İSTANBUL (AA) - Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell, iklim kriziyle mücadele kapsamında oluşturulan fonlara daha fazla katkı beklediklerini belirterek, "Gelişmekte olan ülkelere sağlanan finansmanın 'hayırseverlik' ya da 'kalkınma yardımı' olduğu anlayışından uzaklaşmamız gerekiyor." dedi.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinde devam eden Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Yeşil İklim Fonu programında konuşan Stiell, finansman sorununun çözülmesinin iklim eyleminin en büyük kolaylaştırıcısı olacağını, gelişmekte olan ülkelere hibe edilen fonlar sayesinde hem iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılabileceğini hem de uyum projelerinin hayata geçirilebileceğini söyledi.

Bu fonların iklim kriziyle mücadeleye hız kazandıracağını ifade eden Stiell bu kapsamda Altyapı İklim Direnci Fonu’ndaki 250 milyon dolarlık yatırımı örnek gösterdi. Stiell, "Eğer bu fon potansiyeline ulaşırsa Afrika’nın her yerinde 144 milyon kadar kişi dirençli, temiz ve güvenilir bir altyapıya sahip olacak." diye konuştu.

Tarım, su altyapısı, enerji veya erozyondan korunma gibi onlarca farklı alana finansman sağlayan bir fonun oluşturulması ve işletilmesinin çok karmaşık olduğunu vurgulayan Stiell, bu fonların herkes tarafından desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

Yapılan son açıklamalarla Yeşil İklim Fonu için bulunulan taahhütlerin 12,5 milyar dolara ulaştığı bilgisini veren Stiell, buna karşın vadedilen miktarın gelişmekte olan ülkelerden gelen talebi hala karşılayamadığını bildirdi.

Stiell, "Gelişmekte olan ülkelere sağlanan finansmanın 'hayırseverlik' ya da 'kalkınma yardımı' olduğu anlayışından uzaklaşmamız gerekiyor. Yapılan yardımların iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve adaptasyon çalışmaları için ihtiyaç duyulan bir yatırım olarak görülmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.

İklim değişikliğinin küresel mesele olduğuna ve bunu küresel güney veya küresel kuzey ülkelerinin sorunları olarak ayırmanın doğru olmadığına değinen Stiell, "Hepimiz aynı su sızdıran teknedeyiz. Kimin birden fazla can yeleği varsa diğerine can yeleği sağlamak zorunda." dedi.