İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Doğan Kısacık, “2013’ten beri defalarca yağmur olmadan taşkın yaşandı ancak karasal bir taşkın deniz taşkınlarıyla üst üste geldiği zaman problemi büyütüyor. Taşkın sıklığında bir artış var bunun etkisi küresel ısınma ve iklim değişikliği etkisi. Kıyı korumaların direnci belirlenirken bu etkenlere bakılarak projelendirme yapılmalı.” dedi.

''Olay yağmur taşması değil''

Yağmur sularının taşkınları negatif yönde artıracağını ancak yaşanılan durumun yağmurun sonucu olmadığını belirten Dr. Doğan Kısacık, “Deniz taşmasının bir sonucu. 2013’ten beri defalarca yağmur olmadan taşkın yaşandı ancak karasal bir taşkın deniz taşkınlarıyla üst üste geldiği zaman problemi büyütüyor. Taşkın sıklığında bir artış var bunun etkisi küresel ısınma ve iklim değişikliği etkisi. Körfez korunaklı bir bölge ancak bir metre civarında dalgaların gelme ihtimali var. Kıyı korumaların direnci belirlenirken bu etkenlere bakılarak projelendirme yapılmalı.” ifadelerini kullandı.

''Bundan daha kötü senaryolar olabilir''

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin dün de uyarıda bulunduğunu ama taşkını önleyebilecek kalıcı çözümlerin artık hayatımıza girmesi gerektiğini ifade eden Dr. Kısacık, “Hemen çözüm bulabilecek şeyler değil bunun için yapısal değişim gerek. İşin içerisinde bir de gel git durumu var. Bu yaşadığımız kötü bir senaryo değil bundan daha da kötü senaryolar yaşayabiliriz. Yaklaşık 30 cm’de gel git yaşandı. Gelgitin en yoğun olduğu zaman ile fırtınanın en yoğun olduğu zamanın çakışması demek yaklaşık bir metre bir metre 15 cm su seviyesinin artması demek. Bu durum da yaşadığımızın daha da şiddetlisini yaşamamız demek. Ayrıca dalga olarak da bir buçuk metrenin yukarısında kıyı çizgisine yakın yerlerde olma ihtimali var. Hem bu dalgayı hem de 1,15 cm su seviyesi değişimini hesaba katan kıyı koruma yapısını mutlaka hayata geçirmemiz gerek.” diye konuştu.

''Yaşadığımız olaylar her iki yapının da yetersiz olduğunu bize gösterdi''

Büyükşehir belediyesinin ölçüm istasyonlarındaki verilerin çok değerli olduğunun altını çizen Dr. Kısacık, “Önümüzdeki günlerde yapılacak koruma kanunları bu veriler ışığında ortaya çıkar. Bir de körfez koruma kanunu yapmamız gerek. Dik ve eğimli duvar yapısı sahil şeridinde hakim ancak yaşadığımız olaylar her iki yapının da yetersiz olduğunu bize gösterdi.” diye konuştu.

Hibya Haber Ajansı