6 Şubatta meydana gelen ve 11 ili sarsan yüzyılın ağır depreminin ardından hedef tahtasına oturtulan müteahhitler konusunda Şanlıurfa Müteahhitler Derneği Başkanı Mustafa Aşıklıoğlu, bir açıklama yaptı.

Yüzyılın depremi olarak nitelendirilen Maraş depreminin ardından 11 ilde yaşanan yıkımların ardından hedef tahtasına oturtulan Müteahhitlerin hepsinin aynı düşüncede olmadığını ve Şanlıurfalı Müteahhitlerin yaşanan depremlerde sahada adeta bir AFAD gönüllüsü gibi yer aldıklarını belirten Şanlıurfa Müteahhitler Derneği Başkanı Mustafa Aşıklıoğlu, Şanlıurfalı Müteahhitlerin vicdani bir konuda asla farklı bir düşünce içerisinde olmayacaklarının altını çizdi.

Şanlıurfa Müteahhitler Derneği Başkanı Mustafa Aşıklıoğlu, Depremde acı sürecin hemen akabinde memleketin genelinde bilinçli bilinçsiz, önyargıyla meslektaşlarımız olan müteahhitleri kısmi suçlu değil de genelleme yapılarak bütün meslektaşlarımızın suçlu, malzeme hırsızı gibi gösterilmesi ve tek sorumlu gösterilmesi bizleri çok derinden üzdüğünü belirtti.

Başkan Aşıklıoğlu şöyle konuştu; “06 Şubat 2023’te ülkemizi yasa boğan, bütün vicdan sahibi vatandaşlarımızın içini yakan acıtan bu depremde 11 ilimizde canını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılara şifalar ve kalanlara sabrı cemil temenni ediyoruz.

Bu acı sürecin hemen akabinde memleketin genelinde bilinçli bilinçsiz, önyargıyla meslektaşlarımız olan müteahhitleri kısmi suçlu değil de genelleme yapılarak bütün meslektaşlarımızın suçlu, malzeme hırsızı gibi gösterilmesi ve tek sorumlu gösterilmesi bizleri çok derinden üzmüştür. Ancak bu acılı süreçte bu fütursuzca yapılan iftiralara cevap vermek yerine komşu illerimizde kaç can kurtarabiliriz, kaç canı koruyabiliriz çabasına girdik, en çokta Urfa’mızda ki müteahhitler sahada oldular ve olmaya çalıştılar. Bizler yapılan bu önyargılı suçlamaların çoğunu kabul etmiyoruz. Her meslekte olduğu gibi bizde de istisnai suçlular yanlış yapanlar vardır ve amacımız hiç olmamasıdır ama bunların da yanlışlarına göz yuman görevi kötüye kullanan ilgili kamu kurum ve kuruluşlarında beraberinde olabileceğini belirtmek isteriz.”

Müteahhit tek başına bir binayı yapamaz, malzemeden çalamaz

Başkan Aşıklıoğlu, Bir Müteahidin tek başına bir binayı yapamayacağını ve malzemeden çalamayacağını söyleyerek şöyle devam etti; “Çünkü 1999 Sakarya ve Marmara depremi sonrası imar kanunu ve deprem yönetmeliğine göre hiçbir müteahhit tek başına bir bina ve yapıyı inşa edemez veya malzemeden çalamaz, olası bir şekilde olumsuz bir durum yaşanmışsa da burada ilgili belediye, beton firması, proje ekibi, yapı denetim, çevre ve şehircilik, bayındırlık var. Proje, kontrol, alt yapı ve iskan gibi dosyalarda hepsinin imzaları ve sorumlulukları var, yaptıkları hizmetlerin bedellerini de almışlardır.

Ülkesine ve memleketine yasa ve ilgili prosedürler doğrultusunda geneli öz maddi ve manevi kaynaklarıyla, vatandaşlarına iş, aş, güvence ve büyük katma değer sağlayan saygın iş insanlarımıza bu haksızlığı Şanlıurfa Müteahhitler Derneği (ŞUMDER) olarak kabul etmiyoruz.

Bu vesileyle Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO)’nın 9.cu meslek grubunda bulunan ve temsil yetkili (ŞUMDER) olarak müteahhitlerin saygınlığını bölgenin en önemli yatırımcıları ve iş adamları olduklarının artık fark edilmelerini, haksız yere itham edilmemelerini isteriz, hak ettikleri güven ve saygının gösterilmesini talep ediyoruz.”

Devlet Kurumlarının Kayırmacılık Yerine Şeffaf Bir Politika İzlemesi Gerekiyor

Şanlıurfa Müteahhitler Derneği Başkanı Mustafa Aşıklıoğlu, devlet kurumlarının daha şeffaf bir politika ile hizmet anlayışını sürdürmesi gerektiğine dikkat çekerek beklentilerini ise maddeler halinde sıraladı.

Başkan Aşıklıoğlu yapılması gerekenleri şöyle sıraladı; “ŞUMDER olarak daha sağlam ve temelleri daha güçlü şehirlerin oluşturulabilmesi için devlet kurumlarından taleplerimiz şunlardır:

1- Belediye ve ilgili kurumların imara açacağı alanların belirlenmesinde;  o alanları şehirleştiren binalarla donatan müteahhitlerin de imar planlamalarında görev almalarını sağlamak.

2- Çevre ve şehirciliğin bizlerden aldıkları bedellerin bir kısmını müteahhitleri alanların da eğitmek ve mesleki bilinçlendirmenin en iyisini sağlamak.

3- Yapı denetim ve şantiye şeflerini inşaatın yapım aşamalarında hayati öneme sahip aşamalarda alanda olmalarını ve bunların liyakatle yapılmasını sağlamak.

4- Yapı denetimlerin müteahhitlere karşı sınırsız dokunulmazlıklarını ve her istediklerini maddiyata dökerek alabilme haksızlıklarının önüne geçilmesi, yükselen malzeme fiyatların daha üstünde, 2, 3 katı daha fazla harçlar ve hizmet bedelleri olmuştur, bu sorunun adil ve sürdürülebilir olmasını sağlamak.

5- Belediyelerin imar ve yapı kontrol birimlerin inşaat aşamalarında tarafsız ve kayırmacılıktan uzak bir görev aşkıyla kontrollerini zamanında ve yerinde yapılmasını ve bu kapitalist nemalanmalardan uzak durabilmeyi sağlamak.

6- İmar yasalarının sık sık değişikliği, imar barışı, kişi ve kişilere özel imar uygulamaları, kat arttırma ve benzeri, kayırmacılıkların tarihe gömülmesini sağlamalıyız.

7- Yapı denetimlerin inşaatın ortasında keyfi olarak “istifa ediyorum, inşaatta bazı usulsüzlükler var, o arada yapmış olursunuz” gibi evrak üzerinde hilei’şer yoluna gidilmesi ve sonra da bunu maddi ranta çevirmeleri gibi süreçlerin bitmesini sağlamalıyız.”

Haber: Bülent KARACA