Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Zorlu, “Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında devam eden yargılama sonucunda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Anayasa Mahkemesi’nin kararına “uymama” biçiminde karar vermesiyle başlayan yüksek yargı organları arasındaki kriz, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararına uymaması ve tanımaması şeklinde devam etmektedir.” ifadesini kullandı.

“Türk vatandaşları ve Türk mahkemeleri, normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan Anayasa hükümleriyle bağlı olmakla birlikte istisnaları bulunmadığı sabittir.” diyen Zorlu, yürürlükte olan Türk Anayasası’na göre; Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı ve kesin olduğunu vurguladı.

“Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” şeklindeki Anayasa Madde 138/4 ile “Anayasa Mahkemesi kararları (…) yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” şeklindeki Anayasa Madde 153’e dikkat çeken Zorlu, şöyle devam etti:

“Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri, Anayasa Mahkemesi kararına uymamakla açıkça görev suçu işlemekte oldukları, Anayasal düzene aykırı hareket ettikleri pek çok hukukçunun ortak görüşü haline gelmiştir. Gerek vatandaşların gerekse hukuk mesleklerini icra edenlerin, yargılama aşamasında hangi merciin kararının bağlayıcı olduğu, son başvuru merciin hangi mahkeme olduğu yönünde aydınlatılması icap etmektedir. Buradan bağlamda;

"Yürürlükte olan Türk Anayasası’nın 153.maddesi iptal edilmiş midir?"

"Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu kaldırılmış mıdır?"

"Yargıtay’da kesinleşmiş bir kararın ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkanı sunulmuş olan Türk vatandaşları hakkında Anayasa Mahkemesi’nin lehe verdiği karara bağlayıcılık kazandıran mercii neresidir?"

"Bir Türk vatandaşının Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Bölge Adliye/İdare Mahkemeleri veya ilk derece mahkemelerinin o kişi aleyhinde vermiş olduğu karara “uymama” hakkı bulunmakta mıdır?"

Hibya Haber Ajansı