Öcalan açıklamasında, “Abdullah Öcalan, Kürtler ile Türklerin 1000 yıllık tarihsel ilişkilerini derinlemesine analiz ederek önümüzdeki yılların barış temeline nasıl oturtulacağının hesabını yapıyor,” ifadelerini kullandı.

 

Bu sözler, kamuoyunda yeniden “çözüm süreci” benzeri bir dönem mi geliyor sorularını gündeme taşırken, Öcalan açıklamasına halkın taleplerine dikkat çekerek devam etti:

 

“Elbette halkımızın talepleri, ihtiyaçları ve beklentileri var. Bu ihtiyaçları hükümet yetkilileri görmelidir. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan ve hükümetten beklentiler var. Bu beklentilere yanıt verme görevi, hükümete ve ortaklarına düşmektedir.”

 

Bu açıklamalar, özellikle bölge halkı ve siyasi çevrelerde farklı yorumlara neden oldu. Bazı kesimler bu sözleri, demokratik çözüm çağrısı olarak değerlendirirken, bazı çevreler ise bu tür açıklamaların toplumsal hassasiyetleri yeniden kaşıyabileceği endişesini dile getirdi.

 

Güneydoğu’daki birçok şehirde sosyal medya üzerinden yapılan yorumlarda halkın bir kısmı barış ve çözüm temelli çağrılara sıcak bakarken, terörle mücadele konusunda ise net duruştan taviz verilmemesi gerektiğini savundu.

 

DEM Parti'nin bu söylemlerinin ilerleyen dönemde nasıl karşılık bulacağı, özellikle Türkiye’nin iç siyasetinde ve çözüm politikalarında nasıl bir etki yaratacağı ise merak konusu.