Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlar, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi, ülkemizin komşularındaki istikrarsızlık, AB kriterlerinden uzaklaşılması ve ülkemizdeki ekonomik ve siyasi durum nedeniyle Türkiye’nin dış politikada da oldukça hassas bir dönemden geçtiğini ifade eden Yeneroğlu, “Doğru bir dış politika o ülkenin hem yakın komşularına hem de kendi vatandaşlarına barış ve huzur olarak geri dönecektir. Maalesef bugün Türkiye bölgesinde güçlü, saygın, sözü dinlenen ve krizlerin arabulucusu olabilecek kadar güven veren bir ülke konumunda değildir. Bunun en güçlü örneği Gazze’de yaşanan büyük insanlık trajedisidir.” dedi.

Hükümeti, Filistin konusunda gerekli adımları atmamakla eleştiren Yeneroğlu, “Bugün iktidara şu soruyu sormak zorundayız; ‘Yanındayız’ demekle, lanet etmekle, söz söylemekle Filistin halkı için bir şey yapmış oluyor musunuz? Filistin’deki katliamları, yaşanan büyük dramları durdurabiliyor musunuz? Sıradan insanlardan, vatandaşlarımızdan bahsetmiyorum elbette. Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında insanlar sokaklarda İsrail’in katliamlarını protesto ediyorlar ve özellikle kendi hükümetlerinin tutumunu eleştiriyorlar. Bu takdire şayan bir tutumdur. Ancak bir ülkenin hükümetini oluşturan partisi ‘Büyük Filistin Mitingi’ düzenleyerek Filistin için bir şey yapmış olur mu? Hayır. Maalesef. Açıkça görüyoruz ki elimizden hiçbir şey gelmiyor” şeklinde konuştu.

Yeneroğlu, bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu soruları sordu:

“7 Ekim’den bu yana Türk limanlarından İsrail limanlarına 300’e yakın yük gemisinin -jet yakıtı dahil- akaryakıt, çimento, gıda, demir çelik taşımasını; ayrıca her gün düzenli hava kargo seferleri yapılmasını nasıl izah ediyorsunuz? 

Türkiye’nin İsrail’in -kuvvetle muhtemel askeri sanayisi için de- kullandığı demir çeliğin yüzde 65’ini tedarik etmesinin bir açıklaması var mı?”

Bir ülkenin saygınlığının, o ülkenin demokrasi kültüründeki gelişmişliğine bağlı olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, “Demokrasi ve hukukun üstünlüğü listesinde dünyada en son sıralarda yer aldığını dünya alem bilirken dünyaya adalet dersleri vermeyi kim ciddiye alabilir? ‘Kendi halini düzelt’ derler ve maalesef bazıları sesli bazıları da sesli olarak diyorlar. Dünya beşten büyüktür derken, Türkiye’nin de birden büyük olduğunu kabul etmeyen bir anlayışla Türkiye yönetilmeye çalışılmıyor mu? Bu adaletsiz, hak ve hukuk tanımaz anlayışla mı dünyayı adalete çağırıyorsunuz?” dedi.

Hibya Haber Ajansı