Günümüz gençliği, geçmiş nesillere kıyasla çok daha farklı bir dünyada yaşıyor. Teknoloji, sosyal medya, ekonomik zorluklar ve eğitimdeki aksaklıklar, gençlerin geleceğe dair umutlarını giderek azaltıyor. Eskiden bir gencin en büyük derdi iyi bir okul kazanmak, meslek sahibi olmak ve ailesine katkı sağlamakken, bugün gençler hayata tutunmak için daha büyük mücadeleler vermek zorunda kalıyor.
Şanlıurfa’da ve Türkiye’nin birçok bölgesinde gençlerin en büyük sorunlarının başında işsizlik geliyor. Üniversiteyi bitiren gençler bile iş bulamıyor, iş bulanlar ise aldıkları maaşla geçinemiyor. Bir zamanlar büyük umutlarla okunan diplomalar, bugün bir çekmecede unutulmuş kâğıt parçalarına dönüşmüş durumda. "Okuyun, ileride iyi bir mesleğiniz olsun" denilerek büyütülen bir nesil, artık "okusak da iş yok, çalışsak da geçinemiyoruz" diye haykırıyor.
Bir diğer önemli sorun ise gençlerin sosyal hayattan kopması. İnternetin ve sosyal medyanın getirdiği kolaylıklar kadar tehlikeleri de var. Gençler, saatlerini telefon ve bilgisayar başında geçiriyor, sosyalleşmek yerine sanal dünyaya hapsoluyor. Kitap okumayan, sohbet etmeyen, spor yapmayan, kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılmayan bir gençlik yetişiyor. Peki, bu gençler ileride nasıl bir toplum oluşturacak?
Uyuşturucu, alkol ve zararlı alışkanlıklar da gençleri tehdit eden büyük tehlikeler arasında. Özellikle ekonomik sıkıntılar ve gelecek kaygısı yaşayan gençler, kendilerini kötü alışkanlıklara kaptırabiliyor. Devletin, ailelerin ve eğitim sisteminin bu konuda çok daha duyarlı olması şart. Eğer gençleri doğru yönlendirmezsek, gelecekte çok daha büyük toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
Peki, çözüm ne? Öncelikle gençlere umut vermeliyiz. Onların geleceğe dair kaygılarını azaltacak projeler üretmeliyiz. İyi bir eğitim sistemi, adaletli bir iş piyasası, gençleri spora ve sanata teşvik eden ortamlar oluşturmalıyız. Çünkü bugün çaresiz bıraktığımız gençler, yarının Türkiye’sini inşa edecek nesil olacak. Eğer gençlerimizi kazanamazsak, geleceğimizi de kaybederiz.
Şimdi hep birlikte düşünelim: Gençlerin bu hali ne olacak? Bu sorunun cevabı, bizim bugün onlara sunduğumuz imkânlarda ve desteğimizde saklı. Gençleri kaybetmemek için çok geç olmadan harekete geçmeliyiz.