Prof. Dr. Ümmügül Üyetürk, en önemli nedeni uzun süreli olarak sigaraya (tütün dumanına) maruz kalmak olduğunu, ancak genetik faktörler, radon gazı, asbest ve hava kirliliğine maruz kalma gibi faktörler de bu hastalığın oluşumundan sorumlu tutulduğunu belirtti.

Sigaranın, akciğer kanserinin başlıca nedeni olduğunu vurgulayan Üyetürk, uzun süreli sigara kullanımının hastalığın yüzde 85-90'ından sorumlu olduğunu ifade etti. Sigara içenlerde akciğer kanserine yakalanma riskinin, hiç içmeyenlere göre 20-40 kat daha yüksek olduğunu belirten Üyetürk, sigaranın bırakılmasıyla birlikte zararlı etkilerin azalmaya başladığını ancak riskin 15-25 yıl sonra bile devam ettiğini aktardı.

Radon gazı

Radon gazının da önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çeken Üyetürk, “Akciğer kanseri büyük oranda tütün ürünleri tüketimi ile ilişkilendirilmiş olsa da çevresel ve mesleki risk faktörleriyle birlikte genetik faktörler de hastalığın ortaya çıkmasında rol oynamaktadır. Renksiz, kokusuz ve radyoaktif özellikte bir gaz olan radon gazı, akciğer kanserine neden olan sigaradan sonraki en önemli risk faktördür. Bunun yanı sıra asbest minerali ile temasa maruz kalanlarda akciğer kanseri riski 6 kata kadar artış gösterebilmektedir. Soy geçmişinde akciğer kanseri bulunan kişilerde hastalığın görülme olasılığı 2 kat daha fazladır.” dedi.

Öksürük kanserin habercisi olabilir

Akciğer kanserinin belirtileri arasında nefes darlığı, öksürük, bel/sırt ağrısı ve kilo kaybının bulunduğunu açıklayan Üyetürk, hastalığın erken evrelerinde bu belirtilerin genellikle fark edilemediğini ve bu nedenle tanının gecikebileceğini belirtti.

Kesin tanı

Kesin tanı için biyopsi gerektiğini vurgulayan Üyetürk, tanının genellikle bronkoskopi veya bilgisayarlı tomografi destekli girişimsel radyoloji ile konulduğunu ifade etti. 

Prof. Dr. Ümmügül Üyetürk açıklamasında, “Kanserin histolojik alt tipi, kanserin evresi ve hastanın genel performans durumu tedavi  ve prognozu belirleyen faktörlerdendir. Akciğer kanserinin birçok histolojik alt tipi olmasına rağmen, klinikte genellikle küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri olmak üzere iki grupta incelenir” ifadelerine yer verdi.

Üyetürk, “Küçük hücreli akciğer kanseri tedavisinde kemoterapi, immunoterapi ve radyoterapi tercih edilirken, küçük hücreli dışı kanser tedavisinde mümkünse ilk tercih cerrahidir. Buna radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi ve hedefe yönelik ilaçlar eklenmektedir.” dedi.

Prof. Dr. Ümmügül Üyetürk, akciğer kanseri farkındalığı için bilgi sahibi olmanın, erken belirtileri tanıma ve risk faktörleri varsa düzenli taramalara katılmanın önemine vurgu yaptı. En önemli noktanın ise sigaraya başlamamak veya başlanmışsa en kısa sürede bırakmak olduğunu ifade eden Üyetürk, "Kanser hayatınızı söndürmeden siz sigarayı söndürün." çağrısında bulundu.


 

Hibya Haber Ajansı