Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Sevgili İstanbullular, kıymetli hanımefendiler, geleceğimizin teminatı değerli gençler, aziz kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla hürmetle muhabbetle selamlıyorum.

Bu İstanbul ki efendimizin müjdelediği bu fetih için 8 asır boyunca milletlerin fatihlerin kumandanların rüyasına giren şehirdir. Ama bu şehri bu CHP zulmünden 31 Mart’ta kurtarmamız gerekiyor.

Bir hafta durmayacağız gece gündüz demeden çok çalışacağız. Anadolu’da gittiğim her yerde söylüyorum İstanbul’daki hemşehrilerinizi lütfen arayın ve inşallah 1 Nisan’da İstanbul yeniden sahiplerine kavuşsun.

Bugün burada coşkun akan ırmak misali yatağına sığmayan bir İstanbul görüyorum. Bugün burada 31 Mart’ta şehrine sahip çıkmaya hazırlanan İstanbullu kardeşlerimi görüyorum. Her anı başlı başına bir şiir olan bu güzel şehirde bugün bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Öncelikle İstanbul’a ve İstanbullulara teşekkürümü ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl yapılan 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakına milletvekilliğinde yüzde 46,5 yakın Cumhurbaşkanlığında yüzde 48’e yakın destek verdiğiniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum. İnşallah 31 Mart’ta İstanbul’u muradına kavuşturarak yüksek oran hedefimize de ulaşacağız. Murat Kurumla yeni bir dönemi başlatacağız.

İnşallah sizlerle birlikte ramazanın bayramı gelmeden 31 Mart’ı milli iradenin bayramı haline getireceğiz. Büyükşehriyle ilçeleriyle İstanbul’un belediyecilik hizmetlerinde yeni bir dönemin kapılarını beraberce açacağız. İstanbul’un 5 yıllık fetret devrine son vererek şehrimizde eser ve hizmet siyasetini inşallah tekrar başlatacağız. 31 Mart seçimlerinin aziz istanbulla birlikte tüm vilayetlerimiz tüm vatandaşlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Sevgili İstanbullular bu kardeşinizi İstanbul’a belediye başkanı yaptığınız zaman İstanbul’un hali neydi? Çöp, çukur, çamur. CHP demek bu. Peki bu Ekrem denen arkadaş burada göreve başladıktan sonra ne değişti? Yine çöp, çukur, yarı zamanlı mesai bunu yaptı. Şimdi de bakıyorsunuz israftan bahsediyor, sen her şeyi israf olarak yaptın. Şu İstanbul’da neler çekmedik. Şimdi bütün bu değişimi devranı Allah’ın izni ile değişmeye var mıyız? Durmuyoruz yakın markajla çalışacağız çok koşacağız çok çalışacağız ve yeniden İstanbul muradını gerçekleştireceğiz.

İstanbul öyle bir şehirdir ki buraya sahip olunamaz. Haliç’i bütün çamur deryasından bu kardeşiniz kurtardı. Oradan 9,5 kilometre Alibeyköy’deki taş ocağına o çamuru, pisliği biz aktardık. Ve şimdi orada oyun parkları var. Buraya ancak hizmet edilerek layık olunmaya çalışılır.

Kendini İstanbul’un sahibi zanneden ne bu şehri ne de bu şehrin insanlarını hiç anlamamış olanlarla bir yere varılmaz. Hamt olsun biz belediye başkanlığımızla başbakanlığımızla cumhurbaşkanlığımızla 30 yıldır bu şehrin emrindeyiz. İstanbullu kardeşlerimizin hizmetkarıyız. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızda bu şehri düşünmediğimiz onun ne yapabileceğimizin sancısını çekmediğimiz tek bir günümüz yoktur.

Sıkılmadan utanmadan metro yaptım diyor. İstanbul’daki mevcut metroların tamamı bize aittir. Bunları biz yaptık. Bizden sonra gelen arkadaşlarımızda aynı vizyonla aynı heyecanla eser ve hizmet siyasetini sürdürdü.

İstanbul son 5 senedir yeniden 1989-1994 dönemine dönme emareleri göstermeye başladı. Eser ve hizmet namına zaten elle tutulur hiçbir eser yok. Emekleri olmayan işleri sahiplenmelerini bir kenara bırakırsak geriye koskoca kayıp 5 yıl kalıyor.

İstanbul’un temel sorunu kaynak kıtlığı değil, vizyon ve beceri eksikliğidir. Bununla yüzleşmek yerine kabahatlerini örtmek için bir de engelleniyoruz yalanına sarılıyor. Bunların hepsi belgelidir. Engellenme diye bir şey yok tüm belediyeler ne alıyorsa İstanbul fazlasıyla bunu almıştır. Son 5 yılda 5 katına çıkartılan belediye borçlarıyla gelen kaynak şahsi ihtiraslara hizmet edecek işlere harcanırsa elbette oradan eser çıkmaz. Bu şehir 30 yıl geriye gitti. Sizler de görüyorsunuz balya balya, bavul bavul paralar bir yerlerden geliyor bir yerlere gidiyor. Hatırlamıyorum unuttum diyerek kimse bu görüntülerin mantıklı, makul, tutarlı bir izahını yapamadı. Partiye bina alınmasından vergi kaçırmaya pek çok şey söylendi ama hala bir açıklama duyamadık.

Bakınız bugün İstanbul bir yol ayrımında bulunuyor. Bir tarafta sadece ben diyenler var diğer tarafta sadece İstanbul diyenler var.

Bir tarafta yaklaşan deprem tehlikesini umursamayanlar var diğer tarafta İstanbul’u depreme hazırlamak için programı projesi hazır olanlar var. Bir tarafta şehrin trafiğini rahatlatmak için kılını kımıldatmayanlar var diğer tarafta metrosundan tüneline tüm ulaşım projelerini seferber edenler var. 31 Mart’ta bu düğümü çözecek ve İstanbul’un Türkiye Yüzyılı yürüyüşünü biz başlatacağız.

Biz muhalefet gibi yanlışı kusuru kabahati millette arayanlardan değiliz. Biz eksiğini ve hatasını asla inkar etmeyen bir ekibiz. Milletimize kulak veriyoruz. Sizlerden gelen geri dönüşlere göre kendimizi sürekli yeniliyor ufkumuzu genişletiyoruz.

İstanbulla birlikte diğer 80 vilayetimize kazandırdığımız eserler bizim referansımızdır. Hak ve özgürlükler alanında hayata geçirdiğimiz tarihi reformlar bizim referansımızdır. Demokrasimizi vesayetin suntasından kurtararak güçlendirmemiz bizim referansımızdır. Dünyadaki tüm mazlumların umudu haline gelen bir Türkiye gerçeği bizim referansımızdır. Girdiğimiz 17 seçimin hepsinden zaferle çıkmamızı da aynı şekilde bu referanslarımıza borçluyuz.

Onlar ne derse desin biz asla istismar siyaseti yapmadık, kimlik siyaseti gütmedik. Kimsenin meşrebiyle kökeniyle hayat tarzı ile ilgilenmedik. Sandıkta hangi partiye oy verdiğine bakmadık bunun çetelesini tutmadık. Belediyelerimizin ve kamu kurumlarının kapılarını Türkiye’ye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese açık tuttuk. Kazanma değil sadece kaybettirme şantajıyla siyaset yapma fırsatçılığına hiç dönüp bakmadık. Biz 1994’te bu şehrin emanetini devralırken neredeysek 2002’de Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu üstlenirken hangi gayeyle hareket ediyorsak bugün de aynı prensiplere bağlıyız. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz.

Şu anda karşımda 650 bin kişi var. Biz bu meydanda 1,5 milyona alıştık bugün ise 650 bin kişi ama durmuyoruz.

Geçtiğimiz 21 yılda İstanbul’a 1 trilyon 650 milyar tl tutarında kamu yatırımı yaptık. Her bakanlığımızın kendi sorumluluk alanındaki projeleriyle bu dünya şehrini konumuna ve iddiasına uygun altyapılara ve üstyapılara kavuşturduk. Ama bizden sonra bu Bay Ekrem göreve geldi yine ortalık rezalet. Önümüzdeki dönemde İstanbul’un önceliklerinin en başında deprem hazırlıkları olduğunu görüyoruz. Hükümet olarak zaten bunu yapıyoruz. Büyükşehir belediyesinde de Murat kardeşimizin göreve gelmesiyle birlikte inşallah işin eksik kalan ayağı da tamamlanacaktır.

31 marttan sonra bunlara büyükşehir ve ilçe belediyelerimizde çok daha fazlasını ekleyeceğiz. Bunun için kalan 6 günü çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir İstanbullu kardeşimizi bırakmayacağız. İstanbul’un bir 5 sene daha kaybetmeye tahammülü yok.

Şu an zulüm gören katliama uğrayan zulüm çeken feryatları göğü çınlatan tüm mazlumların Allah yar ve yardımcısı olsun. Rabbim bizlere tüm Müslümanlara huzurla mutlulukla idrak edeceğimiz nasip eylesin."

Hibya Haber Ajansı