Şanlıurfa, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle her zaman dikkat çeken, manevi atmosferiyle insanları kendine çeken bir şehir. Ancak bu manevi dokunun derinliklerinde, maalesef uzun zamandır devam eden karanlık bir gerçek var: Cinci hocalar. İl genelinde, hatta ilçelerde ve mahallelerde bile bu kişilerin varlığı ve faaliyetleri artarak devam ediyor. Bu cinci hocalar, saf ve çaresiz vatandaşlarımızı dini duygularını sömürerek kandırmaya, istismar etmeye devam ediyor.
Özellikle son yıllarda, bu sözde “hocalar” daha da etkili bir şekilde insanları sömürme yolları geliştirdi. İnsanların inançlarını kullanarak, onların umutlarını ve korkularını istismar eden bu din tüccarları, ne yazık ki vatandaşlarımızın zor durumlarından faydalanıyor. Yüzyıllardır bu topraklarda, Allah’tan medet umması gereken insanlar, hocalardan medet bekler hale gelmiş durumda. Birçok kişi, hastalığına şifa ararken veya hayatındaki sorunlara çözüm bulmaya çalışırken bu sahtekarların eline düşüyor.
Bu durum, toplumun manevi yapısını zedelemekle kalmıyor, aynı zamanda maddi olarak da vatandaşlarımızı zor durumda bırakıyor. Cinci hocalar, insanlardan yüksek miktarlarda para talep ediyor, karşılığında ise yalnızca sahte umutlar ve boş dualar veriyor. Kimi zaman bu sömürünün boyutu o kadar büyük oluyor ki, aileler dağılma noktasına geliyor, insanlar tüm birikimlerini bu dolandırıcılara kaptırıyor.
Cinci Hocalar Yüzyıllardır Süren Tehlike
Bu olayın daha derinine indiğimizde görüyoruz ki, bu din tüccarları yüzyıllardır var olan bir sorun. Yüzyıllar önce de insanların çaresizliğinden faydalanan bu kişiler, bugün modern toplumumuzda bile etkilerini sürdürüyor. Şanlıurfa’nın her köşesinde, dini inançlarını derinlemesine yaşayan insanlar, ne yazık ki bu cinci hocaların tuzağına düşüyor. Özellikle de eğitimsizlik ve çaresizlik, bu sorunun temelini oluşturuyor. İnsanlar, inandıkları dinin gerçeklerinden uzaklaşıp bu sahtekarlara inanıyor ve Allah’tan değil, bu hocalardan medet umuyor.
Ancak bu sahte hocalar sadece dini istismar etmekle kalmıyor; insanları dolandırıyor, onları maddi ve manevi olarak sömürüyorlar. İnsanlar, umutlarını bu kişilere bağladıkça, dinin özünden uzaklaşıyorlar. Bu durum hem dini değerlerimize hem de toplumsal yapımıza büyük bir zarar veriyor.
Devlete Çağrı: Bu Çeteleri Durdurun
Burada devlete büyük bir görev düşüyor. Bu sahte hocaların, halkı sömüren bu çetelerin faaliyetlerine dur demek zorundayız. Sayın İçişleri Bakanımıza ve tüm yetkililere buradan sesleniyoruz: Bu cinci hocaların halkımızı daha fazla sömürmesine izin vermeyin. Bu insanlar, dini duyguları kullanarak vatandaşlarımızı dolandırıyorlar. Bu tür kişiler hakkında daha sıkı denetimler yapılmalı ve bu çeteler kökünden temizlenmeli.
Bir toplumun en değerli varlığı, inançlarıdır. Bu inançların, sahtekarların eline düşmesine izin veremeyiz. Din tüccarlarının bu topraklarda daha fazla kök salmasına müsaade edilmemeli. Vatandaşlarımızı bu çetelerden korumak, devletin en önemli görevlerinden biri olmalıdır. Cinci hocalar tarafından dolandırılan insanların sayısı her geçen gün artıyor, bu duruma artık bir son verilmeli.
Halkımıza Uyarı: Gerçek İnanç Yolundan Sapmayın
Bu yazıyı okuyan her vatandaşımıza da bir uyarıda bulunmak istiyorum. Dinimizi, inançlarımızı sahtekarların eline teslim etmeyelim. İslam, insanları kandırmayı, sömürmeyi asla kabul etmez. Şifa da yalnızca Allah’tandır, sorunlarımızın çözümü de. Cinci hocalar gibi sahtekarların peşinden gitmek yerine, inancımızı kuvvetlendirelim ve dini bilgileri doğru kaynaklardan öğrenelim.
Toplum olarak bu tür sahtekarlara karşı bilinçli olmalı ve onları hayatımızdan uzak tutmalıyız. Ancak bu şekilde manevi olarak güçlenebilir, sahtekarların tuzaklarına düşmeyebiliriz.