Türk İstiklal mücadelesinin önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, bundan tam 104 sene önce, 27 Aralık 1919'da, Ulusal Kurtuluşun karargahı olarak seçtiği Ankara'ya geldiğini kaydeden Yılmaz, "Dikmen sırtlarından karşılanan bu geliş, sadece Türk milletinin makus talihini değiştiren bir geliş değil, aynı zamanda dünyadaki tüm mazlum milletlerin de kaderini değiştirecek bir etkiye sahipti. Atatürk’ün gelişiyle Ankara, Türk milletinin diriliş ve küllerinden yeniden doğuşunun karargahı, Ata Yurdu ve Başkenti olacaktı, oldu da." dedi.

Açıklamasında, o günlere şahitlik eden yazar Enver Behnan Şapolyo'nun bu yöndeki anlatımlarına yer veren Yılmaz, Gazi Mustafa Kemal'in, Dikmen sırtlarında kendisini bekleyen Seğmenleri görünce otomobilden inerek onlarla konuştuğunu ve ant aldığını ifade ederek şunları söyledi:

"Bu kararlılık, Ankara’dan zafere ulaşacak yolda güç ve inanç oldu ve bir milletin yeniden var oluş destanı yazıldı. O gün, Ankara’dan bütün dünyaya haykırmıştık yok olmayacağımızı!.. Ve yine Ankara’dan haykırıyoruz: 'İlelebet payidar kalacağız!' Cumhuriyetimizin ve Başkent oluşumuzun 100. Yılında Ankara’yı daha iyi idrak etmemiz ve önemini tam olarak kavramamız gerekir. Ankara’mızın kurucu manevi mimarlarından Hacı Bayramı Veli’nin, 'şar' dediği, Ankara’dır. 'kentle birlikte biz de yapıldık' sözü hakikattir. Bizim kaderimiz kentimizin kaderiyle birlikte yazılmıştır. Ankara’nın başkent oluşu, siyasi ve fiziki haritada bir işaret ve adlandırma olmanın ötesinde bir anlam ifade eder... Sadece 6,5 milyon Ankaralının değil, 85 milyonun ikametgahı ve kalbidir Ankara. Cumhuriyettir en başta Ankara... ''

Hibya Haber Ajansı