla mücadele ettiğine dikkati çekerek, bu dönemlerin genellikle stresin veya travmatik bir durumun tetiklemesiyle ortaya çıktığını kaydetti.

Ruşen, bu durumun kısa süreli ve geçici olduğuna işaret ederek, "Fakat bazı bireyler, bir aydan daha fazla süre uykusuzluk dönemi yaşayabilirler. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50'si uykusuzlukla karşı karşıya kalabilir. Klinik vakalara göre her 10 kişiden 1'i kronik uykusuzluktan şikayet eder. Kadınlar ise erkeklerden yaklaşık iki katı daha fazla uykusuzluk çekerler. Gençlerden ziyade de yaşlılarda daha yaygındır." ifadelerini kullandı.

- "İnsanların 80'in üzerinde uyku hastalığı türü var"

Yeterli uyku alınamamasının önemli tıbbi sonuçlar doğurduğunu, bireylerin metabolizmalarına ciddi zarar verdiğini anlatan Ruşen, sorunun yüksek tansiyon, bağışıklık sisteminde zayıflama, dikkat eksikliği, yorgun hissetme, buna bağlı olarak iş performansında düşüş gibi günlük hayatı olumsuz etkileyen sonuçlarına dikkati çekti.

İnsanların yüzde 80'inin üzerinde uyku hastalığı türü olduğuna da değinen Dr. Emir Ruşen, bunları uyku bozuklukları, uykusuzluk, uykuya dalamama, erken uyanma, aşırı uykululuk uyurgezerlik, huzursuz bacak sendromu şeklinde sıraladı.

Ruşen, düzenli uyku için alınabilecek önlemleri de değinerek, "Yatmadan önce dinlenmek için kendinize 30-45 dakika verin. Böylece vücudunuz ve zihniniz rahatlayıp uykuya hazır hale gelir." tavsiyesinde bulundu.

Uyku düzeni üzerinde beslenmenin önemine vurgu yaparak, Akdeniz diyetinin
uyku kalitesi ve süresini artıran sağlıklı beslenme modeli olduğunu belirten Ruşen, şu bilgileri verdi:

"Akdeniz diyeti, sağlıklı yağ örüntüsüne sahip, antioksidan ve lif içeriği yüksek bir diyet olarak tanımlanıyor. Bu diyetin genel örüntüsüne baktığımızda zeytin ve zeytinyağından zengin, sebze, meyve, kuru baklagil ve tam tahıllar ile sert kabuklu kuru yemişleri içeren, ayrıca orta düzeyde süt ve süt ürünleri, yumurta, tavuk tüketiminin de yer aldığı bir beslenme modelidir. Beslenmenizde bunlara ağırlık verin."

Ruşen, yatmadan önce yapılmaması gerekenlere de değinerek, şu tavsiyelerde bulundu:

"Yatmadan önce yüksek karbonhidratlı yemekler yemeğin. Bunlar uykuya daha hızlı dalmayı sağlamasına rağmen dinlendirici uykuya mani olur. Yağ oranı yüksek yemekler ise daha derin ve dinlendirici bir uykuyu teşvik edebilir. Yani toplam kalori aynı olsa da yüksek karbonhidratlı-düşük yağlı bir yemek uyku kalitesini düşük karbonhidratlı-yüksek yağlı bir yemeğe kıyasla önemli ölçüde azaltır. Yine de akşam yemeğinde yüksek karbonhidratlı bir öğün istiyorsanız, sindirime yeterli zaman ayırmak için yatmadan en az 4 saat önce yemelisiniz."

- "Alkol, sigara ve kafein tüketmeyin"

Çay, kahve ve gazlı içecek türlerinin uykuya yakın zamanda tüketilmesinin zararlarını aktaran Ruşen, kişinin uykuya dalma konusunda sorun yaşamasına neden olacağını belirtti.

Ruşen, öte yandan diğer hususun ise mavi ışığa maruz kalmamak olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"TV izlemek, video oyunları oynamak, cep telefonu kullanmak ve tabii sosyal ağlar, uykuya dalmanızın ve uykuda kalmanızın önündeki güçlü engeller. Bunun en önemli nedeni elektronik cihazların melatonini baskıladığı tespit edilen mavi ışık yaymasıdır. Ayrıca bu cihazları kullanmak, zihninizi aktif ve meşgul tutar. Uyurken tüm elektronik cihazlarla bağlantıyı kesmeniz, bilgisayarları ve cep telefonlarını yanınızdan uzaklaştırmanızda fayda var."