İSTANBUL (AA) - GÜLSELİ KENARLI - Modoko Mobilyacılar Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çalışkan, Türkiye'de üretilen mobilyaların yüzde 95'inin, kullanım ömrünü tamamladıktan sonra çöpe gittiğini, ham madde ihtiyacının karşılanması için sektörde geri dönüşümün artırılması gerektiğini söyledi.

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Çalışkan, Türkiye'de 45 bin mobilya üreticisi bulunduğunu, 500 bine yakın işçinin çalıştığı sektörde ithal girdisinin çok az olduğunu belirtti.

Mobilya sektöründe, ana kaynak olarak ormanların kullanıldığını, nüfus artışına paralel olarak sektörün büyüdüğünü ve artan ham madde ihtiyacı için de daha fazla ağaç kesildiğini anlatan Çalışkan, "Bunu çözmek için endüstriyel ormanlar üretiyoruz ama mobilya sektörünün artık yapması gereken geri dönüşüm." dedi.

Türkiye'nin sunta ve MDF üretiminde dünyada ikinci sırada olduğu bilgisini veren Çalışkan, birinci sıradaki İtalya'da mobilya sektöründe geri dönüşüm oranının yüzde 95'i bulduğunu, Türkiye'de ise bu oranın yüzde 5'lerde olduğunu bildirdi.

Orman ihtiyacının yavaş yavaş karşılanamayacak noktalara gelmesinin sorun olduğuna değinen Çalışkan, İtalya'daki geri dönüşüm oranının yüksek oluşunu, devletin verdiği teşvik ve desteklere bağladı.

Türkiye'nin plastik, cam gibi ürünlerde geri dönüşümde çok iyi noktada olduğunu ifade eden Çalışkan, şöyle devam etti:

"Türkiye'de mobilyanın geri dönüşümü diye bir sektör yok. Geçen yıl Türkiye mobilya sektöründe toplam 8,5 milyar dolarlık üretim yaptı, bunun yaklaşık 4,7 milyar doları ihracat olarak gitti, 3,8 milyar doları da iç piyasada kullanıldı. Sektörde üretilen mobilyanın yüzde 95'inin çöpe gittiğini düşünürsek biz 300-400 milyon dolar kadarlık bir kısmını geri dönüştürebilmişiz. Mobilya geri dönüşümü konusunda bazı örnekler var. Koltuk takımlarının içindeki ağaçlar çıkarılıp paketlenerek ihtiyaç sahiplerine gönderiliyor. Geri dönüşüm bu değil. Koltuğundan kumaşına, süngerinden mobilyanın camına kadar hepsini ayrıştırıp, sonra bunların yeniden sunta ve MDF olarak kullanılmasını sağlamak için tesisler kurmamız lazım."

- "Devletin öncü olması gerekiyor"

Beyaz eşya sektöründe bazı ürünlerin firmalar tarafından belli bir indirim karşılığında alındığını, kendilerine de müşterilerden benzer talepler geldiğini aktaran Çalışkan, "Aldığımız ürünleri geri dönüşüm tesislerine verip, belli bir bedel geri alarak çarkı döndürmemiz lazım. Bunun için ilk önce geri dönüşüm tesislerinin kurulması, dışarıdaki ham maddeden çok daha avantajlı bir şekilde bu ham maddelerin mobilya fabrikalarına sunulması gerekiyor." dedi.

Devletin mobilyada geri dönüşüm sektörünün oluşmasında öncü olması gerektiğini vurgulayan Çalışkan, "Dışarıda aldığınız ağaç 10 lirayken, mobilya alıp ayrıştırıp 15 lira gibi maliyete girmek benim açımdan mantıklı değil. Devletin bununla ilgili belli kısımlarda destek verip, bunun maliyetinin 8 liraya düşmesini sağlaması lazım." görüşünü paylaştı.

Ham maddeye erişim konusunda gelecekteki 5-10 yılın bugünlere göre daha zor olacağı tahmininde bulunan Çalışkan, son dönemde, özellikle Avrupa'da geri dönüştürülmüş malzemeden yapılan ürünlerin teşvik edildiğinin altını çizdi.

Çalışkan, Türkiye'deki mobilya fabrikalarında yeşil enerjiyle, sürdürülebilirliğe uygun üretim yapıldığında ihracatta ellerinin daha güçlü olacağını ve girmekte zorlandıkları pazarlara girebileceklerini dile getirdi.

Sektör olarak hayata geçirdikleri çevre dostu uygulamalardan bahseden Çalışkan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Üretim yapmış olduğumuz tesislerin tamamında güneş enerjisi gibi sistemleri kurmaya çalışıyoruz. Son dönemde İstanbul'daki mobilyacılar Sakarya, Tekirdağ gibi yerlere kayıyor, burada kurulan fabrikaların tamamında geri dönüşüm yapmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte biyokütle enerjisi üretiminde aldığımız ürünleri kullanıyoruz. Türkiye'de 45 bin üreticiden toplam mobilya hacminin yüzde 95'ini ilk 2-3 bin firma üretiyor. Sektörde yeşil enerji kullanımı ise toplamda yüzde 2-3 seviyelerinde. Bu devirde artık sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin ham maddeye ulaşımı, sektörlerin kalkınmasını sağlamak önemliyse bu seviyeyi bizim de artırmamız lazım."