Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Ödül vereceğimiz kültür sanat insanlarımızı tespit eden seçici kurul üyelerine teşekkür ediyorum. Bu yıl bilim ödülümüzü asıl alanı olan ilahiyat yanında iktisattan siyasete ve sosyolojiye kadar geniş bir sahada telif ve tercüme eserler veren Prof. Dr. Süleyman Uludağ'a veriyoruz.

Süleyman Uludağ'a veriyoruz. Süleyman Uludağ hocamızın her birinin gerisinde büyük bir emek ve birikim olan eserleriyle nesiller boyunca fikir ve gönül dünyamızı zenginleştirmeyi sürdüreceğine inanıyorum. İhtisas alanı tasavvufu İslami ilimlerden bir ilimdir. Ancak aynı zamanda sahih bir itikat, ihlaslı bir ibadet ve güzel ahlakla süslenmiş bir hayat tarzıdır diyen hocamızı ödülü için tebrik ediyorum.

Kültür ödülümüzü biyografi, hatırat, matbuat ve kitabiyat tarzında yazdığı eserlerle tarihimize ışık tutan Prof. Dr. Ali Birinci hocamıza takdim ediyoruz. Ali hocamız, kitapları, makaleleri ve sohbetlerinin yanı sıra şiirleriyle de kültür dünyamıza katkılar sunan bir isimdir. Bir dönem Türk Tarih Kurumu başkanlığı görevini de yürüten hocamız, tarihçiliği bir hayat biçimine dönüştüren tarzıyla her türlü teşekkürü, takdiri ve ödülü hak ediyor.

Müzik ödülümüzün bu yılki sahibi, sanatçılığı ve zarafetiyle bilhassa bizim kuşağımızın hafızalarında silinmez bir yer edinen Emel Sayın hanımefendidir. Yaklaşık yarım asırdır icra ettiği Türk Sanat Müziğimizi milyonların kalbinde yaşatan Emel Sayın hanımefendi, bugün de gönül telimizi titretmeyi sürdürtmektedir. Kendisine müzik ödülümüzü takdim etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyoruz.

Resim ödülümüzün sahibi İbrahim Atalay, 60 yıldır sanat hayatımıza verdiği katkılar, ürettiği eserler ve yetiştirdiği talebelerle ülkemizin en önemli sanatçılarından biridir. Sayın Atalay, asırlara sari milli birikimimizi modern sanatla bütünleştirerek harmanlamayı ve özgün eserlere dönüştürmeyi başarmış bir isimdir. Sanatçımıza gayet isabetli bir seçimle resim alanındaki ödülünü takdim etmekten memnuniyet duyuyoruz.

Karikatür ödülümüzü çizerek düşünen ve çizgisiyle yaşadığı döneme anlam katan bir sanatçımıza Hasan Aycın'a takdim ediyoruz. Çizgilerine, yazıları, sohbetleri ve duruşuyla adeta can veren sanatçımız, eserlerinde gönül coğrafyamızda yaşanan kederleri ve sevinçleri yansıtarak hayırlı hizmetlere vesile oluyor. Yunus'un 'öleyim mi söylemeyince' deyişindeki gibi en deruni hislerimize tercüman olan Hasan Aycın'ı ödülü için tebrik ediyoruz.

Sinema ödülümüzü 1950 yılından beri yapımcılıktan yönetmenliğe, arşivcilikten eğitimciliğe, sinemanın her alanında iz bırakan bir ustaya, Sami Şekeroğlu'na veriyoruz. Türk sinemasına olan tutkulu bağlılığını kurduğu arşiv ve müze ile nesillere aktaran sayın Şekeroğlu'nun, kültür sanat hayatımıza hizmetleri her geçen yıl daha iyi anlaşılmaktadır. Son bir asrın en etkili mecralarından biri olan sinema alanında ülkemizin hazinesine sahip çıkan Sami Şekeroğlu'na takdim edeceğimiz ödül için kendisini tebrik ediyoruz.

Dijital sanat ödülümüzü, kendi ifadesiyle 'bir medya sanatçısı ve tasarımcısı' olan Refik Anadol'a takdim ediyoruz. Kendisi bilgisayar teknolojilerini ve yapay zekayı kullanarak geliştirdiği görsel çalışmalarını akademik müktesebatıyla destekleyerek dünya çapında eserlere imza atıyor. Bizim kuşağımıza geleceği anlatan bir sanatçı olarak gördüğüm sayın Anadol'u takdim edeceğimiz dijital sanat ödülü için tebrik ediyorum.

Mimari ödülümüzü bilhassa İstanbul'daki Türk mimarisi üzerine yaptığı çalışmaları medya vasıtasıyla toplumla paylaşan Sinan Genim'e veriyoruz. Sayın Genim, ülkemizin en önemli tarihi, kültürel ve toplumsal markası İstanbul'a olan aşkını hem üstlendiği yeni projelerle hem de restorasyon çalışmalarıyla ortaya koymuş bir isimdir. Bu doğrultudaki mücadelesini sivil toplum ve siyaset alanında da yürüten Sinan Genim'e mimari ödülümüzü vermekten memnuniyet duyuyoruz.

Edebiyat ödülümüzü hikaye, deneme, roman ve incelemelerden oluşan onlarca eseriyle geçmişten bugüne köprüler kurmuş bir yazarımıza Nazan Bekiroğlu'na takdim ediyoruz. Nazan Hanım, öğretmenlikten akademisyenliğe uzanan yolculuğu boyunca edebiyat dünyamıza kazandırdığı eserleriyle günümüz yazarları arasında seçkin bir yere sahiptir. İlk kitabı Nun Masalları adını taşıyan hikaye kitabından beri yakından takip ettiğimiz Nazan Hanım'ı, ödülü için tebrik ediyoruz.

Bu yılki vefa ödüllerimizi beş ayrı isim adına temsilcilerine veriyoruz. Edebiyatta Attila İlhan ve Samiha Ayverdi, müzikte Barış Manço, tarihte İsmail Hakkı Uzunçarçılı, tiyatroda Muhsin Ertuğrul adına verdiğimiz ödüllerin hayırlı olmasını diliyorum. Her biri kendi alanında ülkemize ve milletimize unutulmaz hizmetler veren bu değerlerimizi rahmetle yad ediyorum.

Gök kubbede bıraktığımız yegane izin hoş bir sada olduğu gerçeğinin en güzel temsilcileri işte bu isimlerdir. Ödüllerini takdim ettiğimiz tüm kültür sanat insanlarımıza ve temsilcilerine milletimize ve insanlığa yaptıkları katkılar için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

Yapay zeka gibi teknolojinin algılarımızı zorlayan uygulamaları karşısında en önemli gücümüz insanın özgün yeteneğini koruyacak ve geliştirecek yolları geniş tutmaktır.

İtalya’da 15. yüzyıldan kalma bir duvar yazısında şöyle diyor:  "Yapabilen istemiyor. isteyen yapamıyor, bilen yapmıyor, yapan bilmiyor, ve dünya böylece kötüye gidiyor."

Değerli konuklar biz değişimle asırlık değerleri yaşatmanın mümkün olduğunu göstermeye çalıştık. Sorumluluk üstlendiğimiz her yerde medeniyet mirasına sahip çıkmanın mümkün olduğunu göstermeye başladık. Gözü hep dışarıda batıda olanlara diyecek bir şeyimiz ise yok. Bu kişilerden milli bir duruş da beklemiyoruz.

Teknolojiye, kültüre ve sanata şartların el verdiği en büyük yatırımları yapıyoruz. Ülkemizde kültür sanat üretimi arzu ettiğimiz seviyede değilse sebeplerini çok iyi düşünmek gerekiyor. Kültür sanat ve akademi dünyasını tek tipleştiren ideolojik kabileler gerçeğiyle bir an önce yüzleşmeliyiz.

Siyasetten edebiyata her alanda yapabilenin istemediği bilenin yapmadığı yapanın bilmediği bir tablo ile karşı karşıyayız. Dar kadrocu hizipçi anlayışın yerini daha özgürlükçü bir yaklaşım almadan hedeflerimize varamayız.

Yapabilecek olan Gazze'deki katliamı engellemiyor. Herkes orada ne yaşandığını biliyor. 2024 zalimlerin hak ettiği cezayı gördüğü mazlumların yaralarının sarıldığı bir yıl olacaktır diye inanıyorum

Bu duygularla 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri’ni takdim ettiğimiz sanatçılarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum."

Hibya Haber Ajansı