Koç’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“3 Temmuz kumpas sürecinden sonra açılan davaların havada kalması, sonuçlanmaması bunlar sadece saydığım bazı olaylar. Bu listeyi çoğaltabiliriz. Bütün bunların, kötülüklerin, bu garip olayların, anormalliklerin hepsinin tek bir kulübün başına gelmesi, olayların sıradanlaştırılması artık Fenerbahçe Spor Kulübü’nü isyan edecek noktaya getirmiştir.

İsyanımızın ilk adımını bugün istemeyerek, değerli şehrimiz Şanlıurfa’da atmak zorundayız. Kötülüklerin, kötülüğün tarifi hiçbir alanda futbol alanında olduğu kadar somut, delilli ve gerçek olmamıştır. Bu gidişata son verilmediği için kötülükler, kötülük yapanlar arsızlaşmış, beden bulmuş ve de artarak devam etmektedir.

Fenerbahçe taraftarına özellikle bugünkü cümlelerimi dikkatli dinlemelerini rica ediyorum.

Bugünkü isyanımız, tepkimiz ve Süper Kupa’daki duruşumuzun maçın tarihiye veya sadece son deplasman maçında yaşadıklarımızla ilgili değildir.

Güvenli ortam sağlansaydı, futbolcularımıza yapılan linç girişiminde futbolcularımız kendilerini korumak zorunda kalmazdı.

Türk futbolunda şu döneme kadar az, şimdi daha sık dillendiriliyor ama eksik ve bize göre net olan bir tespit var. Türk futbolunda hakemler üzerinden ligin gidişatını dizayn eden bir sistem var.

 Bahis konusunu daha önce de gündeme getirmiştik. Sosyal medya fenomenlerinin, bahis çetesi soruşturması yapıldı. Bence bahis olayının dibine kadar inilmemesi sorgulanması gereken unsurlardan bir tanesidir.

Trabzon’da yaşananlar basit bir holiganizm olayı değildir. Bu işi böyle ele almak büyük hata olur.

Valiliğin ve emniyet yetkililerinin gergin geçeceği belli bir maçta gereken önlemleri maçın başından itibaren almamıştır.

Tecrübeli devlet görevlisi, emniyet görevlisi maçın nereye gidebileceğini çok rahat sezebilirdi.

O şehirdeki devletimizin en üst temsilcilerinin bu olaya sebebiyet vermeleri hiçbir şekilde hafife alınabilecek bir olay değildir ve şu ana kadar da ciddi anlamda hafife alındığını görüyoruz.

Çok şey yaşadık. Sabırlı davrandık. Sakin olmaya çalıştık. Haksızlıkları haykırdık. Tüm kumpaslara, suikast girişimlerine, haksızlıklara, zorbalıklara rağmen spora ve sporcuya odaklandık. Ama artık bu haksızlıklara, adaletsizliklere, çifte standarda ve göz göre göre haksız rekabet tohumları ekenlere ve emeğimizin çalınmasına isyan eden, etmemiz gereken bir döneme girdik. Bugün attığımız adım, bundan sonra atacağımız adımların ilk ve somut adımıdır.

Türk futbolunun artık bir reset edilmesi lazım. Türk futbolunun, artık bir reset zamanı gelmiştir. Bataklığı kurutup, Türk futbolu kendini tekrar inşa etmesi gereken bir dönemdeyiz. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Niyet, arzu, cesaret olsun Türkiye’de bunu yapacak liyakatli kadrolar mevcuttur.

Zaman; tarafsızlık, adil rekabet ve sportif ahlakın öne çıkması gereken zamandır.

Öncelikle kendilerini canı gönülden kutluyorum. Kutluyorum çünkü adım adım, ilmek ilmek, tuğla tuğla futbolun tüm unsurlarını kendi lehine hizmet eder hale getirmeleri bu süreçte olağanüstü bir başarıdır.

Geldiğimiz nokta ‘Kazanmak için her yol mübahtır’ anlayışının da sonucudur.

Bu zihin yapısına laf anlatmak ölmüş bir hastaya ilaç verip canlanmasını beklemek gibi bir şeydir. Kendi maçlarından çok bizim maçlarımızla ilgileniyorlar.

Şanlıurfa’ya borçluyuz. Hiçbir şekilde bunun farklı bir durumu yok. Şanlıurfa’daki Fenerbahçe taraftarlarına borçluyuz. Borcumuzu da telafi edeceğimizi daha önce söyledik. Biletlerin hepsinin Fenerbahçe Spor Kulübü satın almıştır. Dolayısıyla biletlerden kaybedilen herhangi bir kaynak yoktur.

Beşiktaş Başkanıyla konuştuk. O kupa öyle de, böyle de oynanacak. Federasyona onların da kabulüyle bu kupayı Şanlıurfa’da oynamayı teklif edeceğiz.

Birinci önceliğimiz Fenerbahçe’nin menfaatleri ve çıkarlarıdır. O yüzden verdiğimiz kararın da arkasında duruyoruz.

Şanlıurfa rahat olsun. Sözümüz var. İnşallah önümüzdeki sezon başlamadan TFF takvimi becerebilirse burada bir süper kupa maçı daha oynanacak.”

Hibya Haber Ajansı