Fırat Üniversitesi’nde okuyan Muhammet Temel isimli öğrencinin KYK yurdunda intiharının ardından Babacan, "Gencecik bir arkadaşımın canına kıydığını okudum. Çok acı. Sağda solda, her yerde karikatürize edilmiş, sakıza dönmüş klişe bir Z kuşağı anlatısı var. Muhammet de muhtemelen bunların arasında genellemeler içinde kaybolup gidenlerdendi. Oysa siyasetçilerin görevi, bu anlatıyla laf kalabalığı yapmak değil; böyle olmamalı. Muhammet ve akranlarını oy pusulasından ibaret görmek olmamalı. Siyasetçinin görevi, toplumun ana unsuru olan gençlerin sorunları için çözüm üretmek olmalı.” dedi.

“Gezmenin, gülmenin, sinemaya konsere gitmenin çoğu gencin gündemine giremiediğini belirten Babacan, "İktidarın kötü politikaları ile gençleri duymayan ve anlamayan tüm siyasi partilerin siyasi manevraları yüzünden gençler sadece fakirleşmiyor; gençler mutsuzlaşıyor. Gençler umutsuzlaşıyor. Gezmek, gülmek, sinemaya konsere gitmek çoğu gencimizin gündemine giremiyor bile. ‘Yarın ne yiyeceğim’ diye düşünüyorlar. Akşam bir dilim ekmekle çorbaya razı olan üniversitede okuyan on binlerce genç var bu ülkede. Gençler mevcut durumlarını söylemeye bile çekiniyor." diye konuştu.

“Gençlerin yaşama sevincini alan ülke şartlarını değiştirmek zorundayız” diyen Babacan şöyle devam etti:

“Ders kitabını alamayan, karnını doyuramayan, bir çay bahçesinde keyifle oturamayan gençler, Batıdaki, ilerleyen Asya’daki akranları ile eşit fırsatlara sahip değil. Yarınını tahayyül edemeyen, derdine paydaş bulamayan ülkemiz gençliği, Batı’daki, ilerleyen Asya’daki akranları ile benzer hayallere sahip değil. Ne acı ki Muhammet’i kaybettik. Daha önce de Çanakkale’de Samet’i, Eskişehir’de Resul’ü, Samsun’da Elif’i, Elazığ’da Enes’i… Gençlerin yaşama sevincini alan ülke şartlarını değiştirmek zorundayız. Muhammetler’i, Sametler’i, Resuller’i, Elifler’i, Enesler’i yaşatmak zorundayız.”

Hibya Haber Ajansı