Savunmasında amacının öldürmek olmadığını, kendisine edilen hakaretler sebebiyle olayın yaşandığını iddia eden sanık, "Beyza apartman girişinde yere düştü. 'Sonumuz neden böyle oldu?' dedim. Ne yaptıysa annesinin yaptığını söyledi. Bir el daha ateş ettim" dedi.
Olay, 18 Ekim 2022 yılında Barbaros Mahallesi Eyüp Sultan Caddesi'nde bulunan otoparkta meydana geldi. Eşi Beyza S. (23) ile boşanma aşamasında olduğu öğrenilen Ömer S. (31), Şanlıurfa'dan kendisinden kaçan ve Kocaeli'ye yerleşen eşini takip etti. Eşinin ve kayınpederi Şahin Kılıç'ın aracıyla evinin otoparkına geldiğini gören sanık Ömer S., önce kayınbabasına, daha sonra da araçtan eve doğru koşan eşine ateş etti. Olay yerine gelen polis ekipleri Ömer S.'yi gözaltına alırken, sağlık ekipleri yaptığı tetkiklerde Beyza S.'nin ve babasının hayatını kaybettiğini belirdi. Gözaltına alınan Ömer S., ifadesi sonrasında çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İlk duruşma başladı
Tutuklu sanık Ömer S.'nin Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlandı. Salonda tutuklu sanık, taraf avukatları ve tanıklar hazır bulunurken, Beyza S.’nin annesi ve kardeşi ise duruşmaya SEGBİS ile katıldı.

"Evliliğimiz 38 gün sürdü"
Beyza S. ile evliliklerinin nasıl başladığını anlatan Ömer S., "2022 yılının ocak ayında Beyza ile görücü usulü ile evlendim. Evliliğimiz 38 gün sürdü. Evlilik birliği için her şeyi yaptım. Beyza somut bir delil olmaksızın evi terk etti. Beyza ile henüz boşanmadan beni dolandırma kastı olduğunu anladım. Bir gün Whatsapp durumumda Hz. Ali'nin 'İki yüzlünün dilinde tat içinde fesat olur' sözünü paylaştım. Beyza bunu görünce yazıyı kendisi ve ailesi için paylaştığını iddia etti. Ben öyle olmadığını söylememe rağmen babasını aradı. Babası onu alıp götürdü. Evlilik sürecimizde 10 gün balayına gitmiştik. Balayı dönüşünce bir bankada kendi adına kasa kiraladı ve düğünde takılan 1 milyon değerindeki takıyı orya koydu. Ben kasanın ikimiz adına olmasını talep ettim ancak kendisi bunu kabul etmedi. Düğün zamanı da Beyza’nın annesi Ayşegül, takılan takılara ‘Bizde adet böyledir’ diyerek el koydu. Beyza da buna istinaden altınları bankaya yatırırken ‘Sen bana inanmıyor musun? demişti" diye konuştu.

"14 kez şikayette bulundu"
Beyza’nın evi terk ettikten 5 gün sonra boşanma davası açtığını dile getiren tutuklu sanık, "Boşanmak için sebep belirtmek gerektiği için Beyza dilekçesinde, karanlık fobisi olduğunu bildiğim halde banyoya kendisini kilitlemiş olduğunu söylemiş. Ancak banyonun kapısı içeriden kilitleniyor. İddiayı çürütünce banyoda değil yatak odasına kilitlendiğini söyledi. O iddiasını da avukatımızla beraber çürüttük. İstanbul Sözleşmesine dayanarak yoldan bir araç fotoğrafı çekip beni olduğumu söylüyor ve şikayet ediyordu. 14 kez şikayette bulundu. Şikayetin 10’unda kovuşturmaya yer olmadığını kararı çıktı. Durum lehime sonuçlandı, diğerleri araştırılmaya devam ediliyor" dedi.

"Beyza’nın erkeklerle beraber eğlendiğini gördüm"
Boşanma evraklarından Beyza'nın ve ailesinin Kocaeli'ye taşındığını öğrendiğini ifade eden Ömer S., "Beyza beni Kocaeli'de olmadığım halde şikayet etmiş. Başiskele'den polisler beni arayarak karakola gelmemi istedi. Ancak ben Başiskele'nin nerede olduğunu bilmediğimi, Şanlıurfa'da olduğumu söyledim. Sosyal medya hesaplarından Beyza’nın erkeklerle beraber eğlendiğini gördüm. Bu erkeklerden birinin A.A. isimli şahıs olduğunu öğrendim ve kendisine sosyal medya hesabından ulaştım. 'Beyza’nın evli olduğunu biliyor musun?' dedim. Bilgisi olmadığını, aralarında duygusal bir bağ olduğunu ve beni öğrenince ayrıldıklarını söyledi. Diğer kadın arkadaşlara da ulaşmaya çalıştım, kimisi cevap verdi, kimisi cevap vermedi" ifadelerini kullandı.

"Amacım Beyza'nın ve ailesinin önünde intihar etmek ve onlara vicdan azabı çektirmekti"
Ömer S., savunmasına şöyle devam etti:
"Boşanma sürecinde bankadaki kiralık kasa üzerine tedbir söz konusuydu. Avukat değişince tedbirin kaldırıldığını öğrendim. Yeniden tedbiri kondurduk ancak kasanın boşaltıldığını öğrendim. Şanlıurfa'da olanları sindirmeye çalışıyordum. İşten ayrıldım ve Kocaeli'ye geldim. Amacım Beyza'nın ve ailesinin önünde intihar etmek ve onlara vicdan azabı çektirmekti. Başiskele'de ucuz bir otel buldum ve bir oda kiraladım. O bölgede başka otel yoktu ve uygundu. Kiraladığım bu oda tesadüfen Beyza'ların evine doğru bakıyordu. Sürekli maktulün evini gözetlemedim. Otelde sadece 6 gün kaldım. İntihar etmeyi düşünmeden önce herkese mesaj attım. Aileme, avukatıma, arkadaşlarıma ve dayıma mesaj attım. Bir gün önce de Beyza'nın annesi Ayşegül ve babası Şahin Kılıç'a, 'Hem beni dolandırdınız hem de kızınız başkası ile gönül ilişkisi kuruyor' diye mesaj attım. Olay günü Beyza ve babasının evden çıktıklarını gördüm. Evlerinin önünde onları beklemeye başladım. Bu esnada bir esnaf yanıma gelip ne yaptığını sordu. Ben de ev baktığımı söyledim. Bunun üzerine evin arka tarafında bulunan otoparkta beklemeye devam ettim. Beyza ve babası arabayla gelince onlara doğru yöneldim ve konuşmak istediğimi söyledim. Beyza bağırarak babasına araçtan inmemesini söyledi"

"Sen erkek misin? Altın için ağlıyorsun"
Şahin Kılıç'ın kendisine hakaret ettiğini iddia eden Ömer S., "Bana 'Sen erkek misin? Altın için ağlıyorsun' diyerek ağır sözler söyledi. Ben mevzunun altın olmadığını söyledim. Şahin Kılıç torpidoya yönelince ben de oradan bir şey çıkaracağını düşündüm. Bunun üzerine 3 el ateş ettim. Beyza arabadan koşarak 'Anne' diye bağırıyordu. Beyza'nın da bana hakaretler etti ancak ne dediğini hatırlamıyorum. Ona da koşarken 3 ateş ettim. Beyza apartman girişinde yere düştü. 'Sonumuz neden böyle oldu?' dedim. Ne yaptıysa annesinin yaptığını söyledi. Bir el daha ateş ettim" diye konuştu.

"Keşke onlar yerine ben ölseydim"
Olaydan sonra intihar etmek istediğini söyleyen Ömer S., "Başıma silahı doğrulttum, intihar etmek istedim. Dayım geldi elimdeki silaha vurdu. Bunu üzerine ikinci silahı çıkardım o elime de vurarak beni etkisiz hale getirdi. Dayım asker olduğu için beni yüz üstü yere yatırdı. Benim amacım onları öldürmek değildi, konuşup kendimi öldürmekti ancak bana hakaretleri sonucu olay böyle gerçekleşti. Keşke onlar yerine ben ölseydim" ifadelerine yer verdi.

2 tabanca taşımış
Mahkeme başkanının, "İntihar etmek için bir silah ve bir mermer yeter. Sen niye 2 silah taşıdın?" sorusu üzerine sanık, "Tabancalar tutukluluk yaptığından dolayı 2 tane aldım. Tabancaların birinde 13-14, diğerinde 8-9 mermi vardı. Silahları Şanlıurfa'dan tanımadığım bir şahıstan aldım. Beyza kaçarken 3-4 el ateş ettim. Şahin Kılıç'a da 3-4 el ateş ettim. Olay otoparkta oldu" şeklinde cevapladı.

"Sanığın söylediği şeylerin yüzde 80'i yalan"
Sanıktan şikayetçi olduğunu dile getiren Ayşegül Kılıç, "Kızımı ve eşimi öldürmesine sebep olan katilin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Sanığın söylediği şeylerin yüzde 80'i yalan. Evlilikleri 38 gün değil 50 gün sürdü. Olay günü evin penceresinden baktığım esnada eşimin ve kızımın geldiğini gördüm. Eşim aracıyla otoparka girdikten 5 saniye sonra silah sesi geldi. O esnada oradan geçen polis otosunu balkondan bağırarak çağırdım ve otoparka yönlendirdim. Sanığın dediği gibi aralarında konuşma geçmiş olsaydı arabanın otoparka girdikten 5 saniye sonra silah sesi gelmezdi. Zaten bir gün önce Ömer bana mesaj atarak beni öldürmek istediğini söylemişti. Sanık kızıma ardı ardına 5 el ateş etti" diye konuştu.

"Şahıs kafasında kapüşonla bir saatten fazla binanın önünde bekledi"
Olaya tanık olduğu kadarını anlatan esnaf Mete Y., "Karşı binanın kapısının önünde tanımadığım birinin beklediğini gördüm. Sanığın kafasında kapüşon olduğu için ilk önce polis olduğunu sandım. Bir saatten fazla binanın önünde bekleyince yanına gidip neden beklediğini sordum. Bana ev bakacağını, emlakçı beklediğini söyledi. Emlakçı arkadaşımı arayıp bekleyen müşterinin olup olmadığını söylediğimde olmadığını söyledi. Tekrar şahsın yanına gidip neden beklediğini sordum. Şahıs bu durumun bana neden bunun dert olduğunu söyledi. Müşterim gelince iş yerine gittim, kısa bir süre sonra silah sesi duydum" dedi.

"Beyza, 'Ne kadar ayrı olsak da eşimle nikahım var' derdi"
Mahkeme başkanının olaya ilişkin bildiğini anlatmasını ve Beyza'nın sevgilisi olup olmadığını sorduğu hemşire arkadaşı Gamze A., "Beyza özel hayatını anlatmaya seven biri değildi ancak kocasından tehdit mesajları aldığını söylemişti. İş arkadaşlarımızla birlikte toplu olarak sorumlu amirimizin işlettiği kafesine gittik. Burada birlikte çalıştığımız erkek arkadaşlarımıza Beyza'nın kocasından mesaj geldi. Birkaç gün sonra bana da mesaj geldi. Mesajda, Beyza'nın altınları alıp kaçtığı gibi şeyler yazıyordu. Beyza'nın herhangi bir erkekle duygusal bir ilişkisi yoktu. Bu durumlara çok dikkat ederdi. 'Ne kadar ayrı olsak da eşimle nikahım var' derdi" ifadelerini kullandı.

Duruşma ertelendi
Mahkeme heyeti, dinlenemeyen 2 tanığın gelecek celse dinlenmesine, sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.