Şanlıurfa sokaklarında bir süredir sessiz ama tehlikeli bir tehlike kol geziyor. Ne belediyenin umurunda, ne de yetkililerin gündeminde. Ama vatandaş bu gerçeği her gün yaşıyor: Başıboş köpekler artık şehrin her köşesinde!
Balıklıgöl’de dua eden bir turistin arkasında sessizce dolaşan bir köpek, Atatürk Bulvarı’nda çocuk arabası süren bir annenin korkuyla hızlanması, Haşimiye Meydanı’nda esnafın dükkânının önünde nöbet tutar gibi bekleyen köpek sürüleri… Bu görüntüler Şanlıurfa’ya yakışıyor mu?
Biz bu yazıyı yazarken bile belki biri korkudan yolunu değiştirdi, belki bir çocuk ağladı, belki yaşlı bir amca düşmemek için bir köşe taşı aradı kendine…
Ve biz hep aynı soruyu soruyoruz: Neden?
Neden bu hayvanlar toplanmıyor? Neden hayvan barınaklarına götürülmüyorlar? Bu şehirde bir can kaybı yaşanmadan mı harekete geçilecek? Bir felaketin ardından “keşke” demek bu kadar mı kolay?
Bakın açık söylüyoruz: Bu işin şakası yok. Herkes sokakta. Kimse evine kapalı değil. Turist geliyor, çocuk okula gidiyor, insanlar alışveriş yapıyor. Ve bu tehlike her an, herkesin başına gelebilir.
Biz hayvan düşmanı değiliz, bunu en baştan söyleyelim. Ama insan hayatı da azımsanamaz. Bu hayvanlara da yazık. Ne sağlıkları kontrol altında, ne de yaşam koşulları. Barınaklar onların hakkı. Hem güvenli, hem sağlıklı bir ortamda yaşasınlar. İnsanlar da huzur bulsun, sokaklar da düzene girsin.
Şanlıurfa sessiz ama öfkeli. Bu halk daha fazla görmezden gelinmeyi hak etmiyor. Biz yazdık, biz uyardık. Şimdi görev sizde sayın yetkililer.