Üsküdar Üniversites Çevre Etiği Forumu Başkanı Prof. Dr. Özdemir, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in "iklim yıkımı başladı" uyarısına atıfta bulunarak, dünya genelinde yaşanan aşırı sıcaklıkların ve doğal felaketlerin artışının iklim değişikliğinin somut belirtileri olduğunu belirtti. Ayrıca, Libya'da yaşanan sel felaketi gibi olayların maddi ve manevi kayıplara neden olduğunu ifade etti.

İklim yıkımı bir çevresel kriz

Prof. Dr. Özdemir, iklim yıkımını dünya çapında artan sıcaklık, doğal felaketlerin artışı ve ekosistemlerin bozulması gibi faktörlerle karakterize edilen bir çevresel kriz olarak tanımladı. İnsan etkisinin büyük bir rol oynadığını belirten Özdemir, sera gazlarının atmosferde birikmesi, fosil yakıtların aşırı kullanımı, ormansızlaşma ve endüstriyel faaliyetlerin bu krize katkı sağladığını ifade etti.

Tüm güzelliklerin kaynağı olan ekosistemlerin bozulması da bir iklim yıkımı 

İklim yıkımının bir diğer yönünün de dünyadaki tüm güzelliklerin kaynağı olan ekosistemlerin bozulması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özdemir, artan sıcaklıkların doğal yaşam alanlarını yok ettiğini ve birçok türün soyunun tükenmesine yol açtığını da söyledi.

Denizlerdeki asitlenmenin, mercan resiflerinin zarar görmesine ve deniz canlılarının yaşamını zorlaştırmasına neden olduğunu, ormanların yok olmasının, karbon emme kapasitesini azalttığını ve bunun da sera gazlarının daha hızlı birikmesine yol açtığını anlatan Prof. Dr. Özdemir, şunları dile getirdi:

Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar ülkelerini terk ediyor

İklim yıkımının sosyal ve ekonomik sorunlara yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Özdemir, kuraklık, tarım alanlarını etkileyerek gıda üretimini azaltmanın, gıda fiyatlarını yükseltip açlığı artırmanın ve aşırı hava olaylarının milyonlarca insanın evini kaybetmesine neden olduğunu belirtti. Ayrıca, deniz seviyelerinin yükselmesinin kıyı bölgelerini tehdit ettiğini ve milyonlarca insanın yerinden edebileceğini söyledi.

İklim yıkımının sonuçları 

Prof. Dr. Özdemir, iklim yıkımı devam ettiği takdirde, gezegenimizin geleceğinin ciddi tehlikede olacağını belirterek, “Geleceğimiz derken, çocuklarımızın ve torunlarımızın içinde yaşayacağı bir zamandan bahsediyoruz. Deniz seviyelerinin yükselmesi, kıyı bölgelerini sular altında bırakabilir ve büyük şehirlerin sular altında kalmasına neden olabilir. Aşırı sıcaklık, tarım alanlarını verimsiz hale getirebilir ve gıda krizlerine yol açabilir. Ekosistemlerin bozulması, biyoçeşitliliği azaltır ve türlerin soyunun tükenmesine neden olur. Sosyal çatışmaların artması, göç dalgalarını tetikleyebilir ve milyonlarca insanın yerinden edilmesine yol açabilir.” diye konuştu.

Umutsuzluk yerine eyleme geçilmeli

Umutsuzluğa kapılmak yerine, iklim yıkımını önlemek ve hafifletmek için eyleme geçmenin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Özdemir, ilk adımın, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmak olduğunu, ardından fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanmanın sera gazlarının salınımını azaltabileceğini, ayrıca enerji verimliliğini artırmanın ve sürdürülebilir ulaşım sistemlerini teşvik etmenin de önemli olduğunu dile getirdi.

Bu krizi durdurma ve hafifletme şansımız var

İklim değişikliği ile mücadelede uluslararası iş birliğinin hayati önem taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Özdemir, “Sonuç olarak, iklim yıkımı gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Ancak bu krizi durdurma ve hafifletme şansımız vardır. Sera gazı emisyonlarını azaltmak, sürdürülebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak, ormanları korumak, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek ve uluslararası iş birliği sağlamak, iklim değişikliği ile mücadelede önemli adımlardır. Hep birlikte çalışarak, gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir gezegen bırakabiliriz.” dedi

Sınırlı bir dünyada sınırsız büyümenin mümkün olmadığını dile getiren Prof. Dr. Özdemir, bilimin, dünyadaki her şeyin bir sınır ve miktarı olduğunu söylediğini, dünyadaki tatlı suların, deniz ve okyanuslardaki suların miktarının bilindiğini, sınırsız kalkınma modelleri ile çevre sorunlarının çözülemeyeceğini vurguladı.

İklim değişikliğinin doğal afetlere etkisi ve sonuçları

İklim değişikliğinin doğal afetlere etkilerini sıralayan Prof. Dr. Özdemir, sıcaklık artışı, aşırı sıcak hava dalgaları, artan deniz seviyeleri, seller, kuraklık, aşırı hava olayları ve orman yangınlarının toplumları, ekosistemleri ve ekonomileri tehdit eder hale getirdiğini ifade etti. İklim değişikliğinin karmaşık etkilerinin insan sağlığı üzerinde de çeşitli sonuçları olduğunu belirten Özdemir, su kaynaklarındaki azalmanın ve sıcaklık artışının gıda üretimini olumsuz etkileyerek gıda fiyatlarını yükseltebileceğini söyledi.

 

 

Hibya Haber Ajansı