Yeneroğlu, “Türkiye hiçbir zaman gerçek anlamda bir hukuk devleti olamamıştır. Ancak hiçbir zaman böylesine temel hak ve özgürlükleri sınırlandıran bir dönem de yaşanmamıştır.” dedi.

Yeneroğlu, 10 Aralık 1948’de, İkinci Dünya Savaşı'nda yaşanan kitlesel katliamların ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edildiğini, fakat 75 yıl sonra bugün, tüm dünyada, 1945'ten bu yana görülmemiş düzeyde şiddetli çatışmalar ve katliamlar yaşandığını söyledi.

Yeneroğlu açıklamasında, “Haftalardır tüm dünyanın gözü önünde İsrail; Gazze’de ve Batı Şeria’da insanlığa karşı suç işliyor, sivilleri öldürüyor ve tüm yaşam şartlarını yok ediyor. Tüm dünya olan biten bu vahşeti sadece izliyor. Bir yanda engel olamadığımız bu vahşet, diğer yanda çifte standart ve takınılan ayrımcı politikalar bizleri, insan haklarını koruma amacıyla inşa edilen uluslararası kurumları sorgulatır hale getirmiştir. Ancak her şeye rağmen biliyoruz ki daha adil ve insan onurunu esas alan bir dünya için daha fazla çaba göstermekten başka bir alternatifimiz yok.” ifadesini kullandı.

‘Türkiye’de hiçbir zaman böylesine temel hak ve özgürlükleri sınırlandıran bir dönem yaşanmamıştır’

Türkiye'de insan hakları açısından tablonun son derece kötü olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, Türkiye’nin 2023 İnsan Haklarını şu ifadelerle değerlendirdi:

“Ülkemizin geçmişten bu yana insan hakları ile çetin sınavları hep olmuştur. Türkiye hiçbir zaman gerçek anlamda bir hukuk devleti olamamıştır. Ancak hiçbir zaman böylesine temel hak ve özgürlükleri sınırlandıran ve hatta askıya alan bir dönem de yaşanmamıştır. Bugün ülkemizde, Anayasamıza göre bağlayıcı nitelikte olduğu tartışmasız olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasına müsaade edilmiyor, yine bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi kararları tanınmıyor. Anayasa’nın açık hükümleri yok sayılıyor. Yargı bağımsızlığı iflas etmiş durumda. Yargının hiç olmadığı kadar iktidarın gölgesi altında kaldığı bir dönemdeyiz.  İktidarın onayı olmadan yargı karar alamıyor. İktidarın hoşuna gitmeyen kararlar alındığında ise karara imza atan hakimlerin ne vatan hainlikleri kalıyor ne de teröristlikleri. Nitekim, Avrupa Konseyi’ne bağlı Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO), geçtiğimiz günlerde yayınladığı yolsuzlukla mücadele değerlendirme raporunda yargı bağımsızlığı ile ilgili başta HSK’nın bağımsızlığının sağlanması konusunda Türkiye'nin yine sınıfta kaldığını ortaya koymuştur. Rapora göre Türkiye, hakim ve savcı alımında siyaset tarafından müdahale edilmesi; hakim ve savcıların etik dışı davranışlarının nesnel ve kamuoyuna açık takibi ve hakimlik teminatının güçlendirilmesi gibi konularda somut adımları halen atmamıştır.”

Hibya Haber Ajansı