Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana, Gazze bölgesinde çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 32 binden fazla insan hayatını kaybetti ve yaklaşık 70 bin kişi yaralandı.

Ufuk Wu, uluslararası kamuoyunun çeşitli sosyal medya platformlarında paylaşılan öldürülen veya yaralanan Gazzeli çocukların görüntülerinin yer aldığı fotoğraf ve videolardan derin etkilendiğini belirtti.

Şu anda fikir ayrılığının büyük olması nedeniyle İsrail ve Hamas arasındaki barış görüşmelerinin çıkmaza girmiş durumda olduğunu söyleyen Ufuk Wu, “Bir haber ajansının bildirdiğine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 31 Mart’ta yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Refah kentine kara operasyonu düzenlenmesine ilişkin planın onaylandığını ifade etti. İnsani yardımların çoğunluğunun Refah sınır kapısından Gazze’ye taşınması nedeniyle, şu an yaklaşık 1 milyon 500 bin Filisitinli Refah kentinde yaşıyor. İsrail’in Refah’a kara operasyonu düzenlemesi, daha büyük can kaybına ve insani krize yol açacak.” dedi.

Ufuk Wu, İsrail’in yanında olan ABD başta olmak üzere Batı ülkelerinin Gazze savaşında önemli rol oynadığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Türkiye’den İlahiyatçı Prof. Dr. Bilal Sambur, Batı başkentlerinden gelen mesajlara bakıldığında hepsinin ortak noktasının, Hamas’ın İsrailli sivillere saldırısını kınamaları ve İsrail'in kendini savunma hakkının yanında olduklarını ifade etmeleri olduğuna işaret etti. Prof.Dr. Sambur, ‘Aslında, İsrail ve Hamas arasında artık çok cephede meydana gelebilecek uzun süreli bir savaş durumu söz konusudur. İsrail Hamas’a çok ağır bedeller ödetme hazırlığı yapmaktadır. Hamas’ın saldırısından sonra Batı ülkeleri İsrail’in Gazze’de ve Batı Şeria’da yapacaklarını kayıtsız, şartsız destekleyeceklerini deklare ettiler. Sonuç olarak, Gazze Şeridi’ndeki sivil katliamlar son derece üzücü bir durumdur.’ ifadelerini kullandı.”

Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların uzun bir geçmişse sahip olduğunu ve karmaşık kaynaklarının bulunduğunu ifade eden Ufuk Wu,

“Batı’nın İsrail’e şartsız desteği, Gazze bölgesinin daha büyük bir kaosa sürüklenmesine sebep oldu. İsrail ordusunun Gazze’deki mülteci kamplarına gerçekleştirdiği bombardımanlar ve Gazze’ye uyguladığı abluka önlemleri uluslararası toplum tarafından sert bir dille kınandı. Türkiye, Bahreyn, Ürdün, Şili ve Kolombiya’nın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler, İsrail’deki büyükelçilerini geri çağırdı. Bolivya hükümeti ise İsrail’le diplomatik ilişkileri kestiklerini ilan etti.” şeklinde konuştu.

Ufuk Wu, Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesine dair görüşmeleri rafa kaldırdığına değinerek, “Yurtdışından gelen baskıların yanı sıra, İsrail yönetimi yurtiçinde de büyük baskıyla karşılaştı. Son günlerde 100 binin üzerinde İsrail vatandaşı Kudüs’te toplanarak, “Netanyahu istifa” ve ‘Ateşkes bir an önce gerçekleştirilmeli” sloganları attı. İsrail ordusunun Refah’a askeri operasyon başlatması durumunda, Netanyahu yönetimi daha büyük baskıyla karşı karşıya kalacak.” ifadelerini kullandı.

Her insanın yaşama hakkının eşit ve aziz olduğuna dikkati çeken Ufuk Wu, değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Çatışan tarafların sivillerin can güvenliğini korumak için uluslararası insancıl hukuku ciddi şekilde uygulamaları gerekir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, çatışmaya giren herhangi bir tarafın uluslararası insancıl hukukun üstünde olmadığını belirtti.  Ateşkesin bir an önce gerçekleştirilmesi için, ABD dahil ilgili büyük ülkeler tarafsız ve sorumlu bir tutum göstererek daha olumlu bir rol oynamalı. Ancak, şu an barışı desteklediğini iddia eden ABD, İsrail’e büyük miktarda silah sağlıyor. Bu, yangına körükle gitmektir.  Gazze’de can kayıpları devam ediyor. Dünyanın Gazzelilerin trajedilerine alışması, insanlığın en büyük trajedisi haline gelecek. “

Hibya Haber Ajansı